Geçtiğimiz hafta Elizabeth Maria Pıçakçı ve ailesinin Marmaris’te uğradığı ırkçı saldırılar nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını gündeme getirmemizin ardından habere çeşitli gazete ve internet sitelerinde 'Ermeni yalanı çürütüldü' şeklinde ırkçı bir yaklaşımla yer verildi. Pıçakçı'ya yapılan ırkçı saldırı Şerzan Kurt isimli Kürt öğrencinin polis kurşunuyla öldüğü günlere denk gelirken, İnsan Hakları Derneği raporu Pıçakçı'yı doğruluyor.
SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr
Geçen hafta, Elizabeth Maria Pıçakçı ve ailesinin Marmaris’te uğradığı ırkçı saldırılar nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kalmasıyla ilgili bir haber yayımlamamızın ardından Milliyet gazetesi de gelişmeleri sayfalarına taşıdı. Muğla Emniyeti, haberin Milliyet’te yayımlanması üzerine konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Konuyu haberleştiren İhlas Haber Ajansı ve haberi bu ajanstan alan haber siteleri sabahcom.tr, stargundem.com, borsarti.com ve haberler.com ise, söz konusu açıklamayı okuyucularına ‘Ermeni yalanı çürütüldü’ gibi başlıklarla duyurarak, ırkçı yaklaşımın tuzağına düştü.
Elizabeth Pıçakçı, iki yıl önce, rakip işletme sahibi tarafından “Şerefsiz Ermeni köpekler” ve benzeri ırkçı hakaretlere maruz kaldığını iddia etmişti. Muğla Emniyeti, 3 Eylül’de yaptığı açıklamada Pıçakçı’nın iddiasını yalanlanmadı; olayın “karşılıklı hakaret” olduğunu ileri sürdü. Emniyet’in açıklaması şöyle: “20.05.2010 tarihinde Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkezi Amirliğine müracaatta bulunan M.K. isimli şahıs, Elizabeth Maria Pıçakçı ve Gürcistan uyruklu eşi E.K.’nın kendisine hakaret ettiğini iddia etmiş, şahısların beyanlarından hakaret konusunun birbirlerine yakın olarak gümüşçü dükkânı işleten, her iki tarafın aralarında oluşan ticari rekabet ve müşteri paylaşımından dolayı tartıştıkları alınan beyanlarından anlaşılmış olup, Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatları doğrultusunda ‘karşılıklı hakaret’ suçundan yasal işlem yapılmıştır.”
Elizabeth Pıçakçı, olayın ardından kendisi ve ailesinin üzerindeki baskının arttığını ve Gürcistanlı eşinin, 10 yıldır yaşadıkları Marmaris’te kaçak işçi statüsünde çalıştığı gerekçesiyle sınırdışı edildiğini belirtmişti. Muğla Emniyeti’nin açıklamasında, konu hakkında şu bilgiler verildi: “27.06.2010 tarihinde gelen ihbar CD’sindeki kamera görüntülerinin incelemesi neticesinde, Gürcistan Uyruklu E.K. isimli şahsın eşi Elizabeth Maria Pıçakçı’ya ait işyerinde, kaçak olarak çalıştığı tespit edilmiş, E.K. isimli şahsa 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun doğrultusunda, ülkemizi verilen süre içerisinde terk etmesi gerektiği, aksi takdirde sınır dışı edileceği tebliğ edilmiştir. 08.08.2010 tarihinden itibaren süreli 5 yıl yurda giriş yasağı konulmuştur.”
Muğla’da özellikle yaz sezonunda çok sayıda Rus, Gürcü, Kazak, İngiliz ve Alman işçi kaçak olarak çalıştırılıyor. Kaçak işçiler, dil bildikleri ve müşteriyi daha kolay ikna ettikleri için tercih ediliyor. Bu işçilerin kaçak olarak çalıştırılmasına izin verilirken, 10 yıldır Marmaris’te yaşayan, resmi oturma izni olan, çocuklarını okutan, kısaca geleceğini ve hayallerini Türkiye’de gerçekleştirmek isteyen E.K.’nın, tam da ailenin saldırı şikâyetlerinde bulunmasının ardından sınırdışı edilmiş olması düşündürücü.
Öte yandan, Pıçakçı’nın ırkçı saldırılara hedef olmadığını ileri süren Muğla Emniyeti’ne bağlı bir polis, 12 Mayıs 2010 tarihinde sağcı bir grubun saldırısına müdahale etme gerekçesiyle silah ve biber gazı kullanmış, arbede sırasında Şerzan Kurt isimli Kürt bir öğrenci vurulmuş ve sekiz gün sonra yaşamını yitirmişti. Pıçakçı’nın ırkçı saldırılara hedef olduğu dönem, Kurt’un vurulduğu günlere denk geliyor.
İHD raporu Pıçakçı’yı doğruluyor
İnsan Haklar Derneği Muğla Şubesi, Pıçakçı’nın başvurusu üzerine 2010 yılında üç kişilik bir heyetle olayı araştırdı. Rakip işletmenin sahibi M.K. ve çevre esnafla yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgileri raporlaştıran İHD heyeti, raporda “Elisabeth Maria Pıçakçı’ya etnik kimliği üzerinden küfür ve hakaret edildiği doğrudur” dedi.
Raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Bir sokağın iki yakasında karşılıklı olarak aynı işi yapan iki işletme sahibi arasında ticari kaygılarından kaynaklanan bir sürtüşme vardır. Bu sürtüşmede M.K. haksız rekabet kapsamındaki davranışları tahrik edici rol oynamıştır. 20.05.2010 günü M.K. (20-25 lira satış değeri olan hediyelik eşya için) Pıçakçı’nın müşterilerinin duyacağı şekilde yüksek sesle ‘burada 10 lira’ diye bağırması üzerine çıkan kavgada tarafların birbirlerine karşılıklı sözleri ve tepkileri vardır. Başlangıç itibarı ile ticari rekabet nedeniyle ortaya çıkan bir anlaşmazlık ve kavgada Ermeni asıllı Elisabeth Maria Pıçakçı’ya etnik kimliği üzerinden küfür ve hakaret edildiği doğrudur. İHD olarak bizi kaygılandıran asıl olay azınlık milliyet veya inançlardan olan yurttaşlarımıza yapılan bu tür taciz ve saldırılardır. Haklı bile olsa hiçbir neden bu tür saldırıların bahanesi olmamalıdır. Çünkü etnik temele dayanan ayrımcılık ve gerginlikler söz konusu bu yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokabilecek gelişmelerdir. Bu nedenle üzerinde önemle durulması ve önlenmesi gereklidir.”