İlk olarak geçen yıl düzenlenen MIX Festival’in ikincisi, 15-16 Aralık’ta Zorlu PSM’de yapılacak. Farklı ülkelerden, her biri kendi alanında ün salmış sanatçılarla, yine kendi alanında farklı tarzlarıyla yer edinmiş yerli sanatçıları ağırlayacak olan festivalin dikkat çekici konuklarından biri de, İsrailli şarkıcı Mor Karbasi. Karbasi’yle, Zorlu PSM’deki konseri öncesinde konuştuk.
Çocukluğunuzda müzisyen olmak gibi bir fikriniz var mıydı?
Müziği ben seçmedim, o beni seçti. Müzik oldum olası benim için kaçıştı; uçmamı sağlayan, bana yön veren kanatlara dönüştü, duygularımı ifade etmemi sağladı. İnanmayacaksınız ama, şarkı söylemeye yedi aylıkken başlamışım.
Aileniz müzik kariyerinizde size destek oldu mu?
Kesinlikle oldu. Özellikle de profesyonel kariyerime müzik alanında devam etmeye karar verdiğimde... Öte yandan, ilk albümümün stüdyo kayıtları için Londra’ya taşınmam onlar için pek de kolay değildi.
Myspace’te keşfedilmeniz bir şehir efsanesi mi, yoksa gerçek mi?
O dönem Myspace sanal ortamda iletişim ve arkadaşlıklar kurulabilen, kişisel profillerin, blogların, grupların, resimlerin, müzik ve videoların yüklenebildiği, iyi bir platformdu. Oraya koyduğum müzikler -sayesinde daha fazla tanındım. Yalnızca benim için değil, pek çok sanatçı için geçerli bu durum… Dünyanın dört bir yanından tebrik mesajları aldım. Yani, Myspace’in müzik kariyerime önemli bir katkısı olduğu doğru.
İstanbul’a daha önce de gelmiştiniz. Şehirdeki müzik dinleyicileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Onları çok seviyorum. Türkiye’de insanlar çok açık görüşlü ve anlayışlı, müzik konusunda zevk sahibi. Dinleyicilerin meraklı olmaları da çok hoşuma gidiyor. Repertuvarımdaki şarkılar, günümüz şartlarıyla yakından ilgili konuları ele alıyor. Birçok şarkımın sözleri ve bestesi bana ait. Şarkılarımın içten ve yürekten olması seyirciyle aramızdaki bağı güçlendiriyor. Müziğimde, kendilerine ait bir şeyler buluyorlar.
Beste çalışmalarınızda en güçlü esin kaynağınız nedir?
En güçlü ilham perim, hayatın kendisi. Gördüğüm ya da deneyimlediğim kişisel olaylardan, düşüncelerden, gittiğim yerlerden de ilham alıyorum. Bazen, gittiğim bir yerde beni çok etkileyen bir hikâyeyle karşılaşabiliyorum; onun etkisiyle, ortaya bir şarkı çıkıyor. Örneğin, ‘Susona’ için yazdığım şarkı... Susona, bundan 500 yıl önce, İspanya’nın Sevilla kentinde yaşamış, kendi dininden olmayan bir erkeğe âşık olmuş ve aşkı için ailesine ihanet etmiş bir Musevi kadın. Şarkılarımda hüzne de yer veriyorum, mutluluğa, aşka, ölüme ve özleme de. Tüm bunlar her daim var olmuş ve sonsuza dek var olacak, evrensel konular.
SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN