ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye güçlerinin iki günden bu yana, Halep kenti civarına yığınak yaptığı bilgisine ulaştıklarını belirterek bunun Türkiye'nin stratejik ve ulusal çıkarları açısından kırmızıçizgi olabileceğini, dolayısıyla konuyu yakından takip ettiklerini söyledi.
Clinton, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile birlikte Brookings Enstitüsü'nde konuşmacı olarak katıldığı bir toplantıda Suriye ile ilgili soruları yanıtladı.
Suriye güçlerinin iki günden bu yana Halep kenti civarına yığınak yaptığı yönünde istihbarat sahibi olduklarını belirten Clinton, bunun Türkiye'nin stratejik ve ulusal çıkarları açısından kırmızıçizgi olabileceğini, dolayısıyla konuyu yakından izlediklerini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı ayrıca, Rusya'nın Suriye'ye taarruz helikopterleri göndermekte olduğu bilgisini edindiklerini ve bunun da ülkedeki şiddeti tırmandıracağını söyledi.
Rusya'nın Suriye'ye yaptığı silah sevkiyatını durdurmasını isteyen Clinton, 'Bize, daha önce gönderdiklerinin Suriye'nin iç işleriyle alakası olmadığını söylediler, ama bu doğru değil' dedi.
BM gözlemcilerinin görev süresi uzatılmayabilir
Suriye'deki BM gözlemcilerinin görev süresinin Temmuz ayından sonra uzatılmasının son derece zor olduğunu belirten Clinton, ülkenin gözlemciler için giderek daha tehlikeli hale geldiğini ileri sürdü.
BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çabalarına destek vermeye devam edeceklerini iddia eden Clinton, Annan'ın altı maddelik planının iyi bir plan olduğunu ancak uygulanmadığını söyledi. Clinton, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ateşkesi uygulamadığını ileri sürdü. Muhaliflerin saldırıları ile ilgili ise bir şey söylemedi.
Suriye'de yaşananların bölgeyi yakından ilgilendirdiğini ifade eden Clinton, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin muhaliflere yardımcı olduğunu, Türkiye'nin de bazı temaslarda bulunduğunu söyledi.
Koru: Kriz sınıra yayılabilir
Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru da bugün TRT'ye yaptığı açıklamada, Suriye'deki krizin sınıra yayılmasından endişe ettiklerini söyledi. Koru, Rusya'nın Suriye'ye saldırı helikopteri gönderdiği ve Halep'e Şam'a bağlı kuvvetlerin yığınak yaptığı iddialarıyla ilgili yorum yapmadı.
Cizre-Nusaybin hattında tanklar Suriye sınırına konuşlandırılıyor
Suriye'deki kriz derinleşirken, Türkiye'nin Suriye ile sınırı olan Şırnak'ın Cizre ilçesi ile Mardin'in Nusaybin arasında kalan bölgedeki askeri birliklerde bulunan tanklar sınır kesimine konuşlandırıldı.
ANF’ye göre, Cizre ilçesinde bulunan tank taburundan çıkan tanklar, sınır kesiminde Suriye'nin Andivar bölgesine bakacak şekilde konuşlandırılırken, sınır karakollarında güvenlik amacıyla bulundurulan tankların da Suriye sınırına gönderildikleri ve tankların namlularının sınıra çevrildiği bildirildi.
Bölgesel savaş tehlikesi giderek büyürken, tankların sınıra sevk edilmesi ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın “kırmızıçizgi” açıklamasından sonrasına denk geldi.
MİT’in adamları
Bu arada İngiliz İndependent gazetesinin bugün manşetten geçtiği, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu’nun Müslüman Kardeşler kanadına silah yardımı yaptığı haber de bunu doğrular nitelikte.
Gazete, Ankara’daki bir batılı diplomata dayanarak geçtiği haberde, Suudi Arabistan ve Katar'ın 3 hafta önce, Türkiye üzerinden muhalif Özgür Suriye Ordusu'na silah temin ettiğini, teslimatın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti. Kalaşnikof, makineli tüfek, el bombası ve tank savarlardan oluşan silahların “yalnızca Suriyeli Müslüman Kardeşler grubuna yakın muhaliflere yapıldığını” belirten ismi açıklanmayan batılı diplomat, geçtiğimiz günlerde başına Kürt Abdulbasit Seyda’nın getirildiği Suriye Ulusal Konseyi’nden (SUK) bahsederken, MİT’i kastederek ‘onların adamları’ demesi dikkat çekti.
Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi Başkan Yardımcısı ve PYD’nin lideri Salih Muslim Muhammed, geçtiğimiz günlerde ANF’ye yaptığı açıklamada, Türkiye ve batılı ülkelerce desteklenen, İstanbul’da kurulan SUK için “Uluslar arası güçlerin elinde bir oyuncağa dönüştüğünü herkes biliyor artık” demişti.
