Başkan Trump ateşle oynuyor

Özellikle azınlıkları çok daha yüksek oranda etkileyen salgınla 1929’daki ‘büyük buhran’daki oranlara ulaşan işsizliğin üzerine, bitmek bilmeyen ırkçılık ve polis şiddetinin tekrar tescil edilmesi ülkeyi kırılma noktasına getirdi.

edvinminas@aol.com

ABD tarihinin ve Afro Amerikalıların insan hakları mücadelesinin  en etkin iki ismi olan Malcolm X ve Martin Luther King (MLK) 1964’te farklı bakış açılarıyla gündeme gelmişlerdi. Bir yıl sonra, 1965’te suikasta kurban gidecek Malcolm X, “Ben bizler için duruma bir kurban gözüyle bakarak, herhangi bir Amerikan rüyası görmüyorum, sadece bir Amerikan kâbusu görüyorum” demişti. Daha barışçıl, şiddet karşıtı ve uzlaşmacı olan MLK ise  - belki o günlerde değil ama eninde sonunda adaletin tecelli edeceğine ve Amerikan rüyasının toplumun her kesimi için erişilebilir olacağına  olan- inancını vurguluyordu. Herkesin bildiği gibi o da 1968’de ırkçıların düzenlediği bir suikasta kurban gitti.   

Kırılma noktası
George Floyd’un Minneapolis polis memuru Derek Chauvin tarafından geçen hafta yayınlanan video görüntüleri sayesinde dünyanın gözü önünde vahşice öldürülmesi üzerine yükselen tepkiler, ABD’nin her yanına yayılan şiddetli protestolara dönüştü. Özellikle azınlıkları çok daha yüksek oranda etkileyen salgınla 1929’daki ‘büyük buhran’daki oranlara ulaşan işsizliğin üzerine, bitmek bilmeyen ırkçılık ve polis şiddetinin tekrar tescil edilmesi ülkeyi kırılma noktasına getirdi. New York, Los Angeles gibi pek çok büyük şehirde protestoların yanı sıra yağma, talan, yangın gibi olaylar da hızla yayılıyor. Emniyet ve valiler tarafından harekete geçirilen Ulusal Muhafız Güçleri (ulusal sözcüğü yanıltıcı, aslında ‘eyalet milisleri’ diyebiliriz) genelde yetersiz ve çaresiz durumdalar. Onlarca şehir merkezinde saat 18.00 ile 6.00 arasında sokağa çıkma yasağı var ama bu yasak olayları etkilemiyor.  

Her ne kadar ‘68 kuşağından gelen, tecrübeli ve saygın Afro Amerikalı siyasiler ve kanaat önderleri MLK’nın yolundan gitmek isteseler de Afro Amerikalı ve Latin kökenli gençlik patlama noktasında bulunuyor. Malcolm X onlara gittikçe çok daha cazip geliyor. ‘Black Lives Matter/ Siyahların Hayatı Önemlidir’ hareketi gittikçe güçlenirken, beyazlardan, bu arada Ermeni Gençlik Komiteleri gibi diğer etnik grupların örgütlerinden de destek buluyorlar. Buna yangına körükle giden, kimilerinin deyişiyle ‘başkan seçilmiş  siyasi kundakçı’ Donald Trump’ın tahrik edici ve tehditkâr söylemi de eklenince ABD’deki durum gittikçe daha vahim bir hal alıyor. 

Örnek: Nixon
Başkan Trump’ın, “yağmalar başlarsa üzerinize yaylım ateş de başlar”, “vahşi köpekleri ve muazzam silahlari üzerinize yöneltirim” gibi tehditleri, eski Başkan Nixon’ı örnek alarak, “ben kanun ve düzen başkanıyım” dedikten sonra, hukuki açıdan tartışmalı, “ABD Ordusu’nu gerekirse şehirlere sokar, düzeni sağlarım” söylemi son derece tehlikeli bir hal almış durumda. Halen can ve mal kaygısı taşıyan kesimlerin Trump’ı destekleme ihtimali de oldukça tehlikeli gelişmelerin habercisi. Trump ayrıca eyaletlerle federal devletin arasını da açarak, anayasal bir krize de kapı aralamış oluyor. ABD yasalarına göre, ordunun şehirlere girip, ülke içinde güvenlik gücü olarak hareket etmesi mümkün değil. Bunun tek istisnası ise ‘iç isyan’. Trump ve destekçileri bu gerekçenin halen mevcut olduğunu savunuyor. Trump’ın muhafazakâr yandaşlarından, Arkansas Senatörü Tom Cotton, ABD Ordusu’nun ve 101’inci Hava İndirme Tümeni’nin harekete geçirilerek duruma hemen müdahele edilmesi çağrısında bulundu.  Bu, en son 1950’lerde Başkan Eisenhower’ın emriyle Afro Amerikalıların Arkansas eyalet güçleri karşısında maruz kaldıkları adaletsizlik, zulüm ve ırkçılığı durdurmak amacıyla gerçekleşmişti. Eisenhower, bu kararı Afro Amerikalıların anayasal hakları olan beyazların gittiği okullara gidebilmelerini sağlamak için vermişti. 

Seçim stratejisi
Trump’ın kasım 2020’de yapılacak başkanlık seçimi için stratejisi, kutuplaşmayı artırarak, bunu kendi lehine kullanmak. Bu kumarın nasıl sonuçlanacağını ise henüz kimse bilmiyor. Trump’ın bu stratejisine karşı çözümün ne olduğu da tartışılıyor. Güvenlik güçlerinin önemli bir kesimi protestocularla empati yaparak, George Floyd anısına düzenlenen diz çökme eylemlerine katılıyor. Minnesota eyelet yönetimi geçmişte fazla örneği olmayan bir karar alarak, Minneapolis Emniyet Amirliği için insan hakları ihlali soruşturması başlattı. Bu tür gelişmeler diğer eyaletlerde de yaşanabilir ancak yeterli olmaz. 

Demokratlar'da durum
Bu kemikleşmiş polis ırkçılığı sorunu sadece Trump ve Cumhuriyetçi Parti’nin meselesi değil. Daha ilerici ve ırkçılık karşıtı olarak bilinen Demokrat Parti yönetimindeki New York ve Kaliforniya gibi bölgelerde devam eden polis şiddeti ve ayrımcılık da önlenebilmiş değil. Obama ve onun döneminde Adalet Bakanı olan Eric Holder, Afro Amerikalı olmalarına rağmen 8 yıllık başkanlık döneminde bu sorunu çözemediler. Polis sendikalari çok güçlü ve ana hedefleri olması gereken iş güvenliği, yeterli gelir düzeyi, emeklilik geliri gibi öncelikler yerine tercihlerini görevlerini kötüye kullanan, aşırı şiddet uygulamakla suçlanan polisleri koruma yönünde kullanıyorlar. Sendika başkanları arasında Minneapolis Polis Sendikası’nın ırkçılığıyla ünlü başkanı ‘Beyaz Kuvvet’ kolluğu takan Bob Kroll da var. İki büyük partinin  adayları, polis sendikalarının desteğini almak için yarıştıkça bu sorunun çözülmesi kolay olmayacaktır. 
Bu isyan ve protestolar değişimi tetikleyebilir. Bunun için en başta, sadece cinayeti işleyen polis memurunun değil, gözlerinin önünde işlenen suça engel olmayan diğer memurların da yargı önünde hesap vermeleri gerekiyor. Bunun için onları koruyan muafiyet kanunlarının değiştirilmesi gerekiyor. Bunu Demokrat çoğunluğu olan büyük eyaletler isterlerse hemen yapabilir. Los Angeles’ta 1992’deki Rodney King isyanları ve sonrasındaki gelişmeleri, vaatleri, yapılan sözde reformları gözlemlemiş ve yaşamış bir hukukçu olarak kişisel beklentim maalesef yüksek değil. Buna rağmen Martin Luther King’in “Ahlaki evrenin yayı uzundur ama adalete doğru bükülür” sözüne umutla sarılmak zorundayız. 



Kategoriler

Dünya


Yazar Hakkında