Biden'ın "ilkler" kabinesi

ABD Başkanı Biden’ın kabineye ve yönetimin üst kademelerine farklı etnik kökenlerden kişileri atamış olması şimdilik sol kanadı memnun etti. En güçlü bakanlıklardan biri olan, Hazine Bakanlığı’na ilk kez bir kadın getirildi. Yeni Dışişleri Bakanı Blinken, Trump döneminde başlatılan Türkiye’ye yönelik yaptırımların artırılacağının sinyalini verdi. Blinken Ermenistan’a güvenlik yardımını arttıracaklarını, Ermenistan’da demokrasinin ve ekonominin güçlenmesine destek olacaklarını söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın bariz ve açık bir dille tanımladığı süreç işledi ve 20 Ocak günü öğlen saat 12’de Joe Biden yemin ederek başkanlık görevini devraldı. Böylece ABD tarihinde ilklerin yaşandığı çok sıkıntılı bir seçim dönemi tamamlanmış oldu. Trump tarafından kışkırtıldıkları ciddi olarak iddia edilen aşırı ulusalcı ve beyaz üstünlükçüsü grup tarafından Kongre’ye yapılan 6 Ocak saldırısı sadece ABD’lileri değil tüm dünyayı şok etmişti. İç Savaş’taki Güneyli isyancıların bayrağı tarihte ilk kez Kongre’ye bu saldırı sırasında geldi. Trump’ın o güne kadar sadık başkan yardımcısı olan Mike Pence’e yönelik “Asalım!” çığlıkları atıldı. Saldırganlar, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’ye suikast yapma planına bile sahiptiler. Fakat sonunda sistem çökmedi ve Kongre, eyaletlerin tescil etmiş olduğu seçim sonuçlarını kesinleştirdi. 

Biden’ın yemin törenine eski başkan Trump katılmadı. Ancak eski Başkan Yardımcısı Pence, tüm Kongre üyeleri, eski başkanlar Bush, Clinton ve Obama da yemin töreninde hazır bulundular. Böylede ABD’nin gurur duyduğu, barışçı yolla başkanlığın el değiştirmesi geleneği bir kez daha korunmuş oldu.  

‘İlk’lerin kabinesi
En yaşlı başkan ve ikinci Katolik başkan (J. F. Kennedy’den sonra) unvanlarını taşıyan Biden, ilk kadın, ilk Afro Amerikalı, ilk Hindistan kökenli Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile birlikte yönetimi devraldı. Bu ikili, ABD’nin Koronavirüs pandemisi, ekonomik buhran, toplumsal kutuplaşma, müttefiklerle gerilim gibi sorunlarını çözmek zorundalar. Bu elbette kolay olmayacak. Demokratların Temsilciler Meclisi’nde çoğunlukları azalsa da yine son söz onlarda. Sürpriz şekilde Georgia gibi muhafazakâr bir eyaletin iki senatörlüğünü de kazandıkları için Senato’da 50-50 olan dengeyi de -,Anayasaya göre Başkan Yardımcısı’nın oyu dengeyi bozacağı için- ellerine geçirmiş oldular. Bu, Biden için bir avantaj olarak görünüyor olsa da Cumhuriyetçilerin ılımlı kanadıyla uyumlu çalışmak zorunda. Biden’ın tecrübesi kendisi için bir avantaj olabilir. Öte yandan Demokratların sol kanadı her istediğini alamayacak. Ancak Biden’ın yönetim kademelerine yaptığı atamalar Bernie Sanders’ı ve sol kanadı şimdilik biraz rahatlattı. 

Biden’ın kabineye ve yönetimin üst kademelerine farklı etnik kökenlerden kişileri atamış olması şimdilik sol kanadı memnun etti. Örneğin, ABD tarihinde ilk defa Afro Amerika kökenli bir savunma bakanı oldu. Emekli orgeneral Lloyd Austin’ın savunma bakanı olması için, yasada yer alan, ordudan emekli olanların 7 yıl savunma bakanı olamayacağı kuralı, Kongre’nin büyük çoğunluğunun desteğiyle özel muafiyete tâbi tutuldu. Lloyd Austin 2015/2016 döneminde Merkez Kuvvetleri Komutan ( CENTCOM) iken Suriye’de IŞİD ile mücadelede Kürt gruplara verdiği destekle tanınıyor. 
En güçlü bakanlıklardan biri olan, Hazine Bakanlığı’na ise ilk kez bir kadın getirildi. Merkez Bankası (FED) eski başkanı olan Janet Yellen ABD’nin ilk kadın hazine bakanı oldu. Latin kökenlilerin çok memnun kaldığı başka bir atama ise İç Güvenlik Bakanlığı’na Alejandro Mayorkas’ın getirilmesi oldu. Göçmenlikle sorunlar bu bakanlığın yetkisinde olduğu için, Trump’ın göçmenlerle ilgili tüm atmış olduğu tüm adımların silineceğini söylemek kehanet olmaz. 

İçişleri Bakanlığı ise yerli Amerikalı olan, Pueblo kabilesinden Deb Haaland’in sorumluluğunda olacak. ABD’de federal araziler, Kızılderililerin özerk bölgeleri, büyük doğal kaynaklar bu bakanlığın sorumluluğu altında bulunuyor. Dolayısıyla bu atama da çok anlamlı ve önemli.  

Dışişleri’nde ‘dönüş’
Dışişleri Bakanlığı’na ise Antony Blinken, Senato’nun yüzde 75 desteğiyle geldi. Blinken, eski başkan Obama ve eski başkan yardımcısı Hillary Clinton ile çok yakın çalışmış, deneyimli bir dışişleri uzmanı. ABD dış politikasının Trump döneminde rayından çıkan geleneksel çizgisine döndürmesi Blinken’la ilgili ilk beklentilerden birisi. Şimdiden Rusya ile askıda olan Nükleer Silahlar Antlaşması bir anda imzalandı. ABD Paris Çevre Antlaşması’na geri döndü. Obama döneminde yapılan İran ile Nükleer Silahsızlanma Antlaşması, büyük ihtimalle kısmen de olsa yeniden yürürlüğe girecek gibi görünüyor.

Yeni Dışişleri Bakanı Blinken, Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda yapılan oturumda ilginç açıklamalarda da bulundu. Blinken, Türkiye’den bir müttefik gibi davranmayan ‘sözde stratejik ortak’ olarak bahsetti. Bunun en büyük nedeni Rusya’dan S-400’lerin alımı olsa da Rusya ile yakınlaşma, Suriye, Doğu Akdeniz ve Ege, Libya, Kafkaslar‘da yeni ABD yönetimini tedirgin eden sorunlar da masada duruyor. Blinken, Trump döneminde başlatılan Türkiye’ye yönelik yaptırımların artırılacağının sinyalini de verdi. 

Senato’da çoğunlukta oldukları için Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olacak olan Demokrat Senatör Bob Menendez, Ermenilere olan yakınlığıyla tanınıyor. Ekim 2020’de New York’ta Holy Martyr Ermeni Kilisesi’nde Nadine Arslanian ile evlenen Senator Menendez, onay oturumunda Anthony  Blinken’e cok önemli sorular yöneltti. Yeni Dışişleri Bakanı, Menendez’e verdiği cevaplarda Ermenistan’a güvenlik yardımını arttıracaklarını, Ermenistan’da demokrasinin ve ekonominin güçlenmesine destek olacaklarını ve Dağlık Karabağ sorununun kesin çözümü için ABD’nin Minsk Grubu’ndaki eş başkanlık rolünün daha etkin hale getirileceğini söyledi.  

‘1915’ meselesi
Massachusetts Eyaleti’nden Senatör Ed Markey’nin sorusu üzerine, Biden’in adaylık sürecinde verdiği Ermeni Soykırımı’nı tanıma vaadini teyit eden Blinken, yeni yönetimin 24 Nisan Anma Günü ile ilgili vereceği mesajın detayları üzerinde çalışacağını ve bu ‘çok önemli’ mesele ile ilgili Başkan’ın vereceği mesajın Kongre’ye danışılarak verileceğine de dikkat çekti. Önceliklerinin insan hakları ve Ermeni Soykırımı gibi bir trajedinin yeniden yaşanmaması olduğunu sözlerine ekleyen Blinken’in tutumu Ermeni toplumu tarafından çok olumlu karşılandı.

Ancak Blinken, açık bir şekilde “Evet, tanıyacağız” demedi.  Türkiye’nin ABD için çok önemli olan meselelerde önümüzdeki dönemde atacağı stratejik adımlar ve taktiksel rota değişiklikleri, iki ülke arasındaki ilişkilerde belirleyici olacak. Türkiye-Rusya ilişkilerinin seyri bu bağlamda çok önemli olacak. Öte yandan Blinken’ın kişisel yaklaşımı ve hassasiyeti de önemli bir faktör. Blinken’ın üvey babası Samuel Pisar, Holokost’tan sağ kurtulmuş ünlü bir avukat. Bu nedenle Blinken’ın Başkan Biden’ı vermiş olduğu sözden caymamaya ikna edeceğini de düşünebiliriz. 

Kategoriler

Dünya


Yazar Hakkında