‘Sur’da yaşananlar ruhumu kanattı’

Barış elçisi’ olarak kesin dönüş yaptığı Diyarbakır’da zor günler geçirdiğini belirten Udi Yervant’la hem festival, hem de son dönemde Sur özelinde Diyarbakır’da yaşananlara dair konuştuk.

Diyarbakır’da dünyaya gelen, 1992’de ABD’ye göç eden ve yirmi yıldan uzun bir aradan sonra, 2013’te memleketi Diyarbakır’a yerleşen Yervant Bostancı, namıdiğer Udi Yervant, 19-22 Mayıs arasında Kapadokya’da yapılacak olan Cappadox Festivali’nde sahne almaya hazırlanıyor. ‘Barış elçisi’ olarak kesin dönüş yaptığı Diyarbakır’da zor günler geçirdiğini belirten Udi Yervant’la hem festival, hem de son dönemde Sur özelinde Diyarbakır’da yaşananlara dair konuştuk.

Türkiye’ye döndüğünüzden beri müzikal yaşantınızda bir değişiklik oldu mu?

Türkiye’ye döndüğümde Kültür Bakanlığı’na bağlı Klasik Türk Müziği Korosu’nun sınavlarına girdim ve kadrolu sanatçı olarak, Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’na katıldım. Cumhuriyetin ilanından bu yana bu koroda ilk kez Ermenice ve Kürtçe eserler okundu, o da bana nasip oldu. Bestesi bana ait olan ‘Garod em’ eserini okudum. Üç dilde, ‘Siro Yerk’ adlı eseri seslendirdim. Bunun yanı sıra Diyarbakır’da ve Ankara’da birçok özel konser verdim, televizyon programlarına katıldım. ABD’de yaşadığım 21 yıl içinde 13 albüm çıkardım ama bu üç yıl içinde ne bir beste, ne de bir albüm çalışmam oldu. Bu konuda çok üzgünüm.

Diyarbakır’daki hayatınız nasıl?

Amerika’daki gibi renkli bir hayatım yok, nedense içime kapandım.

Kısa bir süre öncesine kadar Diyarbakır’da, özellikle Sur’da yoğun çatışmalar vardı. Bu durum sizi nasıl etkiledi?

Ben doğma büyüme Sur İçi çocuğuyum. Ana, baba, dede, nene, hatıralarım, özlemlerim, kavgalarım, aşklarımla Sur İçi’nin önemi benim için başka. Bu çatışmalar her yönüyle içimi yaktı. Doğup büyüdüğüm, vaftiz olduğum Surp Giragos Kilisesi’ne dahi aylardır gidemedik. 21 yıldır ABD’deydim, bu tür bir şeyler yaşamamıştım; alışık olmadığım için, böyle bir ortama girince sarsıldım. Özel olarak, ‘barış elçisi’ diye Türkiye’ye davet edilmiştim. Ama aksine, yaklaşık bir yıldır, barıştan uzak, çatışmalar içinde ve stresle dolu bir hayatımız var. Çok ama çok üzgünüm, ruhum kanıyor âdeta.

Bir müzisyen olarak Diyarbakır’da sanatınızı icra etmekte zorlandığınız oldu mu?

Sanatımı yapmakta elbette zorlanmadım, ama ABD’deki rahat ve verimli ortamı da maalesef bulamadım. Her şeyden önce, ABD’de kurduğum müzik stüdyosunda gece gündüz müzik yapıyordum; burada o ortam olmadığından, üretkenliğimde de ister istemez bir düşüş oldu.

Cappadox Festivali’ne nasıl dahil oldunuz?

Bu festivalde sahneye çıkma teklifi gelince başta araştırma gereği duydum. Yakın bir arkadaşımın ilgisi ve bilgilendirmesiyle, festivalin âdeta üstüne atladım. Umarım programım güzel geçer ve yüreğime birkaç can dost daha eklerim.

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.