LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Koku oyunları

Tadım kadehini biraz kendi etrafında çevirdiğinizde, şarabı şarap yapan o lezzetli kokular burnunuza ulaşmaya başlar. O kokular, şarabın şifreleridir; üretildiği üzümü, meşe fıçıda yıllanıp yıllanmadığını, üzümün yetiştirildiği toprağı ve hatta, geçen hafta yazdığım gibi, hatalı olup olmadığını gösterir.

Bu yüzden biz şarap uzmanları epeyce burnumuzu sokarız şaraba. Şarap eğitimlerinde tadıma başladığımda gelen ilk tepkilerden biri, “Siz söylemeden çıkartamadığım kokuları siz söyledikten sonra hemen tanıyorum” olur.

Tadıma katılanlar gerçekten ben söylediğimde mi kokuyu tanıyorlar, yoksa söylendiği için mi o kokuyu hissediyorlar, hiç bilemedim. Şaraptaki kokulardan bahsetmek tadımcıları telkin yoluyla manipüle etmek olabilir, çünkü telkin, koku konusunda çok işe yarayan bir teknik.

1899 yılında, kimya profesörü Edwin Slosson, Wyoving Üniversitesi’nde verdiği derste, öğrencilerinin karşısına, bir elinde saf su, diğer elinde bir yün yumağıyla çıkmış. Elindeki suyun çok keskin kokulu bir kimyasal madde olduğunu söyleyip, yün yumağa dökmeye başlamış. Öğrencilerden, kokuyu duyar duymaz el kaldırmalarını istemiş. 15 saniye içinde öndeki öğrencilerin çoğu, 45 saniye içinde ise sınıfın neredeyse tamamı kokuyu aldığını iddia etmiş. Ufak bir telkinle, olmayan bir kokuyu hisseden koca bir sınıf...

Benzer, hatta biraz daha gerçeküstü bir deney de, 1977 yılında İngiltere’de, televizyonda yayımlanan ‘Reports Extra’ adlı bir haber programında yapıldı. Denekler, ekranlarının başındaki izleyiciler. Duyuların kimyasının konu edildiği programın sonuna doğru, ekrana iki tarafından kablolar çıkan bir koni getirip, bunun radyo dalgalarıyla kokuları televizyonlara ileten yeni bir teknoloji olduğunu, bu alet sayesinde koninin içindeki kokunun herkesin evine taşınacağını söylediler. İddiaya göre sensörler koku moleküllerinin titreşimsel frekanslarını kaydediyordu. Havadan gönderilecek olan bu frekanslar, televizyon izleyicilerinin beyinleri tarafından koku olarak algılanacaktı.Ekranda cızırtılı bir ses olarak sözde kokular yayınlanmaya başladı. 24 saat sonra televizyonu arayan 179 kişi çeşitli kokular aldıklarını iddia etti. Bazıları sesin sinüslerini açtığını, bazıları ise saman nezlelerinin ağırlaştığını iddia etti.

Deneyi yapan Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Michael O’Mahony’ye göre, kokuyu alanların bir kısmı yalan söylüyor olabilse de, geniş kitleler bu kokuyu duyduklarına emindi. Sadece telkin edilerek, olmayan bir kokuyu koklamışlardı. O’Mahony, yapılan telkinin, hiç var olmayan bir kokunun hayal edilmesine ya da ortamda var olan ve hissedilmeyen bir kokuya odaklanılmasına sebep olduğunu söylüyor.

Yani tadımda sizi yönlendiren kişi zor olan kokuyu size hatırlatıyor ya da olmayan bir kokuyu size hissettiriyor da olabilir.

Geçenlerde, damak tadına çok güvendiğim arkadaşlarımın, hiçbir sorunu olmayan bir yemeğin kötü olduğuna, birbirlerini gaza getirerek ikna olduklarına şahit oldum.

Siz yine de kendi duyularınıza güvenin. Ama ona güvenirken dahi şüpheyi elden bırakmayın.