Uzman rehberlik danışmanı Orhan Gez’e Yükseköğretim Kurumları Sınavı'yla ilgili değişiklikleri, yeni sistemin artılarını ve eksilerini sorduk.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversite adaylarının beklediği yeni sınav sistemini açıkladı. Yeni adı YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) olan yeni giriş sınavında adaylar iki oturuma girecek. İlk oturumda adaylar Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) girecek. Bu oturumda sözel ve sayısal becerilerin ölçülmesi için Türkçe ve Matematik soruları yer alacak. İkinci oturumda ise adaylar dört ders grubunun (Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya 1, Sosyal Bilimler, Matematik, Fen Bilimleri) yer alacağı sınava girecek. Haziran ayının tek bir hafta sonunda yapılacak olan YKS’de, öğrencilerin sınav kaygısının azaltılması planlanıyor. Uzman rehberlik danışmanı Orhan Gez’e yeni sınav sisteminde yaşanan değişiklikleri, yeni sistemin artılarını ve eksilerini sorduk.
Üniversiteye giriş sınavı sistemi geçtiğimiz günlerde açıklandı. Bir rehberlik danışmanı olarak yeni sistemi nasıl buluyorsunuz?
Yeni sistemle ilgili hâlâ açıklanmayan bazı önemli noktalar var. Bunlardan biri önceki sistemde bir öğrenci isterse tüm lisans yerleştirme sınavlarına girebiliyordu. Yeni sistemde ise bu belli değil. Sorulara verilen süre ve soru örnekleri belli değil. İlerleyen zamanlarda YÖK bu konuda açıklamalar yapacaktır ancak bu belirsizlikler sebebiyle öğrencilerin endişeli ve kızgın olduklarını söyleyebiliriz.
Eski sistemde öğrenciler, ilki Mart’ta ikincisi Haziran’da olmak üzere iki sınava giriyorlardı. Yeni sistemde ise öğrenciler Haziran ayının bir hafta sonunda iki gün peş peşe sınava girecekler. Bu değişikliğin öğrencilere etkisi olumlu yönde olur mu?
Olumlu bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Genel olarak bakacak olursak, test usulü sınav sisteminde bir değişiklik yok. Yeni sistemin eski sistemle benzer olduğunu söyleyebiliriz. Sadece sorumlu oldukları ders sayısının temel yeterlilik testinde azalmış olması bir avantaj olarak görülebilir. Önceki sistemde YGS sonrası 3 veya 4 aylık bir süreç vardı ve bu süreçte öğrenciler YGS sınav sonucu sonrasında odaklanma sorunu yaşıyorlardı. Sonuçlar açıklandıktan sonra istenilen puanı elde edemediklerinde ise LYS çalışmalarını bıraktıklarını gözlemliyorduk. Belki bu açıdan öğrenciler üzerinde olumlu etkisini görebiliriz.
Rehber danışman olarak bu sınavın artı ve eksi yönlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sorular azaltıldığı için soruların ölçme-değerlendirme açısından kalitesinin nasıl olacağını bilemiyoruz. İlk kez uygulanıyor diye kolay sorulursa 2,5 milyon adayın girdiği sınavda çalışan ile çalışmayanı ayırt etmek zor olabilir. ALES (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Giriş Sınavı) tarzı sorular sorulursa öğrenciler istedikleri puanı almakta zorlanabilirler. TYT bölümünde daha az net yaparak MYO (Meslek Yüksekokulu) bölümleri kazanılabilir. TYT sonucu 200 puan ve üzerinde alan öğrenci, isterse bu puanı gelecek sene de kullanabilecek.
Bu sistem öğrencilerde sınav kaygısını azaltır mı?
Öğrenci üzerindeki sınav kaygısını azaltacağını düşünmüyorum. Çünkü öğrencilerde sınav kaygısının en temel nedeni sınavın kendisi. Bu nedenle öğrencilerde sınav kaygısında bir azalma olacağını düşünmüyorum. İstenilen tüm sınavlara girilip girilemeyeceğinin net olmaması sebebiyle önceki yıllardan daha fazla sınav kaygısı yaşandığını gözlemliyorum.
Yeni sınav sisteminde puan yüzdeleri ve ders katkılarında değişiklik var mı?
Yeni bir sınav sistemi olduğu için puan yüzdeleri ve ders katkılarında değişiklik var. YGS’den farklı olarak TYT’de Sosyal ve Fen bölümleri olmayacak. Ön lisans programlarında TYT Puanı esas alınacak. TYT’de Türkçe ve Temel Matematik testlerinin ağırlığı yüzde 50 olarak belirlendi. Lisans programlarında ise sözel, sayısal, eşit ağırlık ve dil olmak üzere dört puan türünün yüzdeleri esas alınacak. Dört puan türü hesaplanırken TYT’nin etkisi yüzde 40, diğer dört puan türünün programlara etkisi yüzde 60 olacak.