Rafa dizilmiş şaraplar arasında, bir de bakıyorsunuz, birinin etiketinin üzerinde altın rengi, yuvarlak bir etiket var. Adını zor telaffuz ettiğiniz ve bir yarışma olduğunu anladığınız organizasyonlardan birinden alınmış bir altın madalya...
O şarap diğerlerinden bir adım öne geçti, değil mi? Artık satın alacağınız şarap öyle sıradan bir şarap değil. Bir yarışmaya girmiş ve birinci olmuş.
Peki, üzerindeki o madalya, almakta olduğunuz şarabın diğerlerinden daha iyi olduğunun garantisi mi?
Genelde değil.
Tadım yaparken, bazı dış etkenler ve insanoğlunun kolayca kendi kendini bile manipüle edebiliyor olması, bu karışıklığın en önemli nedenlerinden. Dolayısıyla, bu yarışmaların rehberliği önemli olsa da, ne ifade ettiğini de iyi anlamak gerekiyor. Madalya denince, hele bir de bronz, gümüş ve altın madalyalardan bahsedilince, herkeste, yarışmada en iyi ilk üçün seçildiği algısı oluşuyor ki bu gerçek değil. Belirli bir puanın üzerinde puan alan şaraplar bu madalyalarla ödüllendiriliyor, yani birden fazla altın, gümüş ve bronz madalya veriliyor.
Benim de bulunduğum bir iş kolu olan ‘şarap uzmanlığı’ (belki de ‘şarap ukalalığı’ demek daha doğru), bir edebiyat eleştirmeni olan Profesör George Saintsbury’nin ortaya attığı bir kavram. Profesör Saintsbury 1920 yılında ‘Notes on a Cellar Book’ [Bir Mahzen Defteri Üzerine Notlar]adlı, o güne kadar yayımlanmamış türden bir kitap yayımladı. Ve ilk notlamalar buradan dünyaya yayıldı.
Şarap notlama böyle başladı ama günümüzde çok daha sistemli ve kurallara sadık yarışmalar düzenleniyor. Şaraplar puanlanırken 100’lük, 20’lik gibi farklı değerlendirmelerle tadılıyor, teknik olarak inceleniyor. Şarabın barındırdığı hatalara göre 100 üzerinden puan kırma ya da sahip olduğu özelliklerle göre puan artırma yöntemine dayalı, iki farklı ekol var.
1960’lı yılların sonundan beri pek çok şarap bu yarışmalar sayesinde adını dünyaya duyuruyor. Fakat ciddi bir sektör haline gelen bu yarışmalardan, hangilerinin daha özenli olduğunda, hangilerinin sadece ticari olarak düzenlendiğine dikkat edilmeli.
Yarışmaların ciddiyetini anlamak için dikkat edilecek ilk konu, yarışmaların hangi otorite denetiminde yapıldığı. Organisation internationale de la vigne et du vin (Uluslararası Bağ ve Şarap Örgütü - OIV) ve (Union Internationale des Oenologues (Uluslararası Şarap Uzmanları Birliği - UIOE), en önemli denetleme kurullarıdır. Bu kurulların denetlediği yarışmalar, diğer yarışmalardan çok daha prestijlidir. Örneğin OIV’nin denetlediği bir yarışmada, katılanlardan en fazla %30’u ödül alabilir.
Liste daha epey uzatılabilecek olsa da aklıma gelen belli başlı yarışmalar şunlar:
International Wine and Spirit Competition (Uluslararası Şarap ve İçki Yarışması), 1969 yılından beri düzenlenen en eski şarap yarışmasıdır. Şarap dünyasının en köklü ve etkili şarap üreticilerinin desteğiyle düzenlenen bu yarışmanın sonuçları her yıl Londra Şarap Fuarı’nda açıklanır.
International Wine Challenge, İngiltere’nin en önemli medya kuruluşlarından William Reed Business Media tarafından düzenlenir. En çok katılımcıya sahip yarışmalardandır.
Decanter World Wine Awards (Decanter Dünya Şarap Ödülleri), en etkili ve iyi şarap dergisi olan Decanter tarafından 2004 yılından beri düzenlenir. Her sene 10 bine yakın şarabın katıldığı, Avrupa’da en çok kabul gören yarışmadır.
Vinitaly, Verona şehrindeki şarap fuarıyla eşzamanlı olarak yapılan ve en az ödül dağıtan yarışmadır. Her kategori için bazen iki ama çoğunlukla bir altın, bir gümüş ve bir bronz ödül verilir.
Mundus Vini, en katı kurallı yarışmalardandır. Almanya’da düzenlenir. Katılımcıların ödül alma imkânı %40’la sınırlandırılmıştır.
‘Vinalies International’, ‘Challange du vin’, ‘Selection Mondials’ ve ‘Concours mondial du Bruxelles’ de, en önemli yarışmalar arasında sayılabilir. Ayrıca üzüm ya da şarap konusunda uzmanlaşmış, sadece bir tarz ya da bir üzümden yapılan şarapların yarıştığı yarışmalar da bulunmaktadır: ‘Mondial du Rose’, ‘Mondial du Merlot’, ‘Concours Mondial du Sauvignon’, ‘Muscat du Monde’, ‘Syrah du Monde’, ‘Effervescents du Monde’...