Siyasetin gündeminde MHP’nin af teklifi var. MHP lideri Bahçeli, hatırlanacağı üzere, Alaattin Çakıcı’yı örnek vererek kader mahkûmlarının affedilmesi gerektiğini söylemişti seçimden önce. Öneri hayli eleştiri toplamış, AKP buna ilk aşamada sıcak bakmamıştı. Ancak MHP af teklifinden vazgeçmedi ve hazırladığı teklifi TBMM’ye sundu. Önümüzdeki günlerde açılacak olan Meclis’in öncelikli gündem maddesi bu olacak, öyle görünüyor. AKP hâlâ teklife sıcak bakmasa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim bu konudaki temel ilkemiz şudur: Af konusu, eğer bir af devlete karşı işleniyorsa, devletin bunu af yetkisi olabilir. Fakat şahıslara karşı işleniyorsa, bunun af yetkisi devlette değildir. Bunu affedebilecek merci, mazlum, mağdur insanların ta kendisidir. Biz o yetkiyi devlet olarak kendimize alamayız. Bir ailede, bir kişinin eşi, ailesi öldürülmüş, biz devlet olarak bunu affedebilir miyiz? Parasal suçlar, hırsızlık şu bu biz bunu affedebilir miyiz? Bu teklif gönderildiğinde, arkadaşlar bakarlar, üzerinde çalışırlar. Atılacak adım varsa atılır. Bunlar kişileri de ilgilendiren konular” dedi.'Adalet’ konusunda diğer alanlarda ne olup bittiğine gelecek olursak... Osman Kavala hâlâ hapiste. Bir yıla yaklaşıyor hapisliği. Hakkında bir iddianame dahi yok. Neyle suçlandığını bilmiyor. HDP eski eş başkanı Demirtaş hakkında geçenlerde bir hüküm veridi ancak verilen hükmün çözüm sürecinde yaptığı açıklamalara dayanması, iktidarın konuya bakışını açıklar nitelikte. Cezaevlerinde siyasi gerekçelerle hapse atılmış çok sayıda gazeteci ve siyasetçi var. Bunların çoğu iktidar öyle istediği için hapsedilmiş.
Bu sözlerden de, AKP’nin MHP teklifine hâlâ sıcak bakmadığı sonucu çıkıyor ancak açık bir kapı da bırakılıyor. MHP’nin teklifinde 52 suç türü kapsam dışında bırakılmış. Bunlar arasında kasten adam öldürme, darbe, Terörle Mücadele Yasası kapsamındaki suçlar, Atatürk aleyhine işlenen suçlar var. Cinsel suçlar ve çocuklara karşı işlenen suçlar da teklifin kapsamı dışında.
Son olarak DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde, ‘Rahşan affı’ olarak bilinen af gündeme gelmiş ve çok sayıda hükümlü serbest bırakılmıştı. Bu karar uzun yılar tartışıldı ve eleştirildi. MHP’nin getirdiği teklif de benzer bir tartışma ve eleştiri dalgasına yol açacak gibi görünüyor, bu kaçınılmaz. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nin eşitlik ilkesi uyarınca bu kararı bozması ve affın kapsamının genişlemesi de söz konusu. Belli ki bu konu üzerinde çok demeç dinleyeceğiz ve çok tartışma okuyacağız.
‘Adalet’ konusunda diğer alanlarda ne olup bittiğine gelecek olursak... Osman Kavala hâlâ hapiste. Bir yıla yaklaşıyor hapisliği. Hakkında bir iddianame dahi yok. Neyle suçlandığını bilmiyor. HDP eski eş başkanı Demirtaş hakkında geçenlerde bir hüküm veridi ancak verilen hükmün çözüm sürecinde yaptığı açıklamalara dayanması, iktidarın konuya bakışını açıklar nitelikte. Cezaevlerinde siyasi gerekçelerle hapse atılmış çok sayıda gazeteci ve siyasetçi var. Bunların çoğu iktidar öyle istediği için hapsedilmiş.
Bütün bunların içinde çok iç acıtıcı gelişmeler oldu haftaiçinde. Kocaeli’nde İsmail Devrim adlı bir kişi, oğluna pantolon alamadığını söyleyerek intihar etti. Önce yerel gazete bu gelişmeyi haber yaptı. Haber bilhassa sosyal medyada çokça paylaşıldı, ülkedeki ekonomik durumun bir göstergesi olarak da sunuldu ve doğal olarak anlaşıldı. İş buralara gelince AKP ve çevresinde bir alerji başlıyor. Ülke nasıl kötü durumdaymış gibi gösterilir? Alerji bu. Önce sosyal medyadan sonra da AKP’ye yakın basından karşı hamleler geliyor. Yine bu süreçte, insanlığımızdan utanacak kadar çirkin yazılar mesajlar okuduk. Ne olmuştu yani oğluna pantolon alamadıysa, bunun için intihar mı edilirmiş? Böyle yazılar... İsim vermeyelim.
Ve en sonunda, ilk haberi yapan gazeteci Ergün Demir gözaltına alındı. Sonra adliyeye sevkedildi, sonra da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Habere de gizlilik kararı getirildi.
Demir, adliye çıkışında şunları söyledi: “Hepimizin haber kaynağı var. Bana Hereke’den bir bilgi geldi, ben bunun çok önemli ve trajik bir haber olduğunu hissettim. Ben oraya gitmeseydim öğrenemeyecektik ama haber benim için bu kadardı.”
Haftanın bir başka gelişmesi ise 3. Havalimanı işçileriyle ilgili. Önceki hafta çalışma şartlarını protesto etmişlerdi; geceyarısı yüzlerce işçi gözaltına alınmış, aralarından 24’ü tutuklanmıştı. Hapisteler. Bu konudaki garabet sürerken bu hafta yağmur altında servis bekleyen işçiler tepkilerini dile getirmek istemişler ancak inşaat sahasındaki geniş güvenlik önlemleri nedeniyle bunu yapamamışlar. Islıkla protesto etmişler durumu, ancak tedirginlermiş, basına yansıyan haberlere göre. “Akşama yine operasyon yapılabilir” diyorlardı.
Cumartesi Anneleri ise, bırakın Galatasaray Meydanı’na çıkmayı, İHD’nin bulunduğu sokağa bile çıkamaz haldeler. Basın açıklaması yapmak isteyen kayıp yakınları yine polisçe itilip kakıldı. Bazı kayıp yakınları abluka altındaki Galatasaray Meydanı’na karanfil attılar, ancak polis hemen karanfilleri gözaltına almış.
Ne diyelim, bu günler de geçecek.