“Halep’te katıldığım her protesto, güvenlik güçlerinin ve shabiha militanlarının açtığı ateşle sona erdi.” Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) 1 Ağustos’ta Suriye’nin Halep şehrinde yaşananlar üzerine yayımladığı “Baskıdan yorgun düşmüş” adlı rapor, UAÖ soruşturmacılarından birine ait bu cümleyle başlıyor.
BERİL ESKİ
berileski@agos.com.tr
UAÖ’nün Mayıs ayı sonunda Halep’te yaptığı insan hakları ihlalleri soruşturmalarına dayanan raporda, hükümet güçlerinin Halep’e düzenlediği saldırıların, muhalifleri susturmak için aylardır sürdürülen zalim baskıların vardığı son nokta olduğu belirtiliyor.
UAÖ, Halep ve çevre bölgelerin de aralarında olduğu Suriye’nin kuzeyinde yaptığı bağımsız soruşturmada, Suriye hükümetinin insanlığa karşı suçları içeren toplu hak ihlallerinden sorumlu olduğu sonucuna vardı. Raporda, barışçıl göstericilere ateş açıldığı, çoğu genç olan protestocuların, oradan geçen çocukların ve yaşlıların öldürüldüğü belgelerle ortaya konuyor. Rapor ayrıca yoldan geçenlerin ailelerine “silahlı terörsit çeteler” tarafından öldürüldüğünü belirten beyanatlar imzalamaları için baskı yapıldığına dair kanıtlar sunuyor.
Suriye’de yaralananların hastaneye gittiklerinde tutuklanma ve işkence tehdidi altında olduğu belirtilen raporda, doktorların ve sağlık görevlilerinin gizli “kır hastaneleri”nde yardım ettikleri ve bu nedenle hükümet tarafından tutuklanarak işkence gördükleri ve hatta bazen öldürüldükleri ifade ediliyor. Raporda, tutuklananların ailesi ve avukatıyla irtibata geçirilmediği, düzenli olarak işkence gördükleri belirtiliyor.
Uluslararası kamuoyu yetersiz davranıyor
Suriye’de şiddetin tırmanma sürecinin de anlatıldığı raporda, Suriye’nin en büyük ve en kalabalık şehri Halep’te yapılan gösterilerin Temmuz 2012’ye kadar diğer şehirlere kıyasla daha küçük ve etkisiz olduğu belirtiliyor. Mayıs 2012’de güvenlik güçleri ve shabiha militanlarının, Halep’te gösteri yapan öğrencilere saldırdığı, bu saldırıda ölenler ve yaralananlar olduğu ifade edilen raporda, bu olayların ardından öğrenci yurtlarının kapatıldığını ve öğrencilerin şehri terk etmek zorunda bırakıldığını kaydediyor. Haziran 2012’de gösterilerin yaygınlaşması ve etkisini artırmasıyla, güvenlik güçlerinin gösterileri engellemek için daha çok şiddet kullanmaya başladığı belirtiliyor. Raporda, Halep’teki olayların duracağa benzemediği ve bölgede yaşanan yaygın insan hakları ihlallerine rağmen uluslararası kamuoyunun Suriye hükümetinin bu politikasını sona erdirmesi için dikkate değer bir baskı yapmadığının altı çiziliyor.
UAÖ, Birleşmiş Milletler’in Suriye’deki Gözlemci Misyonu’nun Ağustos 2012’de görev süresi dolmadan güçlendirilmesi, yetki alanının genişletilmesi ya da başka bir mekanizma oluşturarak, insan hakları ihlallerini soruşturması ve kamuya açıklaması için Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulundu. Raporda Örgüt’ün Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevk etmesi, Beşar Esad’ın ve yakınlarının malvarlığına el konulması ve silah ambargosu uygulanması yönündeki talebi yeniden vurgulandı.