Bazı yayın organlarında dokunulmazlıkların kaldırılması görüşmeleri sırasında çıkan kavganın ‘fitilini ateşlemek’ ve ‘provoke etmek’le suçlanan HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, Meclis tutanaklarını kanıt göstererek, “AKP’li Mehmet Metiner’in, görüntülerde de görebileceğiniz üzere fiziksel olarak bana saldırması üzerine kavga başlamış ve planlı bir lince girişilmiştir” dedi.
HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, 2 Mayıs 2016 günü milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin Anayasa değişikliği teklifinin görüşüldüğü Anayasa Komisyonu’nda yaşanan tartışma ve kavganın önceden planlanmış, programlı bir linç girişimi olduğunu söyledi.
Yazılı bir açıklama yapan HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, “Bugün, havuz medyasında, kavganın ‘fitilini ateşlediğim’ ve ‘provoke ettiğim’ haberleri çıkmış, yaşanan fiziksel şiddete HDP’li vekillerin sebep olduğu yazılarak gerçekler alenen çarpıtılmıştır” diyerek, şunları kaydetti: “Oysa ki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bir önceki görüşmelerde yaşanan kavgalara ilişkin ‘(...) milletvekili danışmanları bu şiddetin içinde yer aldılar’ cümlesine istinaden kendisine ‘Hayır almadılar’ karşılığını verdim. Tutanaklarda da görüldüğü üzere, bu konuşmada, herhangi bir provokasyon yoktur.”
'Ermeni kimliğime yönelik nefret sözleri'
TBMM tutanaklarını da kanıt olarak gösteren Paylan, “Ardından, AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner’in, görüntülerde de görebileceğiniz üzere fiziksel olarak bana saldırması üzerine kavga başlamış ve planlı bir lince girişilmiştir” diyerek şunları vurguladı: “Fiziksel saldırı artarak devam etmiş, saldırı devam ederken ‘Gelin, Garo burada!’ çağrısı ve Ermeni kimliğime yönelik nefret söylemi içeren cümleleriyle AKP’li vekiller beni işaret etmiş ve hedef almışlardır. Geçen haftadan beri HDP’li milletvekillerine yönelik devam eden saldırılara ek olarak, AKP’li milletvekilleri tarafından şahsıma yönelik, Ermeni kimliğimden ötürü nefret söylemi içeren cümlelerle hedef alındım. Bu durum, saldırıların AKP’li milletvekilleri tarafından özellikle planlanan bir linç girişimi olduğunu ve şahsımı hedef seçtiklerini ortaya koymaktadır. Şahsıma, kimliğime yönelik nefret söylemini ve nefret suçunu lanetliyorum. Unutmayalım ki faşistler korkaktır, ancak kalabalık ve kalleşçe saldırırlar.”