İkinci gününde devam eden Dink cinayeti davası duruşmasında Jandarma görevlilerinin ifadelerine geçildi.
Dink cinayetiyle ilgili birleştirilen davada yargılama ikinci günü tamamlandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmaya tutuklu sanıklar, bazı tutuksuz sanıklar ve tarafların avukatları katıldı.
Mahkemede sanıklar savunmalarını yapmaya başladı.
'Şişli'den sadece geçtik'
Sanık İstanbul İl Jandarma görevlilerinden Eyüp Temel savunmasını yaptı.
Dava konusu olan iddianamede Temel’in, cinayet günü Agos ve çevresinde olan ekipten olduğu iddia ediliyor. cinayet günü Agos gazetesi çevresinde olduğu iddia ediliyor.
Temel savunmasında İstanbul Jandarmasında geçici olarak görev yaptığını, görevi süresince şöför olarak çalıştığını söyledi.
Temel, savunmasında özetle şunları söyledi,
“İstanbul’da 5-6 ay kadar çalıştım. İstanbul’u çok bilmem. Cinayet olduğu günün sabahında Emre Cingöz'le beraber göreve çıktım.Ben görev boyunca sadece şöförlük yaptım. Araç bana zimmetli olduğu için aracın başından ayrılmadım. Genelde göreve gittiğimizde Bazen Şişli'den bazen Sarıyer tarafından giderdik. O gün Şişli'den sadece geçtik. Komutan nerden git derse oradan giderim. Cingöz, Şişli'den git dedi. Cingöz o gün arabadan hiç inmedi. Taksim'e kadar gittik trafik sıkışık olunca geri dönüp başka bir yoldan gittik."
"Göreve çıktığım zaman görev emri, araç görev defteri hepsi hazırlanır. Nöbetçiye de haber verirdik.
"Ben zaten o birime çok ayak uyduramadım. Bana sık sık ceza verirdi. Eften püften sebeplerden oda hapsine alınırdım. Sıralı amirlerle görüştüm ve İstanbul'dan ayrıldım."
Temel savunmasında kullandığı arabanın mavi renk olduğunu söyledi. Emre Cingöz ise söz alarak arabanın beyaz renk olduğunu söyledi.
Temel, Emre Cingöz'ün Mecidiyeköy'de babasını işyeri olduğunu bazen oraya gittiklerini de söyledi.
'Sadece şöförlük yaptım'
Tutuklu sanıklardan Abdullah Dinç de savunmasını yaptı. İddianamede Dinç hakkında, cinayet günü olay yerinde yer alan jandarma görevlilerini koordine ettiği iddia edilen Muharrem Demirkale'nin şöförlüğünü yaptığı beliritliyor.
Dinç, cinayet günü geçici görevendirmeyle Muharrem Demirkale’yi evine bıraktığını ve sonra komutanlığa döndüğünü söyledi. Demirkale’nin yol boyunca kimseyle telefonla konuşmadığını iddia etti. savunmasında özetle şunları söyledi,
"Cinayet günü sabah göreve çıkacaktık. Üstüm olan Ali Okur beni aradı. Demirkale'nin acil hastası olduğunu ve eve götürülmesi gerektiğini söyledi. Ben de Demirkale'yi alarak lojmanlardaki evine götürdüm. Benim kullanımımda olmayan bir araçla götürdüm. Görev emrini ben yazdırdım. Görev defterini ise oradaki nöbetçiler doldurdu. Kendisi dönebileceğini söyledi ve beni gönderdi. Ben de komutanlığa geri döndüm. Demirkale yanımdayken kimseyle konuşmadı"
'Telefon görüşmeleri ticari'
Yayınevi sahibi Adem Sarıgöl da duruşmada savunmasını yaptı. İddianamede Sarıgöl hakkında cinayet günü Agos önündeki jandarma ekibini koorinde eden Muharrem Demikale’yle 93 kere telefon görüşmesi yaptığı, 85 defa ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile görüşmesi olduğu belirtiliyor. Sarıgöl’ün cinayet günü de Demirkale’yle görüştüğü tespit edildi.
Sarıgöl savunmasında sahibi olduğu yayınevi hakkında TSK'nın Eğitim ve Doktorin Komutanlığı'nın yayınevi hakkında tavsiye kararı aldıklarını ve bu kararın ardından çok sayıda askeri personelin yayınevine gelip gittiğini söyledi.
Demirkale’nin yüksek lisans yapmak için kendisine geldiğini, kitap sipariş ettiğini iddia etti. Cinayet günü yaptığı telefon görüşmesinin içeriğini ise hatırlamadığını söyledi.
TSK'nın değişik birimiyle yaptığı telefon görüşmelerini de kabul etti. Görüşmlerin içeriğini hatırlamdığını belirten Sargıöl görüşmelerin yayınevi sahibi olmasından dolayı ticari olduğunu savundu.
"Fotoğraf çekin talimatı vermdim"
Dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü görevlisi Ahmet Çetiner de savunmasını yaptı.
Çetiner, hakkında Samsun Emniyet'inde Ogün Samast'ın fotoğraflarını çektirme talimatı verdiği ve fotoğraf çektirdiği iddia edildi.
Çetiner' Samast'ı Samsun Otogar'ında yaklayan ilk kişi olduğunu söyledi. Fotoğraf çektirme talimatını vermediğini ve kendisinin de fotoğraf çektirmediğini söyledi.
Samast’ın yaklanıp Emniyete getirildikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğüne bilgi notu hazırlamak için bir iki saat çalıştığını ve fotoğraf çekiminin o zaman yapıldığını savundu.
Tutuklu sanık gazeteci Ercan Gün ham görüntülerin nerede olduğunu sordu.
Çetiner, kendisinin ham görüntüleri hiç görmediğini söyledi.
‘Sıcak ortam hazırlayın’
Dönemin Samsun Emniyet görevlisi Metin Balta, da savunmasını yaptı.
Balta, Ogün Samast'ın Samsun Emniyetindeki görüntülerinin ham halinin izlenmesi gerektiğini söyledi.
"Bana Emniyet Müdürüm ifadeyi burada alıp İstanbul'a götürmeyeceğiz dedi. Ben üstünü aradım. Bayrak çıktı. Bayrağı alınca tepki gösterdi. Başsavcı konuşana kadar bayrak kalsın. Sonra alırsınız dedi. Biz de geri verdik. Vali ve Başsavcı bize, ‘Bu çocuk için sıcak bir ortam hazırlayın ki nasıl yaptığını detaylarıyla anlatsın. Kayıt altına da alın’ dedi. Biz de bunun üzerine iyi polisi oynadık ama iş bana kaldı’’ diye konuştu.
Dink cinayeti davası perşembe günü devam edecek.