Taraf yazarı Gürbüz Özaltınlı, Aygün’ün kaçırılması ve Kürt sorununda giderek gerginleşen atmosferi Agos’a değerlendirdi. Aygün’ün kaçırılmasının PKK’nın Aleviler üzerindeki etkisizliğine yönelik bir strateji olduğunu söyleyen Özaltınlı, Gülen cemaatinin Kürtler için yapılacak reformlar karşısında direnç gösterdiğini, Başbakan Erdoğan’ın ise seçim hesaplarıyla muhafazakâr kesimi kaybetmeyi göze almadığını ifade etti.
UYGAR GÜLTEKİN
CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, ‘iki günlük dağ macerası’nın ardından serbest bırakıldı. Aygün, serbest bırakıldıktan sonra örgütün eylemi propaganda amaçlı yaptığını ve Türk kamuoyuna barış ve ateşkes mesajı vermek istediğini aktardı. Uzun bir süredir bölgede öğretmenler, AK Partililer, askerler ve korucuları kaçıran PKK ilk kez bir milletvekili kaçırdı.
Taraf yazarı Gürbüz Özaltınlı, Aygün’ün kaçırılması ve Kürt sorununda giderek gerginleşen atmosferi Agos’a değerlendirdi. Aygün’ün kaçırılmasının PKK’nın Aleviler üzerindeki etkisizliğine yönelik bir strateji olduğunu söyleyen Özaltınlı, Gülen cemaatinin Kürtler için yapılacak reformlar karşısında direnç gösterdiğini, Erdoğan’ın ise seçim hesaplarıyla muhafazakâr kesimi kaybetmeyi göze almadığını ifade etti.
PKK’nın Aleviler üzerinde etkili olan bir milletvekili olduğu için Aygün’ü hedef seçmiş olabileceğini belirten Özaltınlı, şunları söyledi: “PKK’nın Aleviler üzerinde etkisinin zayıflığı ya da etkisizliği düşünüldüğünde Aygün’ün PKK için bir tehdit olarak algılandığını söylemek mümkün. Bu eylemle Aygün’ü korkutmak ya da Aygün’ün Dersim bölgesindeki etkinliğinin önünü kesmek içinplanlanmış olabilir. Öbür türlü PKK gibi bir gücün Aygün’ü hedef seçmesi çok anlamsız, herhalde en son seçilecek isim Aygün’dür. Demek ki başka rekabetler ve kaygılar söz konusu.”
PKK’nın kapalı bir kutu olduğunu ancak tek başlı olmadığının görüldüğünü söyleyen Özaltınlı, “PKK kapalı bir kutu ama şu çok açık: Öcalan’ın anlaşma yaptık dediği bir dönemde Silvan’ın gelmesi ve Karayılan röportajından sonra Hakkari’nin basılması, PKK içinde merkezi ve uyum gösteren bir yapı olmadığını gösteriyor” dedi.
Son dönemde Ortadoğu’da aktörlerin strateji değiştirmelerinin de etkisiyle PKK’nın bir bölge hâkimiyeti kurmaya çalıştığının altını çizen Özaltınlı, “İran-Suriye ittifakı, İran’ın PKK’ya desteği, Suriye’deki gelişmelerle birlikte, PKK, önünde yeni imkânlar açıldığını düşünerek savaşı tırmandırıp bölge hakimiyeti elde etmeyi planlıyor” ifadelerini kullandı.
Harcanmış fırsatlar
Kürt reformları konusunda devletin özellikle Öcalan’ın yakalanması ile birlikte başlayan süreçte eski kafa ile hareket ettiğini ve reformlar geliştirmediğini belirten Özaltınlı, “Kürt meselesi PKK meselesi gibi düşünüldü. Devlet, tanınacak her hakkın Kürt milli kimliğini güçlendireceği endişesiyle hareket etti ve eski mantığını değiştirmedi. Reformlar yapılabilirdi. Kürt siyaseti çeşitlenirdi. PKK bu kadar iktidar yaratma hedefi ile bu kadar sert şiddet oluşturmazdı. Harcanmış çok fırsat var” diye konuştu.
GÜLEN CEMAATİ REFORMLARA KARŞI
Gülen cemaatinin Kürt meselesindeki reformlar konusunda bir direnç gösterdiğini belirterek Erdoğan’ı işaret eden Özaltınlı, şunları ifade etti: “Erdoğan çok güçlü bir lider. Bu kadar çatışma içerisinden hep güç kazanarak çıktı. Cemaatle çıkan sürtüşmesinde de inisiyatifli davrandı ve güç kaybetmedi. Erdoğan özelikle CHP’nin Kürt sorunu konusunda ‘beraber çözelim’ yaklaşımından sonra ağırlıklı olarak muhafazakâr dünyadaki eğilimleri hesaba kattı ve ‘PKK ile savaşmak gerekir’ fikrini göz önüne aldı. Özerklik tanınması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, Öcalan’ın ev hapsine çıkartılması, PKK kadrolarının legal siyasete geçmesi gibi sorunu çözebilecek adımlara bu politikalar içinde çok ciddi bir direnç var. Bu direnç sadece eski cepheleşme içinde değil, yeni yapı içerisinde de var. Erdoğan önümüzdeki dönemin hesaplarını yapan bir lider. Muhafazakâr dünyadaki çatlak ve AKP’nin oradan yaşayacağı bir erime Erdoğan’ın pek göze alabileceği bir şey değil.”