Belki de en lezzetli yemekler, eldeki malzemenin kısıtlı olduğu durumlarda çıkıyor.Kırmızı şarap, meyveler ve romla yapılan bir kokteyl olan ‘sangria’, rengini kırmızı şaraptan, adını ise İspanyolcada kan manasına gelen ‘sangre’den alıyor.
Giritlilerin ve şimdi Girit göçmenlerinin yaşadığı her yerde pişirilen çeşit çeşit otun, kökün hayatımıza girmesi, elde çok malzeme olmamasından ve elde olan her şeyi değerlendirme çabasından kaynaklanıyor.
Bunu, bayıla bayıla yediğimiz sakatat yemekleri için de söyleyebiliriz. Sürekli bonfile yiyebilen birilerinin hayvanın bağırsaklarını da değerlendirmeye çalışmasının bir nedeni olması lazım.
Ama en doğrusu da bu değil mi? Sahip olduklarımızı hiç ziyan etmeden tüketmek hem dünyamıza, hem kendimize olan saygımızı gösteriyor.
Elimizdeki malzemeyi kullanmanın en iyi örneklerinden biri, kışın tarifini verdiğim sıcak şarap. Açıldıktan sonra birkaç gün içinde tadı büyük kayıplara uğradığı için içilmemesi tavsiye edilen kalmış şaraplar, baharatlarla tatlandırılıp servis edilerek değerlendirilebilir.
Görüntüsü bile insanın içini ısıtan bir şey olduğundan, yaz sıcaklarında sıcak şarap tavsiye etmek pek akıl kârı değil. Ama yazın da, kalmış şarapları değerlendirmenin bir yolu var – hem de çok lezzetli bir yolu: Sangria.
Yaz, deniz, kum, güneş, plaj dendiğinde insanın aklına ilk olarak buz gibi bira gelse de, sangria da tüm bu yaz simgelerine iyi eşlik eder.
Kırmızı şarap, meyveler ve romla yapılan bir kokteyl olan ‘sangria’, rengini kırmızı şaraptan, adını ise İspanyolcada kan manasına gelen ‘sangre’den alıyor.
Serinlemeye en çok ihtiyaç duyan yerlerden biri olan İspanya’nın meşhur ettiği bir kokteyl... Klasik tarif gayet basit:
Bir limon, bir misket limonu ve bir portakalı ince, yuvarlak dilimler halinde doğrayıp derin bir sürahiye koyun. İçine yarım bardak rom ve yarım bardak toz şekeri boşaltın. İki saate yakın bir süre buzdolabında bekletin. Dolaptan çıkardıktan sonra, meyveleri bir kaşıkla ezerek, özlerinin daha da çok çıkmasını sağlayın. İki bardak soğuk portakal suyu ve bir şişe kırmızı şarap ekleyin. İşte sangrianız hazır!
Elbette, bu tarife sadık kalmak zorunda değilsiniz. Daha önce söylediğim gibi bu da, tıpkı sıcak şarap gibi, elde kalmış ya da vasat kaliteli şarapları daha keyifli bir şekilde tüketmek için bulunmuş yollardan biri. Dolaptaki, yarım kalmış bir şarabı ya da içerken çok keyif almadığınız bir sofra şarabını bu şekilde değerlendirebilirsiniz.
Rom yerine votka, armut, elma, çilek gibi farklı meyveler, şeker yerine bal kullanmak gibi, damak tadınıza uyacak şekilde birçok değişiklik yapabilirsiniz.
Ne olursa olsun, iyi bir sangria yapmak için iki temel kural var. Bunlara dikkat ederseniz, çok lezzetli bir içki elde edeceğinizden emin olabilirsiniz. Birincisi, konsantre ya da benzer hazır meyve suları değil, taze sıkılmış meyve suyu kullanmak. İkincisi ise, meyvelerin ve alkolün en az iki saat, tercihen daha uzun bir süre beraber vakit geçirmelerini sağlamak.
Yazının sonunda bir itiraf: Hep ‘kalan şarabı değerlendirme yöntemi’ olarak bahsettim ama dürüst olmak gerekirse ben kalan şaraptan ne sıcak şarap, ne de sangria yaparım, çünkü genelde bende şarap artmaz, kaldıysa içilir. O nedenle sıcak şarap ya da sangria yapacaksam marketten mütevazı fiyatlı ama biraz burukluğu olan bir sofra şarabı alır, onu kullanırım.
İyi yazlar olsun...