Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, Anadolu Üniversitesi’nin dört akademisyeni görevden uzaklaştırmasını ‘açıkça hukuka aykırı’ ilan etti. Halen görevden uzaklaştırılmış bulunan Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara’ya ise ‘görev başında amire saygısızlık’tan ceza verildi. Kara, bu işlemin iptali için dava açtı.
‘Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisi imzacısı olan Uğur Kara’nın Anadolu Üniversitesi tarafından açığa alınması, Eskişehir 1. İdare Mahkemesi tarafından ‘hukuksuz’ olarak nitelendirildi. Buna rağmen halen görevine dönemeyen akademisyene, tebligat yapılmadan ‘amire saygısızlık’ gerekçesiyle ceza verildi. Uğur Kara kendisine karşı yapılan ayrımcılıkların çok daha eskiye dayadığını ve bunun sebebi olarak 2015’te Anadolu Üniversitesi yetkililerinin, düzenlenmesine izin vermediği ‘İnsan Hakları Bağlamında Aleviler’ başlıklı sempozyum olduğunu ifade ediyor.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü, 12 Ocak’ta ‘Barış için Akademisyenler’ bildirisine imza atan akademisyenlere karşı idari soruşturma açtı. 27 Temmuz’da ise soruşturma açtığı akademisyenlerin dosyasını ‘devlet memurluğundan çıkarmak’ üzere YÖK’e gönderdi. YÖK’ün kararını beklemeden akademisyenleri süresiz açığa alan rektörlük, Uğur Kara’ya da neden görevden uzaklaştırıldığını açıklamayan çok kısa bir tebligat metni yollamakla yetindi.
‘Hukuka aykırı’
Bu işlem üzerine Anadolu Üniversitesi’nden dört akademisyen dava açtı. Eskişehir 1. İdare Mahkemesi; Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara’nın, Doç. Murat Emeksiz’in de aralarında yer aldığı akademisyenlerin açtığı davada, akademisyenlerin görevden uzaklaştırılmalarını açıkça hukuka aykırı buldu ve bu işlemin devam etmesi halinde akademisyenlerin akademik faaliyetlerinde ve mali imkânlarında telafisi imkânsız zararın ortaya çıkacağına hükmetti. Mahkeme kararında şu ifadeler yer aldı: “Soruşturma devam ederken görevini sürdüren davacının, soruşturma sonuçlandıktan sonra görevinden uzaklaştırılmasının somut gerekçelerinin ortaya konulamadığı görülmektedir. Ayrıca mevzuatın amir hükmü gereğince ceza kovuşturması bulunmayıp disiplin soruşturması kapsamında tesis edilecek görevden uzaklaştırma işlemlerine ilişkin olarak kanuni sürenin en fazla 3 ay olduğu, bu süreyi aşan tedbire başvurulamayacağı düzenlenmekte ise de, dava konusu işlemde süresiz olarak bu tedbirin uygulanmasına karar verilmesinde hukuka uyarlık olmadığı sonucuna varılmıştır.”
Gerekçe yok
Mahkeme kararından sonra Anadolu Üniversitesi’nin yaklaşımını Uğur Kara Agos anlattı. Kara şunları söyledi: “Üniversite yönetimi mahkemeye gerekçe sunamadı. Sunamaması da gayet doğal, çünkü böyle bir gerekçe gerçekten yok. 18 Ocak’ta açılmış bir soruşturmadan yaklaşık altı buçuk ay sonra, üstelik dosyayı da YÖK’e gönderdikten, yani dosya da kendilerinden çıktıktan sonra uygulanan bir görevden uzaklaştırma işlemi söz konusu. Mahkeme hukuk nosyonunun gereğini yaparak bu keyfî uygulamayı oy birliğiyle affetmedi. Karar, üniversite idaresine 16 Kasım’da tebliğ edildi. 17 Kasım’da bir dilekçe ile üniversite yönetimine kararı bir kez daha hatırlatarak kendilerini bu kararın gereğini gecikmeksizin yerine getirmeye davet ettim. Anayasa’nın ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun açık, emredici hükümleri var. Bu hükümler yargı kararlarının idareler tarafından ivedilikle, gecikmeksizin uygulanmasını emrediyor.”
Savunma da yok
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü ayrıca Uğur Kara üniversiteden uzaklaştırıldığı halde, ona karşı ‘görev sırasında amirine sözle saygısızlık etme’ suçlamasıyla soruşturma açtı. Savunması dahi alınmadan verilen bu kararla ilgili dava açacağını belirten akademisyen şu ayrıntıları aktardı: “16 Kasım tarihinde bir tebligatla, ‘görev sırasında amire sözle saygısızlık etmek’ten disiplin cezası aldığımı öğrenmiş oldum. Soruşturma bana tebliğ edilmedi ve dolayısıyla savunmam alınmaksızın verilmiş bir ceza ile karşı karşıyayım. Bir çeşit ‘kendin pişir kendin ye’ durumu. Burada çarpıcı iki husus var: Ceza, soruşturma açıldığı bilgisi bana tebliğ edilmeksizin ve dolayısıyla da savunmam alınmaksızın verilmiş. İkincisi ise, yaklaşık dört aydır görevimden uzaklaştırılmış olmam nedeniyle ‘görev sırasında’ bir fiilde bulunmam fizik yasalarına aykırı. Soruşturma bana tebliğ edilmediğinden hangi fiilimin disiplin soruşturmasına konu edildiği bilgisinden yoksunum. İki bakımdan da açık biçimde hukuka aykırı olan bu işlemin iptali için dava açtım.”
Alevi Sempozyumu
Üniversiteden hukuksuz bir şekilde uzaklaştırılan Uğur Kara, kendisine karşı ayrımcı muamelenin çok daha eskiye dayandığını dile getiriyor: “Mart 2015 tarihinde Genel Kamu Hukuku Anabilim dalı başkanı sıfatıyla verdiğim bir dilekçeyle üniversitede ‘İnsan Hakları Bağlamında Aleviler’ başlıklı bir sempozyum düzenlemek istediğimi bildirmiştim. Dr. İsmail Beşikçi, Prof. Dr. Bedriye Poyraz, Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya, Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan, Yrd. Doç. Dr. Taylan Koç, gazeteci yazar Kemal Göktaş, Araştırmacı yazar Tevfik Usluoğlu’ndan oluşan konuşmacılar listemi de dekanlığa sundum. Lakin rektörlük, cevabi yazısında kabul etmenin mümkün olmadığı gerekçeler öne sürdü. Böylece sempozyum engellenmiş oldu. Ben de Eskişehir’de Eğitim-Sen ve Pir Sultan Abdal Derneği’nin yardımıyla bu sempozyumu Mayıs 2015’te düzenledim.”
Sempozyumdan sonra maruz kaldığı ayrımcılıklar arasında şehir dışı sınav görevleri verilmemeye başlanması, bütün öğretim elemanlarına verilen döner sermaye katkı payının ödenmemesi, bilimsel toplantıya katılmak için yaptığı izin başvurusunun hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilmesini sıralayan Kara, aynı zamanda kendisine yakın görülen araştırma görevlilerine soruşturmalar açıldığını söylüyor. Uğur Kara, ‘görev sırasında amire sözle saygısızlık’ gibi anlaşılamaz bir gerekçeyle verilen disiplin cezasını da kendi şahsına yönelik ayrımcı uygulamaların yeni bir örneği olarak değerlendiriyor.