Türkiye’de resmi tarihçiler 24 Nisan 1915’te ne yaşandığı konusunda yayınlar yapmaya devam ediyorlar. Bunun son örneklerinden biri, Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay’ın İngilizce yayımladığı bir makale. Bu makaleye göre, 24 Nisan’da tutuklanıp sürgüne gönderilenlerin tamamı komitacıydı, başlarına kötü bir olay gelmedi ve 1918’de savaş bittikten sonra da serbest kalıp evlerine döndüler.
Fotoğraf 2010 yılı 24 Nisan'ında İHD tarafından Haydarpaşa
Garı'nda düzenlenen anmalar sırasında çekildi. Haydarpaşa
24 Nisan'da tutuklanan Ermeni aydındınlarından birçoğu
için dönüşü olmayan bir yolculuğun ilk durağı oldu.
24 Nisan’ın bilançosu
Tarihçi ve Gomidas Enstitüsü Direktörü Ara Sarafian, Ermeni ve Osmanlı kaynaklarına dayanarak, 24 Nisan 1915’te tutuklananların akıbetinin ne olduğuna dair iz sürüyor. Sarafian, bu insanların kimler olduğunu, hangi koşullarda hayatta kaldıklarını veya nasıl öldürüldüklerini anlatıyor. Tarihçi ve Gomidas Enstitüsü Direktörü Ara Sarafian, Agos için kaleme aldığı yazıyla, Sarınay’ın iddialarını birer birer yanıtlıyor. Ermeni ve Osmanlı kaynaklarına dayanarak, 24 Nisan 1915’te tutuklananların akıbetinin ne olduğuna dair iz süren Sarafian, bu insanların kimler olduğunu, hangi koşullarda hayatta kaldıklarını veya nasıl öldürüldüklerini anlatıyor.
Sarınay’ın yazısını “karanlık bir tarihçilik geleneğinin son örneklerinden biri” olarak değerlendiren Sarafian, 24 Nisan tarihinin üzerine örtülmek istenen yalan perdesini kaldırıyor.
ARA SARAFIAN
24 Nisan 1915’te, Osmanlı yetkilileri, İstanbul’daki Ermenileri, toplu halde tutuklamaya ve sürgün etmeye başladı. Tutuklananlar, çoğunlukla entelektüeller, toplum liderleri ve siyasi eylemcilerdi. Ayaş ve Çankırı’daki toplama kamplarına götürüldüler. Çok sayıda insanın tasfiyesinin ve akabinde Osmanlı topraklarındaki bütün bir halkın sürgünü ve katlinin ardından, 24 Nisan 1915, Ermeni Soykırımı’nı anma gününe dönüştü.
24 Nisan tutuklamaları ile ilgili bilgimiz, pek çok kaynağa dayanıyor. İlk kaydı tutan, 1919’da, Ermeni Soykırımı’nın ilk halka açık anmasında, İstanbul’da yayımlanan Huşartzan Abril 11’i (11 [24] Nisan Anıtı) adlı eserin sahibi Teotig’dir. Bu eser, birçoğu 24 Nisan 1915’te İstanbul’da tutuklanan, 761 kurbanın isimlerini sunuyor. Bu tutuklamalarda sağ çıkan ve daha sonra Ayaş ve Çankırı’ya sürgün edilen, Mikayel Şamdancıyan, Krikoris Balakyan, Aram Andonyan, Püzant Bozacıyan, Avedis Nakkaşyan ve Khaçig Boğosyan gibi kimseler de anılarını yayımladılar.1
Bu literatürdeki en hassas bilgilerden bazıları, yaşanan zulümlere ilk elden tanık olan Türkler, Kürtler ve diğer Müslümanlar tarafından sağlanır. Mesela, Aram Andonyan, Ankara’da hastanede olduğu zamanlarda, aynı odayı paylaştığı Haymanalı bir Kürt’ün, Ankara civarındaki katliamları anlattığını aktarıyor. Andonyan, hastanedeki başka bir hasta olan, Beypazarlı bir Türk askerinin, onu ziyaret edenlerle, Ermenilere yapılan katliam hakkında konuştuğunu da anlatıyor. Andonyan, içlerinde şair Siamanto, karikatürist Krikor Torosyan, yazar ve editör Keğam Parseğyan, oyuncu Yenovk Şahen, Vramşabuh Samuelov ve Parunag Ferukhan’ın da olduğu, Ayaş’tan bir bölük Ermeni’nin öldüğünü, işte bu kaynaklardan öğrendi. (Andonian, Almanach de Renaissance, s. 65-83)
Avedis Nakkaşyan da, Ermenilerin, Ayaş hapishanesinde topluca katledilmesini, itibarlı bir Türk arkadaşının şahitliğine dayanarak anlatır. Nakkaşyan’ın Ayaş’tan salıverilmesinin ardından, bu itibarlı kişi, onu İstanbul’da ziyaret etmiş ve 30 Ayaş mahkûmunun, önce Ankara’ya gönderildiğini, sonra yöre Ermenileriyle beraber sürülerek, şehrin dış taraflarında öldürüldüğünü anlatmıştır. Aynı tanık, Ayaş hapishanesinden geriye kalan mahkûmlarınsa, hükümet binası önünde bağlanıp götürüldüğünü anlatmıştır. Bu itibarlı Türk, kurbanlardan bir kısmını listelemiştir: Jak Saybalyan (Paylag), Kasbaryan, Şahrigyan, Zakaryan, Samuelov ve Sımpad Pürad. (Nakkaşyan, s. 168-69).
Ayaş’ta kalan son mahkûmlara ilişkin başka bir bilgiyi de Krikoris Balakyan, ölümleri katliamda görev almış Hurşit Çavuş’tan duyan bir Ermeni doktor aracılığıyla verir. (Balakian, s. 94-95) Andonyan da, Ayaş cinayetleriyle ile ilgili pek çok kaydı aktarır. (Andonian, Exile, s. 57). Küçük farklılıklar olsa da, salıverilen 14 mahkûm hariç, geri kalan 71 Ayaş mahkûmunun öldürüldüğü noktasında hepsi mutabıktır. Bir grup, diğer Ermenilerle beraber, Ankara’nın birkaç saat uzağındaki bir yere götürüldü ve öldürüldü; ikinci bir grup ise Ayaş civarında infaz edildi.
Bununla beraber, Yusuf Sarınay, “24 Nisan 1915’te Ne oldu?: 24 Nisan 1915 Genelgesi ve Ermeni Komite Üyelerinin İstanbul’da Tutuklanması,” makalesinde, 24 Nisan 1915’te tutuklanan Ermenilerin öldürüldüğüne dair her türlü görüşü inkâr eder.2 Bahsedilen insanların başına talihsiz bir şey gelmediği ve Ermenilerin zulme uğramadıkları görüşündedir. Bu görüşler yeni olmamakla birlikte (Ermeni Soykırımı’nın inkârı Türkiye’de resmi politikadır), Türk devletinin bir entelektüeli ve Türk Devlet Arşivleri’nin başkanı sıfatıyla, cevabı hak ediyor. İlaveten, Sarınay, bir entelektüel ve önde gelen bir arşivci olarak, tutuklamaların kanuni olduğunda ısrar ediyor ve kitlesel imha iddialarını reddediyorsa, kendisinden, devlet tarafından gözaltına alınan insanların hikâyesini doğru olarak anlatması ve ortadan kaybolmadıklarını göstermesi beklenir. Üzerinde çalıştığı meseleyle, güvenilir bir şekilde uğraşabilme kabiliyeti gösterip gösteremeyeceği, bir akademisyen olarak kendi duruşu açısından, hem de, başta Devlet Arşivi olmak kaydıyla, temsil ettiği Türk kurumları açısından bir test niteliği taşımaktadır. (Sarınay, 2001’den bu yana Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor. Ayrıca, Türkiye Askeri Tarih Komisyonu yönetim kurulu üyeliği unvanı da var.)
24 Nisan 1915 tutuklamaları
Sarınay, çalışmasını, 24 Nisan 1915’te, Ermeni “komite üyelerinin” İstanbul’da tutuklanması hakkında bir inceleme olarak sunuyor. Geçerli kanıtlar ortaya koymasa da, bu insanların, devlete karşı, Müttefik güçlerle işbirliği yaptığını, devrimci siyasi örgütlere bağlı olduğunu ileri sürüyor. Bu insanların suçluluğunun, sual olunmaz şekilde doğru olduğunda ısrar ediyor. (s. 78) Mahkûmların karşılaştığı sıradışı uygulamaların, Müttefik güçlerin Nisan 1915’teki Çanakkale çıkarması sebebiyle yükselen gerilimden kaynaklandığı bahanesini üretiyor.
Sarınay’ın tahminlerine göre, ilk safhada tutuklananların sayısı 180 civarındaydı ve bu rakam 24 Nisan ile 24 Mayıs arasında 235’e yükseldi.
İlk seferde 100 kadar tutuklu Çankırı’ya nakledildi ve bunların sayıları daha sonra 140’a yükseldi. Sarınay, Ayaş’ta tutuklu sayısının 60-70 civarı olduğunu tahmin ediyor. (s. 79) Tutuklu sayısı ile ilgili yaptığı ilk tahmin doğru, fakat, öyle gözüküyor ki, kendisi, 24 Nisan’da yapılan tutuklamalar sonrası, Ayaş ve Çankırı’ya gönderilen ikinci grup tutukludan haberdar değil. İstanbul’dan ayrılan ilk grup, esas sayıyı oluştursa da, 30 kadar kişi de, birkaç gün sonra gönderildi.
Sarınay’ın açıkladığı üzere, bu kişilerin bir kısmı, tutuklanıp sürgün edildikten sonra dilekçe verdiler ve masum, yabancı milletten ya da hasta oldukları gerekçesiyle serbest bırakıldılar. (s. 79) Sarınay, tutukluların bazılarının yabancıların girişimleri sonucu serbest bırakıldığından bahsetmiyor (Burada mesele şüphesiz ki suçluluk veya masumiyet değildi). Tutuklamaların oldukça düzensiz olduğundan da söz etmiyor (Aynı veya benzer isme sahip birçok kişinin gözaltına alınması ve buna benzer hatalı uygulamalar gibi…).
Çankırı mahkûmları
Sarınay’ın en temel kaynaklarından biri, Çankırı Polis Şefi’nin hazırladığı, Çankırı’ya gönderilen 155 tutuklunun isminin yazıldığı rapor. Bu listede, rapor tarihinde artık Çankırı’da bulunmayanlar da yer alıyor.3 Bu, 24 Nisan 1915 tutuklamalarını takiben, Çankırı’ya yollanmış olan Ermeni tutuklular için tutulmuş, muhtemelen en kapsamlı rapor.4 Liste, tutuklamalarla ilişkili diğer birincil kayıtların ışığında, oldukça güvenilir görünüyor.
Sarınay, Çankırı’ya yollanan tutukluları tespit etmekte başarılı olsa da, onların sonraki akıbetini incelemiyor. Oysa Ağustos 1915 sonunda, bütün mahkûmlar Çankırı’yı terk etmiş bulunuyordu. Sarınay, bu konuda, Polis Raporu’nun, tutukluların diğer yerlere nakli ile ilgili notunu yeterli görüyor. Bu ani son, Sarınay’ın asıl gayesinin, Ermeni Soykırımı tezlerine karşı çıkmak olduğunu gösteriyor. Onun, tutukluların esas akıbeti ile ilgili tartışmalardan kaçınması, dikkat çekici. Yasadışı muamelelerin ve pek çok cinayetin siyasi niteliğiyle ilgili değerlendirmelerden tamamen uzak duruyor. Oysa gerçekte, en azından 39 tanınmış tutuklu, Çankırı’ya gönderildikten sonra asla İstanbul’a geri dönmedi; daha az tanınan diğer tutukluların sayısı ise asla tam belirlenemedi.
Ayaş’taki tutuklular
Sarınay’ın, Ayaş’taki tutuklularla ilgili kayıtları çok daha sorunlu. Söze Türk arşivlerinde Ayaş’taki tutukluların eksiksiz bir listesinin olmadığını belirterek başlayan Sarınay, toplam tutuklu sayısının 71 civarında olduğunu tahmin ediyor. (s. 80) Bu tahmin, yollanan ilk grup tutuklu için muhtemelen doğru bir sayı, fakat bir hafta sonra nakledilen 13 tutuklu hesaba katılmamış. (Boğosyan, s. 40-41 ve Bozacıyan, s. 199) 71 tutuklu olduğunu tahmin eden Sarınay, bunların isimlerini ise bir Osmanlı raporunu kullanarak saptıyor (rapor, kaynak veya yazanın ismini ya da tarih içermiyor). (Bkz. BOA.DH.EUM.2.Shb, 67/31)
Türk arşivleri, bir yandan raporun tarihini 14 Eylül 1920 [20.Z.1338] olarak tahmin etse de, Sarınay, öte yandan, İstanbul Asayiş Umum Müdürü İsmail Canbolat tarafından, “muhtemelen Ağustos 1916’da” hazırlandığını aktarıyor. Raporda, içlerinde 24 Nisan 1915’te Ayaş ve Çankırı’ya gönderilmiş kişilerin de olduğu, Osmanlı idaresi tarafından arananlar olarak kaydedilmiş, 600 Ermeni’nin isimleri listeleniyor. Sarınay, ek olarak, Ayaş’tan başka yerlere nakledilmiş 3 tutukludan daha bahsediyor (Hayg Tiryakyan [isim benzerliğinden dolayı tutuklanmış - gerçek Tiryakyan Çankırı’daydı]; oğlunun yerine tutuklanan Dr. Allahverdiyan, ve Der Zor’a yollanan, fakat daha sonra da salıverilen Akrik Keresteciyan. Sarınay, Akrik Sarkis Keresteciyan’ı Çankırı tutukluları listesine ayrıca eklemiştir, s. 81.)
Polis tarafından arananların 600 kişilik listesi ile Sarınay’ın 71 kişilik Ayaş tutukluları listesini karşılaştırdığımızda, birtakım temel sorular doğuyor: 1) Bazı isimler, Sarınay’ın listesine teşhis edilemeyecek kadar hatalı ve özensiz bir şekilde girmiş. Örneğin ünlü şair Adom Yarcanyan (Siamanto) “Avram Bazcayan”; Yenovk Şahen, “Penodo S(h)ahin”; Artin Kalfayan “Artin Kalenderyan” vb. 2) Sarınay tarafından zikredilen 8 kişi, muhtemelen 600 kişilik listeye dayandırılarak hatalı bir şekilde Ayaş tutuklusu olarak kayda geçirilmiş. Oysa liste, bu tutukluların Ayaş’a yollandığını söylemiyor. Bu kişiler, Artin Hatsakordzyan, Hagop Küfeciyan (Oşagan), Ardaşes Ferahyan, Aram Hacyan, H. Palancıyan, Hamazasp Panosyan, Parseğ Dinanyan, Nışan Kalcıyan’dır. 3) Aksine, 600 kişilik listede Ayaş’a yollanmış olarak kayıtlı 4 kişi, Sarınay’ın listesinde yer almıyor. Bunlar, Hampartzum Boyacıyan (Murad), Krikor Torosyan (Kevo), Krikor Armuni, Harutyun Cangülyan’dır. 4) Yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, Ayaş mahkûmlarının sayısı açık bir şekilde 71’den fazladır ve Sarınay bu mahkûmlarla ilgili Türk arşivlerindeki kayıtları kaynak göstermiyor. Bu kişilerden pek çoğu Ayaş’tan salıverilmiştir, örneğin, Avedis Nakkaşyan (BOA.DH. ShFR, 480/96), Levon Şamdancıyan (BOA.DH.EUM. 2.Shb, 8/88) ve Servet Margos (BOA. DH.ShFR, 52/254). Diğer taraftan, Sarınay’ın listesinde hem Ayaş hem de Çankırı’da kaydedilen Khaçig Boğosyan var. Boğosyan, önce Ayaş’a yollanmış, oradan da Çankırı’ya nakledilmiştir. (Boğosyan, s. 41-42)
Sarınay’ın makalesindeki en şaşırtıcı bölüm ise, listelediği 71 Ayaş tutuklusunun, 1918’e kadar orada kaldığını iddia ettiği bölüm. Bu savını destekleyecek herhangi bir kanıt sunmayan Sarınay, Ayaş mahkûmlarının akıbetiyle ilgili olarak şu ifadelere yer veriyor: “([Ayaş mahkûmları] görünüşe göre Birinci Dünya Savaşı boyunca tutuklu kaldılar... [ve] ancak Mondros Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, Karnik Madukyan, Krikor Hamparsumyan ve Pantuyan Parzisyan, 10 Kasım 1918’de tahliye olma şansını elde ettiler. Geri kalanlar, ateşkes ant-laşması sonrası, İtilaf Kuvvetleri’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolünü ele geçirmesi sonucu serbest bırakıldılar.” (s. 81-82) Bu, olağan dışı ve arsızca bir önermedir, çünkü 1918’de salıverilen üç Ermeni, ne mevzu bahis 71 mahkûm arasında, ne de Osmanlı yetkilileri tarafından arananlar listesine konulan 600 Ermeni arasındaydı. Balakyan, Andonyan ve Nakkaşyan’a göre, Ayaş tutuklularının birçoğu Ağustos 1915 civarında öldürüldü. Sarınay’ın, savını destekleyecek hiçbir kanıt gösterememesi, kayda değer.
Hem Çankırı hem de Ayaş konusunda, kimlerin tutuklandığı ve devlet gözetimi altındayken ortadan kaybolduğunu gösteren, çok açık kayıtlar var. 39 kişilik Çankırı listesi ve 71 kişilik Ayaş listesi, Sarınay’ın, 24 Nisan’da tutuklananların başına herhangi bir şey gelmediği iddiasını desteklemek adına, çok önemli yer tutuyor olmalıydı. Sarınay, aksine, onların akıbeti ile ilgili ciddi bir çıkarımda bulunmaktan kaçınıyor. Üstelik Osmanlı kayıtlarını da görmezden geliyor. Mesela, Çankırı Polis Raporu, Sabah gazetesi eski başyazarı Diran Kelekyan’ın, Ağustos 1915’te Çankırı’dan İzmir’e gitmek için ayrılacağını belirtirken (Bkz. Dh.SFR, 95/45, 186n); öte yandan, Krikoris Balakyan, Kelekyan’ın aslında 12 Ekim 1915’te, Diyarbakır’daki divan-ı harbe gönderilme bahanesiyle Sivas’ta, Kızılırmak kenarında öldürüldüğünü anlatıyor. Kaynağı ise, Çankırı’daki Tütün Rejisi’nin Türk müdürü. (Balakian, s. 69, 113-4.) Kelekyan’ın Çankırı’dan nakli Türk arşivlerinde de yer alır. Telgrafta, Kelekyan’ın 29 Ekim 1915’te, Diyarbakır’a gitmek üzere Çankırı’dan ayrıldığı belirtiliyor. (BOA.DH.ShFR 57/92, 57/44, 57/156) Bir sonraki yeri Sivas olarak belirtilmiş (BOA.DH.ShFR, 608/97), ve 1919’da yapılan bir tahkikat ile, Sivas’taki akıbeti ile ilgili bilgi istenmiştir. (BOA.DH.ShFR, 95/45 ve 95/186) Osmanlı kayıtları açıkça gösteriyor ki, Kelekyan, Çankırı Polis Raporu’nun belirttiği gibi İzmir’e gönderilmemiştir.
Benzer şekilde, Çankırı Polis Raporu, içlerinde Rupen Çilingiryan (şair Rupen Sevag), Onnig Mağazacıyan (ciltçi), Taniel Çubukkâryan (şair Taniel Varujan), Artin Boğosyan (fırıncı), ve Vahan Kehyayan (nalbant) gibilerinin de olduğu bir grup tutuklunun, Ayaş’a gidecek olduğunu belirtirken, Sarınay, bu kişilerin, tanıklıklara göre, Çankırı’dan ayrıldıktan birkaç saat sonra öldürüldüğünden bahsetmiyor. Bu mahkûmların öldürülmesi, Çankırı’daki diğer mahkûmlar arasında hemen dilden dile dolaşmıştır. Şamdancıyan’ın ifade ettiğine göre, ölüm haberini aynı gece almışlardı. Şamdancıyan, Jandarma kumandanı Nureddin ve İttihat ve Terakki katibi Oğuz’un ölümleri haber alınca duydukları sevinci ve vali vekilinin ise konuya çok sinirlendiğini anlatıyor. Bu ayrıntılar Şamdancıyan’a vali vekili tarafından naklediliyor. Buna göre, ölümler Arabacı İsmail çetesi tarafında tasarlanmıştı. Çete, cinayetlerden saatler önce olay mahalline giderek, yöredekileri kışkırtmaya çalışmıştı. Cinayetlere karşı olan, vilayet amiri Reşit Paşa, 11 köylüyü tutuklatmıştır. (Şamdancıyan, s. 216. Andonian, Exile, s. 15-17) Balakyan da, bu olayla ilgili ayrıntılı bilgiler aktarır. (Balakian, s. 100-102)
Sarınay’ın 1918’e kadar hapishanede kaldıklarını iddia ettiği 71 mahkûm arasında Parseğ Şahbaz da vardı. Lakin, hapishanede onunla olanlar, Şahbaz’ın Mamuretü’l Aziz’deki [Elazığ] divan-ı harbe gönderildiğini ve hapishanede öldürüldüğünü belirtiyorlar. (Nakkaşyan, s. 155) Arşivlerdeki birkaç belge de, onun Mamuretü’l Aziz’de bulunduğunu belirtiyor (fakat sonraki akıbeti ile ilgili bilgi vermiyor). (BOA.DH.ShFR 53/320, 54/5, 54/188) Hatta Sarınay bile, Şahbaz’ın Elazığ’a mahpusluk için gönderildiğini aktarıyor, ama yine de onu 1918’e kadar Ayaş’ta kalan 71 mahkûm arasında gösteriyor. (Sarınay s. 81)
Bir diğer Ayaş mahkûm grubu, Dr. Nazaret Dağavaryan, Khaçadur Malumyan (Agnuni), Karekin Çakalyan (Khajag), Sarkis Minasyan, Rupen Zartaryan ve Harutyun Cangülyan da aynı şekilde Diyarbakır’daki divan-ı harbe gönderildi ve yolda öldürüldü. (Nakkaşyan, s. 157-160; Bozacıyan, s. 207) Bu kişilerin Divan-ı harbe gönderilmeleri, aynı zamanda Osmanlı kayıtlarında da mevcuttur. (Bkz. BOA. DH.SFR, 54/5, 475/60) Hatta, Asayiş Müdüriyeti, 1 Kasım 1915 tarihli bir telgrafla, Diyarbakır Valisi Reşit Bey’e, bu mahkûmların hayatta olup olmadığını sormuştur. (BOA.DH.ShF, 57/216) Sarınay onların 1918’e kadar Ayaş’ta kaldıklarını söylüyor; halbuki öyle olsa diğer mahkûmlarla beraber salıverilmiş olmaları gerekirdi. (Bkz. Sarınay mahkûm listesi, s. 100-101.)
Sonuç: Karanlık bir gelenek
Ermenilerin, 24 Nisan 1915’te tutuklanmalarını işleyen iki karşıt tarih yazımı geleneğini tartıştık. Birinci gelenek, Ermeni Soykırımı arkaplanında, tutuklananlara ne olduğuyla ilgili özel çalışmalara odaklanıyor. Pek çok çalışma ve hatırat metni, tutuklanma süreci, mahkûmların sürgün edilmesi ve ardı ardına yok oluşları hakkında daha detaylı bilgileri de aktarmakta. Bilgilerdeki bazı ifadeler tartışmaya açık olabilir, fakat kanıtlar bir bütün olarak dikkat çekici ve mahkûmların yok olduğunu gösteriyor.
Öte yanda ise Ermeni Soykırımı’nı daimi olarak inkâr eden resmi Türk tarihçilerinin içinden geldiği karanlık bir tarihçilik geleneği var. Sarınay, savını, işte bu gelenek içinden sunuyor. Tutuklananların suçluluğundan ve başlarına hiçbir şey gelmediğinden söz edip duruyor. Ne var ki, Devlet Arşivleri’nin başkanı olarak elinde sınırsız imkân olmasına rağmen, tartıştığı şeyler zorlama ve sunduğu kanıtlar vardığı sonuçları desteklemiyor. Tutukluların kaydını tutarken, onların Dünya Savaşı sonuna kadar, devlet gözetimi altında hayatta olduklarını ya da 1918’den sonra toplum hayatına geri döndüklerini göstermekte başarısız oluyor. Sarınay’ın, kendi savlarını desteklemekteki başarısızlığı, sadece ve sadece, mahkûmların asıl akıbetinin ne olduğuna dair Türk arşivlerindeki bilgi noksanlığı hakkında sorular oluşturuyor.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1- Teotig, Ermeni Soykırımı ile ilgili bilgileri yayımlamaya, yıllıklarında devam eder; özellikle Amenun Daretsuytsı 1916-1920. Teotig’in diğer çok değerli kaynakları şunlardır: (Sarınay’ın eserinde bahsi geçmemiştir): Teotig, Monument to April 11 ve Rita Soulahian Kuyumjian, Teotig: Biography, Gomidas Enstitüsü: Londra, 2010. Ayrıca, Mikayel Şamdancıyan, “Recollections from Çankırı” Mikayel Şamdancıyan,Teotig’s Monument to April 11 içinde. Krikoris Balakian, Armenian Golgotha: A Memoir of the Armenian Genocide, 1915-18, New York: Alfred A. Knopf, 2009. Aram Andonian, Exile, Trauma and Death, Londra: Gomidas Enstitüsü, 2009. “To Ayash” Piuzant Bozadjian,Teotig, Monument to April 11 içinde, Gomidas Enstitüsü: Londra, 2010. Avedis Nakkaşyan, Ayaşi Pandı (Ayaş Zindanı), Boston: Hairenik, 1925 [Ğugas Garabedyan tarafından yeniden basım, Beyrut, 1978]. Toros Toranian (ed.), Yeğernen Verabroğ Halebahay Kağutin Yerakhdavorı: Doktor Khaçig Boğosyan (1875-1955) [Felaketten Sağ Kurtulan, Halep Cemaatinin Fedakârlarından: Doktor Khaçig Boğosyan], New York, 2006. Aram Andonian, “Hampartsoum Hampartsoumian”, Almanach de Renaissance, Paris, 1920, s. 65-83.
2- Yusuf Sarınay, “What Happened on April 24, 1915?: The Circular of April 24, 1915, and the Arrest of Armenian Committee Members in Istanbul,” International Journal of Turkish Studies, Sayı 14, No 1 & 2 (Güz 2008), s. 75-101.
3- Bu rapor 24 Nisan 1915 tarihlidir ve Kastamonu Valiliği ile İçişleri Bakanlığı arasında 31 Ağustos 1915’te gerçekleşen bir haberleşmeye iliştirilmiştir. Bkz. Dh.EUM.2Shb, 10/73. Bu polis raporu aynı zamanda şurada da yer alıyor: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Belgelerinde Ermenilerin Sevk ve İskanı, (1878-1920), Ankara, 2007, Rapor No. 182, s. 232-238.
4- Sarınay’ın verdiği listedeki Ermeni isimlerinin Latin harflerine uyarlanması ve çevirisinin düzeltilmesi gerekiyor. Bkz. Tablo.
İngilizceden çeviren: Fatih Gökhan Diler
İsim isim Ayaş’taki tutuklular ve akıbetleri
Aşağıdaki tablo, 24 Nisan 1915’te, İstanbul’da tutuklanıp Ayaş’a gönderilen insanların toplu bir listesidir. Osmanlı ve Ermeni birincil kaynaklarına dayanmaktadır.1 Teotig ve diğerlerine göre, 24 Nisan’da tutuklananlardan en az 53 kişi öldürüldüler. Tüm hatırat belgeleri 71 mahkûmun öldürüldüğünü söylüyor. Ermeni Soykırımı’nı inkâr eden Yusuf Sarınay, bu 71 mahkûmun 1918’e kadar Ayaş’ta kaldığını iddia ediyor, ancak bu iddiasını destekleyecek herhangi bir kanıt sunmuyor.
Notlar: Teotig, ortadan kaybolan Ermenilerin listesini derlediğinde, kimin Çankırı’ya, kimin Ayaş’a nakledildiğini belirtmemişti. Osmanlı kaynaklarındaki 600 kişilik listeye ve o güne ait Aram Andonyan, Krikoris Balakyan, Avedis Nakkaşyan, Püzant Bozacıyan, Mikayel Şamdancıyan ve Khaçig Boğosyan’ın çalışmalarına dayanarak kimlerin Ayaş’a gönderildiğini belirledik. Kurbanları belirtirken, doğru Batı Ermeni lehçesini kullanmaya gayret ettik. Osmanlı kaynaklarındaki 600 kişilik liste Ayaş’a nakledilenlerin sayısını belirtmediği için, bu isimleri, Teotig’in sonraki eserleri ve Osmanlı kayıtları gibi çeşitli birincil kaynakları kullanarak tespit ettik.
600
|
Sarafyan'ın
|
İsim |
Teotig kurban no |
Bilgi |
437 |
1 |
Arabyan, Vramşabuh |
51 |
öldürüldü |
76 |
2 |
Arakelyan, Armenag |
101 |
öldürüldü |
327 |
3 |
Armuni, Krikor |
57 |
öldürüldü |
379 |
4 |
Artinyan, Mihran |
95 |
öldürüldü |
20 |
5 |
Avedisyan, Hagop (Ardzruni) |
47 |
öldürüldü |
350 |
6 |
Bardizbanyan, Levon |
49 |
öldürüldü |
142 |
7 |
Bedrosyan, Bedros (Safo) |
48 |
öldürüldü |
139 |
8 |
Boğosyan, Khaçig; Garabed oğlu |
- |
Çankırı’ya nakledildi |
204 |
9 |
Çögüryan, Dikran |
22 |
öldürüldü |
160 |
10 |
Çubukyan, Partoğ (Jirayr) |
83 |
öldürüldü |
206 |
11 |
Dağavaryan, Nazaret; Nahabed oğlu |
12 |
öldürüldü |
455 |
12 |
Cangülyan, Harutyun |
33 |
öldürüldü |
291 |
13 |
Fenerciyan, Kris |
- |
salıverildi |
396 |
14 |
Garabedyan, Mıgırdiç Garabed |
59 |
salıverildi, isim benzerliği2 |
177 |
15 |
Gürciyan, Hrant; Melkon oğlu |
7 |
öldürüldü |
184 |
16 |
Hampartzum Boyacıyan [Murad] |
29 |
öldürüldü |
78 |
17 |
Hampartzumyan, Aram |
132 |
öldürüldü |
173 |
18 |
Hampartzumyan, Hampartzum |
16 |
öldürüldü |
388 |
19 |
Hanikyan, Manug |
- |
bilgi yok |
377 |
20 |
Haygazun, Mihrtad |
66 |
öldürüldü |
16 |
21 |
Hayrigyan, Apraham |
60 |
öldürüldü |
288 |
22 |
Hüsyan, Karekin; Sarkis oğlu |
54 |
öldürüldü |
182 |
23 |
İdareciyan, Khaçig; Avedis oğlu |
- |
bilgi yok |
77 |
24 |
Kalfayan, Artin (Harutyun); Avedis oğlu |
363 |
öldürüldü |
145 |
25 |
Kalfayan, Bedros |
35 |
öldürüldü |
75 |
26 |
Karaağaçlıyan, İskender; Karnig Aleksandr oğlu |
- |
bilgi yok |
30 |
27 |
Kasbaryan, Arisdages |
32 |
öldürüldü |
282 |
28 |
Kayacıyan, Karekin (Mıgırdiç) Khajag |
3 |
öldürüldü |
29 |
29 |
Kılıçyan, Hovhannes; Tavit oğlu |
90 |
öldürüldü |
17 |
30 |
Konyalıyan, Artin; Hovhannes oğlu |
87 |
öldürüldü |
262 |
31 |
Krisyan, Şavarş |
23 |
öldürüldü |
43 |
32 |
Kürkciyan, Isdepan |
91 |
öldürüldü |
364 |
33 |
Larents, Levon |
14 |
öldürüldü |
7 |
34 |
Mağazacıyan (Jirayr), Onnik; Sahag oğlu |
75 |
öldürüldü |
171 |
35 |
Malumyan, Khaçadur (Agnuni) |
4 |
öldürüldü |
14 |
36 |
Marzbed, A. (Ğazarosyan); Manug oğlu |
31 |
salıverildi, yeniden yakalandı, |
169 |
37 |
Menzikyan, Teodor |
76 |
öldürüldü |
230 |
38 |
Minasyan, Sarkis (Amaduni) |
11 |
öldürüldü |
233 |
39 |
Noradungyan, Serovpe |
53 |
öldürüldü |
423 |
40 |
Odyan, Nışan |
- |
bilgi yok |
424 |
41 |
Padikyan, Nışan |
- |
bilgi yok |
157 |
42 |
Palasyan, Yervant (Emirza Malik Muradyan) |
- |
bilgi yok |
421 |
43 |
Papazyan, Nerses |
43 |
öldürüldü |
315 |
44 |
Parseğyan, Keğam |
21 |
öldürüldü |
238 |
45 |
Parseğyan, Sarkis |
34 |
öldürüldü |
283 |
46 |
Paşayan, Garabed |
13 |
öldürüldü |
232 |
47 |
Pürad, Sımpad |
15 |
öldürüldü |
219 |
48 |
Rosdomyan, Rosdom |
67 |
öldürüldü |
382 |
49 |
Sahakyan, Movses |
- |
bilgi yok |
433 |
50 |
Samuelov, Vramşabuh |
68 |
öldürüldü |
244 |
51 |
Sarkis; Manuk Keçyan’ın oğlu |
285 |
öldürüldü |
231 |
52 |
Sarkisov; Movses’in oğlu |
- |
öldürüldü |
225 |
53 |
Saybalyan, Jak (Paylag) |
19 |
öldürüldü |
159 |
54 |
Şahbazyan, Parseğ |
17 |
öldürüldü |
461 |
55 |
Şahen, Yenovk |
42 |
öldürüldü |
36 |
56 |
Şahinyan, Avram (Agop); Garabed oğlu |
- |
bilgi yok |
389 |
57 |
Şahinyan, Mıgırdiç Hovhannes |
- |
bilgi yok |
453 |
58 |
Şahrigyan, Harutyun |
2 |
öldürüldü |
205 |
59 |
Sıvacıyan, Dikran; Ohannes oğlu |
- |
bilgi yok |
48 |
60 |
Srabyan, Onnig; Krikor oğlu |
81 |
öldürüldü |
326 |
61 |
Tercimanyan, Kevork |
62 |
öldürüldü |
172 |
62 |
Tiryakyan, Hayg; Isdepan oğlu |
40 |
öldürüldü |
316 |
63 |
Torosyan (Kevo), Krikor |
20 |
öldürüldü |
19 |
64 |
Toryan, Ohannes |
- |
bilgi yok |
13 |
65 |
Yarcanyan (Siamanto), Adom |
6 |
öldürüldü |
422 |
66 |
Zakaryan, Nerses |
44 |
öldürüldü |
218 |
67 |
Zartaryan, Rupen |
9 |
öldürüldü |
600 kişilik listede bulunmayanlar
-- |
69 |
Dr. Alaverdi Allahverdyan), Dikran4 |
-- |
salıverildi |
-- |
70 |
Asaduryan, Artin5 |
-- |
salıverildi |
-- |
71 |
Asaduryan, Harutyun |
-- |
salıverildi |
-- |
72 |
Boyacıyan (Bozacıyan), Püzant |
-- |
salıverildi |
-- |
73 |
Mesrob, Kevork - Pilibos Çilingiryan6 |
-- |
salıverildi |
-- |
74 |
Nakkaşyan, Dr. Avedis |
-- |
salıverildi |
-- |
75 |
Panosyan, Şavarş7 |
-- |
salıverildi |
-- |
76 |
Servet, Margos |
-- |
salıverildi |
-- |
77 |
Sürmeyan, Krikor |
-- |
salıverildi |
-- |
78 |
Şamdancıyan, Levon |
-- |
salıverildi |
-- |
79 |
Taşcıyan, Garabed |
-- |
salıverildi |
-- |
80 |
Panosyan, Şavarş8 |
-- |
salıverildi |
Ayaş hapishanesi ile bağlantılı fakat doğrulayamadığımız, ek bazı isimler de var.
Parunag Ferukhan; Ermeni Soykırımı kurbanlarında biri olarak ismi geçiyor, fakat Ayaş’ta bulunduğu kesin olarak belirlenemiyor. Andonyan, diğer Ayaş mahkûmlarıyla beraber onun ölümünden de bahsediyor. “Hampartzum Hampartzumyan”, Almanach de Renaissance, Paris, 1920.
Vrtanes Mardigyan; Nakkaşyan kendisinin Ayaş’a gelen ikinci kafilede olduğunu söylüyor (s. 141, 146), Bozacıyan da aynı şekilde (s. 202, 205). Ne var ki, ne Teotig’de ne de 600 kişilik listede adı geçiyor.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1- Esas Osmanlı kaydı, Yusuf Sarınay’ın “What Happened on 24 April 1915? (24 Nisan 1915’te ne oldu?)” başlıklı makalesinde kullanılan polis raporudur. Hakiki kopyası, İstanbul’daki Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde bulunabilir, BOA.DH.EUM.2.Shb, 67/31. Sarınay’ın raporu kullanırken sergilediği çok sayıda ihmal ve hatadan dolayı, belgeyi tekrar inceledik ve daha eleştirel bir bakışla sunduk. Tutukluların isimlerini alfabetik sıraya göre dizdik ve Osmanlı raporlarındakine uygun şekilde her tutuklunun numarasını ekledik. İnanıyoruz ki, bu sunum daha kullanışlı ve kolay kontrol edilebilir olacaktır. Ermenice kaynaklar ise, yazıda başvurduğumuz kaynaklarla aynıdır.
2- Katolik Ermeni adaşı Ayaş’tan salıverildi. Bkz. Teotig, Amenun Daretsuytsı 1916-20, s. 115
3- Ayaş’a gönderilmiş olan ve Teotig’in kurban no. 89’u olabilecek, başka bir Harutyun (ya da Artin) Kalfayan bulunmaktadır. İki Harutyun ya da Artin Kalfayan’ın varlığı ayrıca BOA.DH.EUM.2.ShB, 8/42’de de geçmektedir.
4- Ayaş’tan salıverildi. Bkz. Teotig, Amenun Daretsuytsı, 1916-20, s. 115. Nakkaşyan, bu kişinin bir Ankaralı Katolik olduğunu ve Ermenice konuşamadığını belirtiyor, aynı isimde bir yazarın yerine tutuklanmıştır. Nakkaşyan, s. 144. Ayrıca bkz. Bozacıyan, s. 208 ve Nakkaşyan, s. 139.
5- Nakkaşyan, s. 143. Andonyan sürgün yolunda ondan bahseder, s. 6. Ayrıca, iki Asaduryan olduğunu da söyler, biri köpek yakalayıcısı, diğeri matbaacı, Andonyan, s. 58.
6- Teotig’in belirttiği üzere, Tekirdağ, 1855 doğumlu Pilibos Çilingiryan, üvey oğlu, yazar, Kevork Mesrob yerine tutuklandı. Teotig kurban No. 86.
7- Teotig’in belirttiği üzere, Şavarş Panosyan oğlunun yerine tutuklandı ve Ayaş’tan salıverildi. Bkz. Teotig, Amenun Daretsuytsı, 1916-20, s. 115
8- Teotig’in belirttiği üzere, Şavarş Panosyan oğlunun yerine tutuklandı ve Ayaş’tan salıverildi. Bkz. Teotig, Amenun Daretsuytsı, 1916-20, s. 115