LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Kampanya ya da üzümün bayramı

En kutsal yemişin yani üzümün toplanması için Anahit’in gününün gelmesi beklenir; olgun, ballı üzümler ancak çeşmelere, sunaklara ve Anahit heykellerine konduktan sonra yenebilirdi. Anadolu’nun en kadim tanrıçalarından Anahit, bir nevi üzümlerin olgunlaşmasının nöbetini tutardı her yıl.

Anahit, Anadolulu bir tanrıça. Aramazt’ın kızı; en büyük tanrıça, altın ana, kutlu, temiz, saf ve bakire olarak adlandırılıyor, nitelendiriliyor. Anahit kültünün yoğun olarak bilindiği yerlerde Navasart denen yeni yıl kutlamasının hemen sonrasına denk gelen, Anahit’e adanan kutlamaların yapıldığı bir gün vardı. En kutsal yemişin yani üzümün toplanması için Anahit’in gününün gelmesi beklenir; olgun, ballı üzümler ancak çeşmelere, sunaklara ve Anahit heykellerine konduktan sonra yenebilirdi. Anadolu’nun en kadim tanrıçalarından Anahit, bir nevi üzümlerin olgunlaşmasının nöbetini tutardı her yıl. Bu sayede iyi şaraplar üretilir ve satılabilirdi. Anadolu’nun yerli halkı Ermeniler, Anahit aracılığıyla, en önemli geçim kaynakları olan şaraba uhrevi bir anlam katmışlardı.
Üzümün olgunlaşmadan tüketilmemesi gibi bir işlevi de olan ‘Üzüm Bayramı’, tıpkı şarabın adı gibi, bin yıllara direnen bir âdet olarak ‘Verapohum Surp Asdvadzadzin’, yani Meryem Ana’nın göğe alınışı şeklinde, bu sefer Anahit’in adıyla değilse de başka bir kutsal kadının adıyla devam ediyor. Artık Anadolu’nun hiçbir yerinde o üzümlerden şarap yapan Ermeni kalmamışsa da, üzüm hâlâ okunmadan yenmiyor.
Geçen pazar günü Ermeni kiliselerinde üzümün okunmasıyla beraber üzüm orucu sona erdi. 
Bu ritüelin yapılmış olması, bağlarda çok hummalı bir çalışmanın başladığının habercisi. Her bir bağbozumu şarap üreticileri için çok kıymetli, çünkü hasat yılda bir kez yapılıyor ve ancak çok uzun ömürlü şarap yapımcıları hayatları boyunca 40’ın üzerinde bağbozumu yapabiliyorlar. Şarap üretme işinde kaliteyi yakalamak için en çok ihtiyaç duyduğunuz şey tecrübe, ve insan ömrü yeteri kadar tecrübeye sahip olmak için çok kısa.
Fakat unutmamak gereken çok önemli bir nokta var: Ne kadar tecrübe sahibi olursanız olun, iyi şarap için iyi üzüm gerekir ve üzümün kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden biri, o senenin hava koşullarının şaraba yansıması, yani şarapçıların ‘rekolte’ dediği, şarap şişelerinin üzerinde yazan, üzümün dalından koparılma tarihidir.
Üzümler toplandıktan sonra şarap üreticileri tarafından ‘kampanya’ denen dönemde yani bugünlerde bağlarda ve şaraphanelerde hummalı bir çalışma başlar. Dile kolay, bütün yıl verdiğiniz emeğin karşılığını bir iki ay içinde alacaksınız. Bu hummalı çalışmanın sonucunda sizin tecrübeniz ve bilginiz kadar tabiat ananın da belirleyici olması, şarabı bu kadar büyülü bir şey haline getiren nokta belki de.
O yıl havanın, yağışın üzüm üzerindeki etkisi şarabınızın kalitesini doğrudan etkileyeceğinden, iyi şaraba ulaşmak için iyi yılları da takip etmek önemlidir. Dünyanın pek çok yerinde ve ülkemizde kaliteye önem veren bazı şarapçılar, kalitesinin arzu ettikleri seviyede olmadığı yıllarda o üzümlerden üst seviye şaraplarını üretmezler. Bu nedenle bağbozumunun nasıl geçtiği, bir şarap meraklısı için çok önemlidir. 
Malum, şimdiki döviz kurlarıyla ithal şaraplar epey bir el yakar hale geleceğinden, daha iyi ve çeşitli yerli şaraplara her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Gerçi bu kur artışları yerli şarap fiyatlarını da çok etkileyecek. Şarap üretiminde kullanılan neredeyse tüm makinaların, enzim ve mayaların ve fıçıların ithal olduğunu düşünürsek, yeni rekolteli şarapların fiyatlarında da artış beklemek mantıklı olacaktır. 
Tüm şarap üreticileri ve şarap severler için iyi bir kampanya dönemi diliyorum.