Yunanistan'da Syriza tartışmaların odağında

Din ile devlet ilişkilerini ayırmak istediğini söyleyen SYRIZA hükümeti, maalesef Batı Trakya'da tam aksi yönde uygulamalar yürütüyor.

Geçtiğimiz günlerde Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras duyurdu, Başpiskopos İeronimos ile gerçekleştirdiği görüşmede Yunanistan Kilisesi'ne bağlı olarak görev yapan ve devlet memuru olarak maaşları ödenen Hristiyan Ortodoks din adamlarının bundan böyle devlet memuru statüsünden çıkarılarak özerk bir yapılandırma (komisyon) ile finanslarını sürdürmelerini kararlaştırmışlar.

Kilise ile SYRIZA hükümetinin Ortodoks din adamlarının maaşları nasıl ödenecek veya kilise mülkleri ne şekilde idare edilecek ve vergilendirilecek konularında müzakereleri devam ediyor. Ancak açıklamalardan anladığımız, Ortodoks din adamlarının artık “devlet memurluğu” statüsünden çıkarılacağı ve maaşlarının yan yollardan ödeneceği.

Yunan Başbakanının bu açıklamaları din ve devlet ilişkilerinin resmiyette ayrılması ve Yunanistan'ın seküler sisteme geçmesi anlamında olumlu bir adım olarak yaklaşıldı. Gel gelelim Yunan Başbakanı ve SYRIZA hükümetinin din-devlet ayrımı konusundaki bu hamlesinin yaklaşan bir erken genel seçimde kaybedilen seçmeni geri kazanmak için bir hamle olarak değerlendirenler de var. 

Ancak Tsipras'ın ve hükümetinin bu konuda gerçekten samimi olup olmadığının testi Atina'dan değil, Batı Trakya'dan geçiyor. Çünkü din ile devlet ilişkilerini ayırmak istediğini söyleyen SYRIZA hükümeti, maalesef Batı Trakya'da tam aksi yönde uygulamalar yürütüyor. Batı Trakya'da müftüler ve müftü naipleri, SYRIZA hükümeti tarafından devlet memuru statüsünde devletten maaş alıyor ve devlete bağlı Makedonya Trakya Sekreterliği tarafından tayin edilen ve Eğitim Bakanlığı'ndaki basit bir “genel müdür” olarak görev yapıyorlar. Yine geçtiğimiz ay SYRIZA hükümeti, Batı Trakya'daki Müslümanların dini liderleri olan müftüleri, “devlet memuru” oldukları gerekçesiyle bir kamu birimi tarafından atanmasını ve istediğinde görevden alınmasını gerçekleştirmişti. Ne hazindir ki yine Batı Trakya'daki müftülüklerle ilgili kısa süre önce SYRIZA hükümeti parlamentoda müzakereye sunduğu bir kanunla müftülüklerin kendine özel işleyişini tamamen ortadan kaldırarak müftülükleri basit devlet ofisi şekline sokup devletleştirme adımını atmıştı. Ve yine geçtiğimiz haftalarda aynı SYRIZA hükümeti, Batı Trakya'da 120 "İslam din görevlisi" memur alımına gitmişti.

Yunan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın Ortodoks Kilisesi din adamlarını devlet memurluğundan çıkarmak isterken bunun tam aksi yönde Batı Trakya'daki müftülüleri ve imamları devlet memuru olarak kontrol altında tutması, sol SYRIZA hükümetinin en büyük çelişkisi olarak yorumlanabilir.

Öte yandan bu yazı kaleme alınırken, SYRIZA hükümetinin bir olumsuz kararı daha açıklandı Resmi Gazete'de.  SYRIZA iktidarının Batı Trakya’da Türkçe ve İslam derslerinin azaltılmasını ve yerine Yunanca derslerin konmasını öngören kararı 12 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Artık bu son kanunla resmen Batı Trakya’daki medreselerde lise son sınıf öğrencilerine Türkçe dil dersi tamamen kaldırılmış oldu. Yine ilgili kararda medreselerdeki lise 1 ile lise 2 ve ayrıca medreselerdeki ortaokul öğrencileri için ise Türkçe dersi haftada sadece 1 defa ve 45 dakikaya düşürülerek yok denecek kadar aza indirildi.

SYRIZA hükümetinin son dönemde yaptıkları ile ilgili aklıma SYRIZA Milletvekili Mustafa Mustafa'nın Yunan Parlamentosu'nda yaptığı bir konuşma geliyor. Şöyle demişti Milletvekili Mustafa: "(Hükümetin maaş ödediği) İslam din görevlileri kurumu faydasız ve gereksizdir. Bu kurum parti askerleri yaratmak, azınlığı dindarlaştırma çerçevesinde bölgede inananları el altından yönetmeye yarayacak bir din adamları kurulu olarak oluşturulmuştur."  



Yazar Hakkında