BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

Dünya fetih görsün

Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul sokaklarında bir acayip tatil sessizliği vardı. Özellikle bizim oralarda sabah saatlerinden itibaren çıt yoktu dışarıda. Sanki uzunca bir tatil var da herkes sahillere koşmuş, şehir boşalmış gibiydi. Çocukluğumdaki Pazar tenhalığı içindeydi caddeler. Niye? Çünkü İstanbul 563 yıl sonra yeniden fethedildi. Kim fethetti? Cumhurbaşkanımız tabii. Valla Fatih Sultan Mehmet’in neredeyse esamesi bile yoktu. Tek bir resmini bile görmedik hiçbir yerde, buna karşılık Erdoğan’ın dev posterleri süsledi her yanı. Adam o kadar gemi falan çıkarmış karaya –ona da bunca yıldır bir türlü aklımız ermez ya- sen kalk dünyanın en büyük sahnesini kur, “Gençlik başkanlık istiyor” yazan dev pankartlar as, fetih metih bahane olsun.

Bu konuda bir dolu şey yazılacak biliyorum ama takılınca kafama başka şey düşünemiyorum malumunuz. Düşünün; 9000 polis, 5 helikopter, 1 denizatlı, 1 firkateyn, (bunlar azmış yahu) 3 sahil güvenlik teknesi, 27 polis detektör köpeği (daha bunlar bilinenler) ayrıca on binlerce insanı alana taşıyan 146 vapur, 5000 otobüs… Amanın yazarken yoruldum. Neymiş? İstanbul’un fethinin 563. yılını kutluyoruz. Bi kere bu 563’ün ne anlamı var? Yuvarlak rakam bile değil, 500. 550. Yıllara ne oldu? Böyle ara bir yılın kutlanması da ne oluyormuş?

Erdoğan inanılmaz şiir okuyormuş bu arada… Ama en anlamlı cümle yeni başbakanımız Yıldırım’dan geldi; “Ey Fatih Sultan Mehmet Han, sen bu aziz İstanbul’u fethetmek için gemileri karadan geçirdin, senin torunların Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, trenleri arabaları denizin altından geçirdiler.” Nasıl fikir ama? Biz Marmaray’ı yaptık naaber? Allah’ın izniyle bir tane daha yapacağız inşallah. Hatta yeni boğazlar oluşturacağız, dalgaların yolunu bile değiştireceğiz evelallah… Neyse en azından esas kahramanın adı anıldı. Bana göre bir önemli cümleyle daha anıldı yapılan tüm konuşmalarda ki keşke içerdiği anlam tam olarak anlaşılabilse… “Fatih Sultan Mehmet Han, 6 lisan bilen, âlim, matematikçi, mahir bir yay imalcisi ve gerçek bir şairdir. Tarihimizin muhteşem şahsiyetlerinden bütün dünyanın saygısını ve hayranlığını kazanmış emsalsiz padişahlarımızdandır” Anlayana sivrisinek saz.

Tabii yine sosyal medya eleştiriden yıkılıyor. En büyük eleştiri de elbette böyle bir şeye ayrılan bütçe. Doğrusu benim de itirazım buna, neyi nasıl kutlarsanız kutlayın ama 23 Nisan ve 19 Mayıs kutlamaları güvenlik gerekçesiyle iptal ediyorsunuz, madem bu kadar önlem imkânınız var o kutlamalarda bunun dörtte birini falan kullansaydınız bari demez mi insan? Tam 65 milyon dile kolay.

Bu arada Zonguldak’taki maden işçilerinin 4 aydır ödenmeyen maaşları kaç para tutar acaba? Bu kadar para varsa neden Suriyelilere ödenecek maaşı benim emekli maaşımdan kesiyorsunuz? Ortalıkta sersefil dolaşanlara verseniz ya birazını, ya da Doğu’da yerle yeksan olan şehirlerin onarımına harcasanız. Ne olacak şimdi? Yoksa bu harcamaları da mı benim maaşımdan keseceksiniz?

En iyisi ‘zenginin malı-züğürdün çenesi’ misali kutlamalara döneyim ben. Ah daha neler olmuş neler… 563 kişilik Mehteran Birliği gösterisi, Türk Yıldızları’nın gerçekleştirdiği uçuşlar, ki tüm sivil uçuşlar yasaklanmış, gerçek çekim 3D animasyonlar, gerçek boyutlu gemi modelleri ki Fatih’in gemileri yanlarında taka gibi kalır bence, dönem topları, teatral gösterilerle İstanbul’u yeniden fethetmeler… Para bunlar, hep para. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi zabıtaları yeniçeri kıyafetleri giyip, Universal Stüdyo dekoru gibi tahtadan yapılan kaleleri fethederek surlara bayrak dikmişler. Ay ben 80’lerde Topkapı Levon Vartuhyan’da 4 yıl öğretmenlik yapmıştım. O yıllarda, oradaki surlarda, fetih sırasında vücuduna 20 küsur ok saplandığı halde surlara çıkıp bayrak diken Ulubatlı Hasan canlandırması yapılırdı. Çocuklarımızla izlemeye giderdik, gidemeyenler arka pencerelerimizden izlerdi, etrafta pek yüksek bina yoktu, görülebilirdi, onu hatırladım birden. Garibim Ulubatlı Hasan’ın lafı bile yok artık, bir tek kendi köyünde anılmış. Fatih’in elinde bayrak astıracak o kadar kalabalık bir yeniçeri ekibi yoktu herhalde, Hasan’a fit olmuştu zahir. Eh fetih dediğin, öyle olmaz böyle olur.

Size bir şey söyleyeyim mi? Bence, bunun üzerinden de bi 500 yıl geçerse, tabii dünya o kadar dayanırsa, ülke olarak sürekli tarih bozup tarih yazdığımız için, o zamanki insanlar belki de Fatih Sultan Mehmet’in adını hepten unutacaklar. Ve de bu olayların dijital kayıtları da yok olmayıp geleceğe taşınsın diye her tedbir alınacağından, İstanbul’u 500 yıl önce Fatih Sultan Tayyip Erdoğan Han fethetti sanacaklar. Büyük başarı valla. Adını tarihe altın rengi dijital harflerle yazdırmak da böyle olur işte.