Bitlis’ten Eçmiadzin’e ‘Derdo Ana ve Ceviz Ağacı’

1975’te eşinin bir toprak kavgası sonucu öldürülmesinin ardından sekiz çocuğuyla birlikte Bitlis’ten İstanbul’a göç eden Derdo Ana’nın hikâyesini beyazperdeye taşıyan Serdar Önal ve belgeselin yapımcısı Nagehan Uskan’la filme dair konuştuk.

Bitlis Mutkili Derdo Ana’nın hikâyesini konu alan ‘Derdo Ana ve Ceviz Ağacı’, 36. İstanbul Film Festivali kapsamında 12 Nisan Çarşamba günü Beyoğlu Sineması’nda izleyiciyle buluştu ve ‘en iyi belgesel’ kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Derdo Ana’nın hikâyesini beyazperdeye taşıyan Serdar Önal ve belgeselin yapımcısı Nagehan Uskan’la filme dair konuştuk.

Derdo Ana’yla nasıl tanıştınız? Hikâyesini neden sinemaya taşımak istediniz?

Derdo Ana’yla doğrudan bir tanışıklığımız olmadı. Öğretmenlik gereği, Trabzon’dan İstanbul’a yeni taşınmıştım. Derdo Ana’nın torunuyla aynı okulda öğretmendik, arkadaş olduk. Tanıdığım ilk Ermeni’ydi. “Nerelisiniz, nereden geldiniz?” gibi tanışma soruları sordum. “Bitlisliyiz” deyince şaşırmıştım. Bitlis’te halen Ermenilerin yaşadığını bilmiyordum. Merak ettim ve bazı sorular sordum. O da Bitlis’ten nasıl geldiklerini, ninesi Derdo Ana’nın hikâyesini anlattı kısaca. Ninesinin onca acıya rağmen halen köyünden kopamadığını ve yazları köye gidip, ağaçlardan cevizleri topladığını söyledi. O anlattıkça, benim aklımda bir anda bir belgesel karakteri canlandı. Bu tanışıklık yaklaşık beş yıl önceydi. Derdo Ana’nın hikâyesini belgesel haline getirmek aklımın bir ucunda duruyordu. İki yıl önce, Türkiye-Ermenistan Sinema Platformu’na başvurdum ve bu fikrim, 10 proje arasında kendisine yer buldu. Daha sonra bu 10 proje arasında bir eleme yapıldı ve orada da seçildi. Seçildikten kısa süre sonra da çekimlerine başladık.

SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 



Yazar Hakkında