Dokuz yılın ardından jandarmaya tutuklama

Dink cinayetiyle ilgili olarak devam eden soruşturmada gözaltılar devam ediyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı 27’ye ulaştı. Gözaltına alınan iki jandarma görevlisi tutuklandı. Dink ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu, soruşturma sürecinin tamamlanması gerektiğine işaret ederek, “Cinayete giden sürece dahi baktığımızda Dink cinayetinde çok fazla kişi ve aktör olduğu tartışma götürmez şekilde ve açıkça ortadadır” dedi.

Agos Gazetesi kurucusu Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak devam eden soruşturma 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hızlandı. Dink’in öldürülmesiyle ilgili olarak devam eden soruşturmada gözaltılar devam ediyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı 27’ye ulaştı.  Gözaltına alınan iki jandarma görevlisi tutuklandı. Soruşturma savcısı tutuklamaya sevk yazısında “15 Temmuz başarısız darbe kalkışmasına giden süreçte bu yolda bu amaç için attırılan ilk kurşun” tanımlamasını yaptı. Dink ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu ise soruşturma sürecinin tamamlanması gerektiğine işaret ederek, “Cinayete giden sürece dahi baktığımızda Dink cinayetinde çok fazla kişi ve aktör olduğu tartışma götürmez şekilde ve açıkça ortadadır” dedi.  

Cinayetin işlendiği gün Agos gazatesi  civarında jandarma istihbarat elemanlarının olduğu uzun bir süre önce ortaya çıkmıştı. Geçtiğimiz hafta 4 jandarma görevlisi ile bir yayınevi sahibi gözaltına alınmıştı. Gözaltılar bu hafta da sürdü. Gözaltına alınanlardan İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Abdullah Dinç  ve Yavuz Bozca tutuklandı. 

Öte yandan darbe girişimi soruşturması kapsamında gazeteci Ercan Gün de Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Trabzon Jandarma İstihbarat Müdürü Metin Yıldız da bulunuyor. Gözaltına alınan şüphelilerin Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri devam ediyor. 

‘ilk kurşun’

Soruşturmayı yürüten Savcı Gökalp Kökçü, tutuklamaya sevk için mahkemeye yazdığı yazıda Dink cinayetiyle ilgili  “15 Temmuz başarısız darbe kalkışmasına giden süreçte bu yolda bu amaç için attırılan ilk kurşun” tanımlaması yaptı.

Savcı Kökçü yazısında şu ifadelere yer verdi,

“Anayasa dışı bir güç merkezi olarak kamu kurum ve kuruluşlarında Fethullah Gülen cemaati adı altında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü olarak örgütlenen yapının, Anayasal düzeni silah zoruyla cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp bu düzen yerine, CIA gibi yabancı devlet istihbaratı kontrolünde bulunan meczup silahlı terör örgütü lideri Fethullah Gülen’in kontrolünde, sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek, Yasama, Yürütme, Yargı ve diğer tüm devlet kurumlarını, Silahlı Kuvvetler ve Emniyet Teşkilatını denetimlerine almak için FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün şiddet içeren bir başlangıç eylemidir”    

Savcı Kökçü, 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte Dink cinayetinin ilk kurşun olduğu değerlendirmesi yaparak tutuklamaya sevk edilen Jandarma görevlilerinin suç kalıbının Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 309. maddesi kalıbına uyduğunu belirtti.

TCK’nın 309. maddesi “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar” düzenlemesini içeriyor.

‘İdare eden’e gözaltı

Savcı sevk yazısında tutuklamaya sevk edilen iki Jandarma görevlisinin yanı sıra gözaltına alınan diğer jandarma görevlileri hakkında da mahkemeye bilgi verdi.

İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü TİM komutanı Muharrem Demirkale’nin Hrant Dink’in öldürülmesinin hemen ardından olay yerinde bulunarak, diğer Jandarma görevlilerini sevk ve idare ettiği belirtildi.

Aynı yazıda, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü TİM komutanı Muharrem Demirkale ve kısım amiri Yüzbaşı Ali Barış Sevindik’in koordinesinde, Jandarma görevlileri Abdullah Dinç ve Yavuz Bozca’nın olay günü tetikçi Ogün Samast ve Hrant Dink’i  takip ettiği belirtildi.

Savcılık yazısında, gözaltına alınan Jandarma görevlilerinin 19 Ocak 2007 tarihinde herhangi bir resmi görevlendirme yazısı olmadıklarına da dikkat çekildi.

Cinayetle ilgili görülen jandarma elemanlarından Muharrem Demirkale ve Astsubay Yavuz Karaya, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı binası önünde silahlı çatışma sonucunda yakalanarak tutuklanmıştı.

Olay yerindeki 6 kişiyi teşhis etti  

Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski uzman jandarma Yavuz Bozca, emniyet müdürlüğünde verdiği ifadede Dink’in öldürüldüğü gün olay yerinde görülen 15 kişiden 6’sını teşhis etti.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Bozca, emniyette yapılan ifade alma işleminde, Dink’in öldürüldüğü gün Agos Gazetesi çevresinde görülen 15 kişiden Ogün Samast, Astsubay Emre Cingöz, Astsubay Yavuz Karakaya, Uzman Çavuş Bekir Yokuş, Yüzbaşı Ali Barış Sevindik’i teşhis etti.

Bozca, görüntülerde görülen bir kişinin ise soruşturma kapsamında gözaltına alınan istanbul il Jandarma Komutanlığı istihbarat fiube Müdürlüğü TiM komutanı Muharrem Demirkale’nin yanına gelip giden biri olduğunu ve asker olmadığını bildiğini söyledi.

Bozca, Demirkale’yle ilgili olarak da ifade verdi. Bozca ifadesinde şunları söyledi,

 “Muharrem Demirkale, benim görev yaptığım dönemde MiT personeli, emniyet istihbarat ve terörcüler ile adliyede görev yapan savcılarla, bu savcılardan Zekeriya Öz’le ayrıca TSK bünyesinde görev yapan paşalarla sürekli irtibat halindeydi. Benimle birlikte aynı birimde görev yapan Fazlı Gezici, Emre Cingöz, Hacı fiefik fiimşek, Ali Kepir adlı kişiler, Muharrem Demirkale’ye yakın kişilerdi. Bu kişiler Muharrem Demirkale’nin özel ilgi gösterdiği işleri yaparlardı. Normalde bu kişiler sahada görevli olmamalarına rağmen bazen dinleme alarak, dinleme kısmında da görev yaparlardı. Zaten dinleme kısmında görevli personel yoktu. Demirkale’nin özellikle dinlenilmesini istediği kişileri sadece bunlar dinlerdi. Ayrıca Muharrem Demirkale kendinden rütbece düşük olan astsubaylardan hangisi olduğunu tam hatırlamamakla birlikte fieref Ateş ya da Yavuz Karakaya’ya ‘abi’ diye hitap ederdi. Normalde kendisi yüzbaşı rütbesinde, Ateş ve Karakaya astı olarak astsubay rütbesinde görev yapmaktaydı. Diğer astlara da ‘abicim’ diye hitap ederdi. Emre Cingöz’ün, Mehmet Baransu isimli bir gazeteciyi usulsüz dinlediği için halihazırda yargılandığını biliyorum.”

Soruşturma kapsamında tutuklanan istanbul il Jandarma istihbarat fiube Müdürlüğü görevlilerinden Abdullah Dinç ise suçlamaları reddetti. Dinç çıkarıldığı istanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.

Mahkeme tarafından önce serbest bırakılan Bozca ise Savcı Kökçü’nün itirazının ardından tutuklandı. 

Hakan Bakırcıoğlu: Cinayette çok fazla kişi ve aktör var

Dink Ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu, soruşturmada gelinen aşamayı Agos’a değerlendirdi. Bakırcıoğlu, savcının “Darbe sürecine giderken attırılan ilk kurşundur” tespitine ilişkin olarak da konuştu.  

“istanbul Cumhuriyet Başsavclığı tarafından Hrant Dink cinayetini organize ve icra eden kişilere yönelik gerçekleştirilen operasyon ve gözaltı kararları olumludur.  Hrant Dink cinayetinde Trabzon ve istanbul il Jandarma Komutanlığı görevlilerinin organize oldukları delilleri ile ortadadır. Müdahil taraf olarak bizler Hrant Dink cinayetinde giden süreçte yaşananlar, bu cinayet için uygun zemin yaratılması süresi ile Hrant Dink cinayeti arasında bir süreklilik ve güçlü bağ olduğunu, Dink cinayetinin bir mutabakat cinayeti olduğunu, cinayetin işlendiği 2007’den bu yana ısrarla ve sayısız kere beyan ettik.  Soruşturma derinleştirilmeli, tüm şüphelilerin ifadesi alınmalı  ve soruşturmanın derinleştirilmesi ve şüphelilerin beyanları ile açığa çıkan yeni bilgiler ışığında soruşturmanın yükseltilerek devam edilmesi gerekliği ortadadır.  Müdahil taraf olarak biz, tüm deliller toplandıktan, şüphelilerin tamamının ifadesi alındıktan, irtibatları açığa çıkarıldıktan, özetle Hrant Dink cinayet kararının kim tarafından ve nasıl alındığı ve nasıl icra edildiği belirlendikten sonra yapılacak bir değerlendirmenin sağlıklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz. Dink cinayet için uygun zemin yaratılması sürecinde görev üstlenen kurum görevlileri ile bu cinayet için uygun zemin yaratan ‘ulusalcı’ kişiler ve yapıların da etkin bir şekilde soruşturulması ve bu kurum görevlileri ile kişiler hakkında da iddianame düzenlenmesi gerekliliği de ortadadır. Cinayete giden sürece dahi baktığımızda Dink cinayetinde çok fazla kişi ve aktör olduğu tartışma götürmez şekilde ve açıkça ortadadır.” 


Kategoriler

Dink Davası



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.