Patrikhane’de neler oluyor?

Düşünce Platformu'ndan Harut Özer, patrik seçimiyle ilgili yaşanan son gelişmeler üzerine bir yazı kaleme aldı.

Düşünce Platformu olarak Ermeni toplumuna gerçeklerin söylenmediğini hep ifade ettik ancak son günlerde üst üste gelen amacını aşmış ve gerçeklerden sapmış açıklama ve girişimler toplumun sabrını taşırmıştır.

Toplumu temsil ettiğini iddia eden Srpazan Aram Ateşyan yeminine sadık kalmamıştır. Kilise kurallarını hiçe saymış ve Değabah seçimi sonuçlandığında istifa etmemiştir.

Bunu yaparken Ruhaniler Genel Meclisi’nin Patriğimiz Mesrob Mutafyan’ı emekli ilan ettiği gün kendi Patrik Genel Vekilliği otomatikman düşeceği için kendisini yeniden Patrik Genel Vekili seçtirmeyi ihmal etmemiştir. Bu konuda elbette o gün karar alan ruhanilerin de sorumluluğu var ancak hangi baskılara maruz kaldıklarını tüm toplum biliyor. 

Surp Pırgiç Hastanemizin Başkanı Bedros Şirinoğlu da İstanbul Vali Yardımcısı Aziz Mercan tarafından gönderilen mektup için basına “Ateşyan Değabah seçilseydi bu mektup gelmezdi” diyerek en başta siyasi erki zan altında bırakmıştır. Sonrasında ise “Seçilmiş Değabah istifa etmelidir” diyerek hem gazetelere demeç vermiş hem de bizzat Değabah’a söylemiştir. Gerekçe ne peki? “Devlet böyle istiyor”.

Peki hem Ateşyan Srpazan hem de Bedros Şirinoğlu neden toplumun isteklerini ‘Devlet’ e iletmiyorlar acaba? Toplum günlerdir ayakta, isteğini haykırıyor. ‘Patriğimizi seçmek istiyoruz’ diyor. Siyasi erk açıklamalarında ‘Referandum sonrası bu sorun çözülecek’ derken bizzat Srpazan Ateşyan’ın Valiliğe zamanında prosedüre uygun bilgi ve belgeyi göndermemiş olması manidar.

Bunlar toplum tarafından tartışılır ve Patrik seçimi sonrası yavaş yavaş unutulabilir. Ancak Pazartesi günü yaşananlar asla unutulmayacaktır. Sebep her ne olursa olsun buna karar verenleri ve uygulayanları tarih hak ettikleri biçimde yargılayacaktır. 

Değabah seçilen Bekçiyan Sırpazan ve doğal Patrik adaylarından Srpazan Maşalyan daha önceden konuşulduğu üzere Kumkapı Meryemana Patriklik Kilisesi’nde Pazartesi saat 15.00’te uhd (ahd) duası yapacaklardı. Geleneklerimize göre onlara ruhanilerimizin eşlik etmesi gerekirken Ateşyan Srpazan tarafından hiç birine izin verilmediği öğrenildi. Sosyal medyada bu haber üzerine halk kiliseye akın etmek istedi. Değabahımız Bekçiyan Srpazan bulunduğu yerin sorumluluğu ile buna izin vermedi. ‘Biz iki Srpazan dua eder çıkarız, lütfen sembolik bir katılım olsun, zaman,  barış ve huzura en çok ihtiyaç olan günlerdir’ dedi. 

Pazartesi Kilise kapısı kilitlenmişti, yaklaşık 150 kişi, üç gazetenin temsilcileri Kumkapı Yönetim Kurulu başkanı Hrant Moskofyan’a sorduklarında “Talimat Patrikhaneden “ dedi. Patrikhane reddetti ancak Patrikhane’den Ateşyan’ın resmi bir koruması geldi ve ‘Giremezsiniz’ dedi.

2017 yılında anlaşılmaz bir hırs ile kendisine bağlı kilisenin kapısını kapattırarak inançlı insanların ibadetine engel olmak bu noktada atılabilecek en son adım olsa bile yapılmamalıydı.

İnsanlar bu duanın yapılacağını ısrarla söyleyerek kapıyı açtırdı. O kötü anı yaşayanlar kilisenin içine girdiklerinde belki de hayatları boyunca unutamayacakları bir zaman dilimi yaşadılar. İki Srpazan yan yana ruhani dünyaya adım attıkları ilk yıllardaki heyecanla dualara ve ilahilere başladıklarında kilise içinde bulunan herkes tek bir ses gibi sonuna kadar iştirak etti ilahilere ve duaya. 

Ben o gün Patrikhanede yaşananların da kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum. İçeride her köşede bekleyen polisleri görenler ‘Acaba kendi toplumu için ne anlatıyor Ateşyan Srpazan?’ demişlerdir.  Ne mutlu Ermeni toplumuna ki Bekçiyan Srpazan gibi bir Değabah’ı var.  Sonsuz bir sabır ve sürekli sükûnet ve huzur telkin ederek Patrik seçimine giden yolda toplumuna rehberlik ve önderlik yapıyor.

Kategoriler

Toplum Dernekler Kilise



Yazar Hakkında