Hak örgütleri yaptıkları ortak açıklamayla Türkiye’nin önde gelen insan hakları savunucularının toplantı yaparken “ihbar var” denilerek gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Türkiye’nin önde gelen hak örgütlerinden insan hakları savunucularının toplu olarak gözaltına alınması üzerine insan hakları örgütleri bir açıklama yayımladı.
Meslek için eğitim kapsamında Büyükada’da yaptıkları toplantı sırasında Yurttaşlık Derneği’nden Nalan Erkem, Kadın Koalisyonu’ndan İlknur Üstün, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu üyesi Veli Acı, İnsan Hakları Gündemi Derneği’nden Günal Kurşun, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nejat Taştan, Yurttaşlık Derneği’nden Özlem Dalkıran, eski Mazlum Der'li aktivist Şeyhmus Özbekli ile toplantılara moderatörlük yapan Ali Garawi gözaltına 5 Temmuz’da gözaltına alınmış, yakınlarına ve avukatlarına haber verilmemişti.
Akşam saatlerinde tasadüfen öğrenilen gözaltının ardından insan hakları savunucuların hangi suç suçlandıkları açıklanmadı, avukatlarıyla görüştürülmedi.
Beş ayrı karakolda tutuluyorlar
Savunucuların hangi karakollarda olduğu dahi avukatlara ve yakınlara söylenmedi.
BBC Türkçe’nin haberine göre, bugün öğle saatlerinde savunucuların hangi karakollarda tutulduğu ortaya çıktı.
BBC Türkçe'ye bilgi veren Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD), Özlem Dalkıran ve Nalan Erken'in Kartal Aslantepe Karakolu'na, Veli Acu ve Günan Kurşun'un Kartal Topselvi Karakolu'na, Necat Taştan ve Şeyhmus Özbekli'nin Pendik Esenyalı Karakolu'na, İdil Eser'in Maltepe'deki Cumhuriyet Polis Merkezi'ne götürüldüğünü açıkladı. HYD temsilcisi, gözaltındaki otel sahibinin serbest bırakıldığını söyledi.
Dernek, iki yabancı eğitmenin ise Büyükada'daki karakolda tutulduğunu, İsveç Konsolosluğu'nun Ali Gharavi ile görüşme izni aldığını ancak henüz görüşmediğini Almanya Konsolsluğu'nun da Peter Steudtner ile görüşme izni almaya çalıştığını belirtirken, bu bilgileri gözaltındaki kişilere öğleden sonra verilen kısa bir telefon hakkıyla öğrendiklerini paylaştı.
Toplu gözaltı kararına insan hakları örgütlerinin tepkileri devam ediyor.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Eşit Haklar için İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Kadın Koalisyonu, KAOS-GL Derneği, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Yurttaşlık Derneği gözaltılara ilişkin yayımladığı ortak açıklamada hak savunucularının derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"2-7 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Büyükada’da eğitim semineri gerçekleştirmek için bir araya gelen 8 insan hakları savunucusu ve 2 uzman dün (5 Temmuz 2017) öğleden önce gözaltına alındılar. Seminer, insan hakları savunucularının özellikle olağanüstü dönemlerde hak savunuculuğuna devam edebilmelerini sağlayacak tekniklerin ve becerilerin kazanılmasına yönelik bir içerikle düzenlenmiştir.
Önce Büyükada Polis Karakolu’nda tutulan insan hakları savunucuları, savcılığın verdiği kısıtlılık kararı sonucu avukatlarına, ailelerine ve arkadaşlarına haber verme hakkından yoksun bırakıldılar. Arkadaşlarımızın gözaltına alındığını, saatler sonra, akşam 21.14’te tesadüfen öğrenebildik.
İnsan hakları savunucularının gözaltına alındığının aileleri dâhil hiç kimseye bildirilmemesi, soruşturmada kısıtlılık kararı olması nedeniyle bilgi alınamaması, söz konusu göz altıların OHAL hukukunu da aşacak biçimde “gözaltında tecrit (incommunicado detention)” karakteri taşıdığını göstermektedir.
Gözaltına alınan arkadaşlarımızın insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi için gösterdikleri olumlu çabaların tanığıyız. Daha önce de defalarca vurguladığımız gibi, insan haklarını savunmak temel bir insan hakkıdır.
Keyfi bir şekilde gözaltına alınan insan hakları savunucularının nerede tutuldukları ve haklarındaki suçlamayla ve durumlarıyla ilgili bilgi ailelerine, yakınlarına ve avukatlarına bildirilmelidir. Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukuk normlarına göre, OHAL keyfî değil aksine hukukî bir rejimdir ve bir dizi temel (çekirdek) haklar hiçbir şekilde sınırlanamaz. Dolayısıyla gözaltına alınan insan hakları savunucularının bu nitelikteki başta yaşam hakkı olmak üzere, işkence ve onur kırıcı muamele yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarına sonuna kadar saygı gösterilmelidir.
İnsan hakları savunucuları olarak arkadaşlarımıza yöneltilen suçlamaları da, onların alıkonulma koşullarını da yakından takip ediyoruz!
İnsan hakları savunucusu arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır!"