Böylesine uç derecede ‘sağcı’ bir siyasetçinin “Ermeni kökenli” olmasından da, Ermenilere yönelik dolaylı da olsa bir tür nefret söylemi yaratıldı. Öncelikle, bir Ermeni nasıl olur da böyle bir kimlik değişimine gider, sağcı bir siyasetçi olurdu? Bir de şu tür şeyler söylendi: Böylesi bir siyasetçi olsa olsa Ermeni kökenli olurdu.
Millî Görüş hareketinin önde gelen isimlerinden, Necmettin Erbakan’ın uzun süre çok yakınında olmuş siyasetçilerden Oğuzhan Asiltürk’ün ölümü geniş yankı yarattı. Bunun bir sebebi, Asiltürk’ün COVID aşısı olup olmadığıyla ilgili tartışmalardı. Diğer sebebi ise eski AKP milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın bir süre önce kendi sosyal medya hesabından dile getirdiği iddialardı.
Bu iddialara göre Oğuzhan Asiltürk Malatyalı bir Ermeni’ydi, asıl ismi Durmuş Durduyan’dı, 30’lu yaşlarında Necmettin Erbakan’la tanıştıktan sonra isim değiştirip Oguzhan Asiltürk adını almış ve Millî Görüş hareketine katılmış, yükselmişti.
İşbaşaran’ın bu iddiaları o zaman tuhaf bir şekilde hayli alıcı bulmuştu; Asiltürk hayatını kaybedince sosyal medyada tekrar gündeme geldi, üstelik ‘gerçek’ muamelesi yapılarak. Birçok hesap, hatta haber sitesi, bu iddiaları tekrar dolaşıma soktu. Üstelik bu iddiaları dolaşıma sokanlar genellikle her türlü açıklamaya, beyana ‘şüpheyle’ bakan çevrelerdi. Nedense, bu iddiaya şüpheyle bakmadılar.
Bu paylaşımlarda irkiltici bir ton da vardı. Böylesine uç derecede ‘sağcı’ bir siyasetçinin “Ermeni kökenli” olmasından da, Ermenilere yönelik dolaylı da olsa bir tür nefret söylemi yaratıldı. Öncelikle, bir Ermeni nasıl olur da böyle bir kimlik değişimine gider, sağcı bir siyasetçi olurdu? Bir de şu tür şeyler söylendi: Böylesi bir siyasetçi olsa olsa Ermeni kökenli olurdu.
Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur bu iddiaların kökenine indi ve bu komplo teorisinin gerçek olmasının mümkün olmadığına işaret eden bazı bilgiler paylaştı.
Ben de bir çift söz söylemek isterim bu konuda.
Öncelikle, böyle durumlarda ilkesel bir duruş geliştirmekte fayda var. Bir kişi, kendisi ya da çok yakını açıklamadıkça, bu tür iddiaları gündeme almamakta sonsuz fayda var. Zira insanlar böylece itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Biliyorum, bu iddiaları yayanlar “Ermeni de olabilir canım, ne var bunda?” diyorlar ama sonrasında söyleyeceklerini söylüyorlar, hem de bu komplo teorisinin yayılmasına katkıda bulunuyorlar.
Farz edelim ki doğru. Öyle olsa bile bu kişisel bir bilgidir ve iddiaların muhatabı olan kişi bunu açıklamadıkça, geri kalanlara susmak düşer. Basit bir etik kuraldan bahsediyoruz.
Öte yandan, bu komplo teorisini bir mantık süzgecinden geçirmek de pekâlâ gereklidir, böylesi durumlarda. İster Türkçe isim almış bir Ermeni olsun, ister Müslümanlaşmış bir Ermeni; ‘Durmuş Durduyan’ diye bir isim mantıklı görünüyor mu yani? Hayli karikatürize bir durum olduğu besbelli.
Üstelik, iddialara göre 30’lu yaşlarına kadar bu isimle yaşamış, İTÜ’ye bu isimle kaydolmuş. Bu da gayet şüphe uyandırıcı. Öncesindeki hayatına dair hiçbir iz olmaz mı, ailesi de mi yok bu kişinin?
“Farz edelim ki doğru” kısmına dönelim. Diyelim ki öyle; bu ne ifade eder? Bir kişiyi buradan yargılamakla elimize geçecek olan nedir? O kişinin hayatı, varlığı açısından bu neyi değiştirir?
Böyle soruları hiç sormuyoruz kendimize. Kimlik meselesinin delice bir iştahla konuşulduğu bu topraklarda ne yazık ki böyle komplo teorileri çok fazla alıcı buluyor. İşin daha da iç acıtıcı kısmı, bazı Türkiyeli Ermeniler de bu komplo teorisine, hiç sorgulamadan ‘gerçek’ muamelesi yaptılar, teoriyi yaydılar. Bu da yetmezmiş gibi, Ermenistan’dan Türkçe yayın yapan bir haber sitesinin sayfasında hâlâ “Ermeni kökenli Oğuzhan Asiltürk” diye başlayan haberler var.
Hiç olmazsa Ermeniler bu konuda biraz daha dikkatli olsalar demek zorundayım. Bu toprakların Müslümanlaş(tırıl)mış Ermenilerle yoğrulmuş, trajik bir tarihi var. Keza resmî görüşün hazzetmediği kişiler ve gruplar sık sık “kripto/gizli Ermeni” olmakla suçlandı, hâlâ da suçlanıyor. 1990’lı yıllarda Kürt meselesi hayli yakıcı iken kimlere “Ermeni” dendiğini hatırlamıyor muyuz? Böylesi teorileri yaymak kimin işine geliyor diye düşünmemiz gerekmez mi?
Velhasıl, hassas konular bunlar. Daha dikkatli olmakta fayda var.