CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün'ün serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamaların yankıları sürüyor. Aygün'ün, 'bu anlamsız savaş bitsin istiyorlar' şeklindeki barış mesajına CHP yetkililerinden gelen 'parti görüşü değildir' hatırlatmaları parti yönetiminin istifasını talep etmeye kadar vardı. MHP ve AKP'den itirazlar yükselirken AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu, 'Aygün'ün barış mesajına katılıyoruz' diye konuştu.
CHP Dersim (Tunceli) Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, PKK tarafından kaçırıldıktan sonra serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamalar tartışma yaratmaya devam ediyor.
Aygün'ün ilk açıklamasında verdiği barışçı mesaja hem CHP içerisinden çok sayıda itiraz yükseldi. Dersim milletvekili Aygün'ün kullandığı dile karşın CHP yetkilileri bunun 'Parti görüşü olmadığı' yönündeki açıklamalara AK Parti ve MHP'den gelen tepkiler de eklendi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Aygün'ün açıklamaları için 'Parti görüşü değildir' derken, benzeri bir açıklamayı CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç da yaptı. Koç, Aygün'ün ifadelerinin 'duygusal atmosferden' kaynaklandığı vurgusunda bulundu. CHP'den parti çizgisini hatırlatan açıklamalara rağmen, Aygün'ün sözlerine tepkili partililerin Deniz Baykal'ı aradığı iddia ediliyor.
Bununla birlikte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından Hüseyin Aygün'ü telefonla arayak Ankara'ya gelmesini istediği söyleniyor.
Aygün'e bir diğer tepki de, CHP eski grup başkanvekili ve eski İzmir milletvekili Kemal Anadol'un parti yönetimini istifaya çağıran açıklamasıyla geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, açıklamalarının 'insani açıklamalar' olduğunu söyleyerek Hüseyin Aygün'e sahip çıktı.
Diğer taraftan AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, Aygün'ün kaçırılması üzerine Twitter üzerinden başladığı 'PKK misafir edecekmiş. Muhabbetiniz bol olsun' çizgisindeki söylemini sürdürdü. Tayyar'ın açıklamalarının bir benzeri de AK Parti'li AB Bakanı Egemen Bağış'tan geldi. Bağış, Hüseyin Aygün'ün kendisini kaçıran genç PKK üyeleri için yaptığı açıklamalarını Stockholm Sendromu ile bir tuttu.
Buna karşın, Şemdinli'deki savaş ortamının ardından 'Bu anlamsız bir savaş' diye konuşan AK Parti'li Ensarioğlu ise farklı bir dil kullandı; 'Aygün'ün barış olsun, kimse ölmesin, dağdakiler insin şeklindeki mesajlarına elbette katılıyoruz'.
CHP'li Hüseyin Aygün, serbest bırakılmasının ardında basın açıklaması yaparak, kendini kaçıranların 'bu ülkenin evladı' olduğunu hatırlatarak, kamuoyuna ateşkes ve barış mesajı vermek istediklerini aktarmıştı.
Aygün 'Bu anlamsız savaş bitsin istiyorlar' demişti
'Bu anlamsız savaş bitsin istiyorlar' dediği dağdaki 18-25 yaş arası gençler için Aygün, 'Asker olsun, dağdaki olsun ölen bütün çocukların, bu ülkenin çocukları olduğunu ve bu savaşı başta kendilerinin anlamsız bulduklarını söylediler. 'İstediğimiz demokratik özerlik planı, hiçte silahlı mücadele gerektirmeyen demokratik bir taleptir ve Avrupa’da pek çok ülkede vardır. Bu bakımdan bizde yürüttüğümüz mücadelenin çok anlamsız olduğunu biliyoruz’ dediler'
Yeni CHP vurgusu yapmıştı
Aygün, kendisine 'bağımsız siyasetin çok yakışacağı' şeklindeki sözlerine karşılık, 'Yeni CHP ’nin Dersim Milletvekili olduğum için gurur duyduğumu, benim gibi insanları partiye katarak dönüşüm işaretlerini çoktan verdiğini belirttim' diye yanıt verdiğini belirtmişti.
Dersim Milletvekili Aygün'ün bu açıklamaları gerekse CHP içinde, gerekse diğer partilerde geniş yankı uyandırdı:
CHP PM yeni üyesi Feyzioğlu'ndan isim vermeden tepki
Aygün’le ilgili ilk açıklamayı Parti Meclisi yeni Üyesi ve Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu yaptı. Feyzioğlu önceki gece yarısı kişisel “facebook” hesabına koyduğu ve isim vermeden Aygün’ün açıklamalarını eleştirdiği 5 maddelik bildiride söyle yazdı: “Yasama, yürütme veya yargıdan birini temsil eden hiç kimse, şiddetin en acımasızına, baskının en koyusuna başvurmayı olağan yöntem haline getirmiş bölücü terör örgütünü ‘hak savaşçısı kardeşlerimiz’den oluşan, iyi niyetli bir örgüt olarak tanıtamaz. Demokratik özerkliğin, terör örgütünün nihai hedefi olan bağımsız devlet yolunda yalnızca kısa süreliğine mola verilecek bir duraktan ibaret olduğu unutulmamalıdır. Terör örgütü ile ordumuz ve polisimiz eş tutularak, ‘karşılıklı silah bırakılsın’ denilerek demokrat olunmaz.”
CHP'li Loğoğlu ve Koç: 'Parti görüşü değildir'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ise TV8’de katıldığı programda, Aygün’ün açıklamalarının önümüzdeki günlerde tartışma konusu olabileceğini belirterek, açıklamada ileri sürülen görüşlerin parti görüşü olmadığını vurguladı. Loğoğlu, “Aygün’ün açıklamaları zor şartlar altında, ailesine henüz kavuşmuş bir milletvekilinin kendi görüşüdür. Parti görüşü değildir. Parti yetkilisi de değildir. Kendisi milletvekilimizdir, elbette sözlerinin bir ağırlığı vardır ama söyledikleri kişisel görüşlerdir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç ise SkyTürk’te katıldığı programda, “Duygusallık içeren boyutları var. Kişisel görüşüdür. Bazı noktaları CHP’nin düşüncesiyle paralel değildir” dedi.
AK Parti'li Tayyar: 'Savcıları göreve çağırıyorum'
Twitter üzerinden 'PKK CHP'li Aygün'ü misafir etmiş. Muhabbetiniz bol olsun, olsun da bu millet bu numarayı yemez' şeklinde konuşan Tayyar, aynı çizgideki söylemini sürdürdü. Tayyari açıklamalarına Aygün'ün bırakılmasının ardında da devam etti.
Gazetecilerin sorusu üzerine Hüseyin Aygün, Şamil Tayyar'ın açıklamaları için, 'Ben onu Ulu Divan'a havale ediyorum. Ulu Divan yanlış anlaşılmasın bizim Alevilerin geleneğinde kullanılan bir deyimdir, daha çok Pir Sultan kullanırdı' dedi. Şamil Tayyar, bu açıklamaları tehdit kabul ettiğini söyleyerek savcıları göreve çağırdığını duyurdu.
Tayyar, 'Hüseyin Aygün'ün şahsıma ilişkin 'Ulu Divan'a havale ediyorum' açıklaması, öç almaya yönelik açık tehdittir, savcıları göreve çağırıyorum' dedi.
AK Parti'li Tayyar, ilk açıklamalarının üzerine Başbakan Erdoğan'ın AK Parti MKYK'sında kendisine yönelik 'Dikkatli konuşun' uyarısı yaptığı iddialarını ise yalanladı.
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ise, bir radyo kanalında katıldığı programdan şu ifadelerde bulundu: 'Bu arkadaş serbest bırakıldıktan sonra öyle açıklamalar yaptı ki ben hayrete düştüm. Kendisini 7 saygılı gencin kaçırdığını söyedi. ‘Dersim dağlarını özlemişim’ gibi bir cümle kullandı. Sanki gezmeye gitmiş, arkadaşlarıyla pikniğe gitmiş(...) Seni alıp kaçırıyolar dağa kaldırıyolar, orada ne muhabbeti geliştiriyorsan iniyorsun ve onları övmeye başlıyorsun. Buna psikolojide ‘Stockholm sendromu’ derler.”
MHP'li Oktay Vural ise, 'Örgütü '3-5 genç' diye şirin' olarak göstermenin örgüt propagandası anlamını taşıdığını ileri sürerek Hüseyin Aygün'e karşı çıktı.
CHP'li Keskin: 'Stresli bir ortamdan çıktı'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ise “Bugüne kadar bana Sayın Aygün’ün açıklamalarıyla ilgili bir yüksünme gelmedi. Arkadaşımız, tabii stresli bir ortamdan çıktı. 48 saat süre içerisinde yaşamış olduğu olumsuzluklar ve onun kendi üzerinde bıraktığı etkinin de tesiriyle sanırım birtakım değerlendirme yapmıştır, ama bugüne kadar bana açıklamadan duyulan rahatsızlık şeklinde bir şikayet gelmedi” dedi.
Sezgin Tanrıkulu: 'İnsani açıklamalar'
Diğer Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise “Aygün’ün serbest bırakıldıktan hemen sonra yaptığı açıklamalar insani açıklamalardır, bir rahatsızlık da olmaz, CHP’de de bir rahatsızlık yok” iddiasında bulundu.
Bununla birlikte İstanbul’da konuşan Gürsel Tekin de, Aygün’ün sözlerinin başka mecralara çekilmeye çalışıldığını savundu.
AK Parti'li Galip Ensarioğlu: 'Önce partisine kabul ettirmesi gerekmiyor mu?'
AK Parti'li Tayyar'ın açıklamaları karşısında AKP saflarının genel olarak sessiz kaldığı belirtilirken, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu Aygün'ün barışçı mesajını olumlu karşılayan değerlendirmelerde bulundu.
Ensarioğlu, Taraf gazetesine yaptığı açıklamada şunları ifade etti: 'Aygün'ün barış olsun kimse ölmesin, dağdakiler insin şeklindeki mesajlarına elbette biz de katılıyoruz. Öldürerek çözüme ulaşılamayacağını, çözümün demokratikleşmeden ve açılımlardan geçtiğini de biliyoruz. Buna uygun davranıyoruz. Arayışlarımız da halen sürüyor. Ancak Aygün'ün bu perspektifi önce kendi partisine kabul ettirmesi gerekmiyor mu? AK Parti'nin açılım ve demokratikleşme politikalarını ihanetle eş değer tutan partisi değil mi? Bu sürece muhalefet eden CHP değil mi? CHP yeter ki demokratikleşme adımlarına karşı muhalefet etmesin. Gençlerin ölmemesi için her birlikte çalışalım.'