İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden bir grup akademisyen, üniversite yönetiminin Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiaları üzerine Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nu işten çıkarmasını kınadı.
Prof. Balıkçıoğlu’nun derslerinde Cumhurbaşkanına hakaret ettiği, Türklüğü aşağıladığı ve öğrencilere Tevrat ile İncil okumalarını tavsiye ettiğine dair haberler Sabah gazetesinde yer almıştı.
Sabah Gazetesi, “Profesör Bedra Zeynep Sayın Balıkçıoğlu'na yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmadığı ortaya çıktı” şeklinde akademisyeni hedef göstermiş, İstanbul Bilgi Üniversitesi de 16 Haziran’da Balıkçıoğlu'nun işten çıkarıldığını açıklamıştı.
Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nun avukatı Veysel Ok, P24’te yayınladığı yazıyla yaptığı açıklamada Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nun, “sınavlarda düşük not verdiği bir öğrencisinin ders esnasında kayıt altına aldığı bazı konuşmaları, dersin bağlamından ve bütünlüğünden kopuk olarak rektörlüğe ulaştırması sonucu” işinden olduğunu yazdı.
Bugün “İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden bir grup akademisyen” imzasıyla bir kınama metni yayımlandı.
“Üniversite yönetiminin muhbirlik müessesesini özendiren ve sınıf içindeki akademik ifade özgürlüğünü boğma riskini taşıyan bu tavrını kabul edilemez bulduklarını” belirten akademisyenler, kararın İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin tarihine bir utanç lekesi olarak geçeceğini vurguladı.
Açıklamada “üniversite yönetiminin aksine, Zeynep Sayın ile ilişkimizi kesmediğimizi duyururuz” dendi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Dün sabah bir meslektaşımıza ait olduğu iddia edilen ve gizlice alındığı söylenen bir ses kaydına ilişkin haberlerin yayınlanmasını takiben, Bilgi’de yarı zamanlı olarak ders veren Prof. Dr. Zeynep Sayın ile Üniversitemizin ilişiğinin Rektörlük tarafından kesilmiş olduğunu üzülerek öğrendik.
“Biz, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan bir grup akademisyen, üniversite yönetiminin muhbirlik müessesesini özendiren ve sınıf içindeki akademik ifade özgürlüğünü boğma riskini taşıyan bu tavrını kabul edilemez buluyoruz. Üniversite yönetiminin sorgusuz sualsiz aldığı ve yargısız infaz şeklinde kamuoyuna duyurduğu "ilişkiyi kesme" kararının haksız, hukuksuz ve her şeyden önce Üniversitemizin yıllardır benimsemiş olduğu özgürlükçü akademik ve insani değerlerle çelişen bir nitelik taşıdığı kanaatindeyiz. Alınan bu kararı da, bu kararın alınış ve duyuruluş biçimini de kınıyoruz.
“İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin tarihine bir utanç lekesi olarak geçecek bu kararı alanlar ve uygulayanlar bilsin ki bir üniversiteyi üniversite yapan, siyasi baskılara, ticari kaygılara veya kariyer hırslarına yenik düşerek hukuksuz kararlar alan ve uygulayan akademik ünvanlı memurlar değil, ifade özgürlüğüne sahip çıkan ve bu uğurda mücadele vermekten kaçınmayan akademisyenlerdir. İfade özgürlüğünün siyasal saiklerle boğulduğu bir kurum, üniversite adıyla anılmaya layık değildir.
“Biz, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin özgürlükçü ruhunu ve değerlerini taşıyan bir grup akademisyen, bu kurumun bir üniversite olma iddiasını kaybetmemesi için mücadele etmeye kararlıyız ve üniversite yönetiminin aksine, Zeynep Sayın ile ilişkimizi kesmediğimizi, kesmeyeceğimizi ve onun yanında durmaya devam edeceğimizi öğrencilerimize, mezunlarımıza ve kamuoyuna duyururuz.”