Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandıkları davanın üçüncü oturumu bugün Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. Mahkeme, Savcı’nın Dündar ve Gül’ün yargılandığı “MİT TIR’ları” davasının “Selam Tevhid” dosyasıyla birleştirilmesi isteğini reddetti. Duruşma, 6 Mayıs’a ertelendi.
Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün MİT TIR’ları haberleri nedeniyle yargılandıkları davanın 3. oturumu İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Basına ve izleyicilere kapalı görülen davada Savcı Evliya Çalışkan, “MİT Tırları” haberi davasının Yargıtay 16. Daire’de görülen ve savcılar ile askerlerin yargılandığı “Selam Tevhid” davayla birleştirilmesini istedi. Mahkeme heyeti ise talebi reddetti. Mahkeme, savcı Evliya Çalışkan'a mütalaasını hazırlaması için süre vererek, davayı 6 Mayıs’a erteledi.
Mahkeme, 1 Nisan’daki celsede, Dündar ve Gül’ün sorgusunu yapmıştı. Dündar ve Gül’ün avukatlarına soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerini bildirmeleri için süre vererek davayı ertelemişti.Bugünkü oturumda gazeteci Emre Erciş tanık olarak dinlendi.
"Hocalarımızı almaya geldik"
Sabah saatlerinde CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker ile HDP milletvekilleri Garo Paylan ve Osman Baydemir ve meslektaşları, Dündar ve Gül’e destek vermek için Çağlayan Adliyesi’nin önüne geldi.
Adliye önünde konuşan Dündar, “Bugün iyi bir tesadüf oldu. Bugün Türkiye’nin basın özgürlüğünü ilgilendiren önemli davası ve mücadelesi, ifade özgürlüğünü ve barış özlemini dile getiren akademisyenlerin davası bir araya geldi. Dolayısıyla çok daha güçlüyüz bugün burada. Bugün öğretim üyelerimizi alıp dışarıya çıkarmaya geldik. Kendi davamızdan daha çok önemsiyoruz. Onları buradan alıp daha güçlü bir şekilde ayrılacağız ve öğrencileri, öğretim üyesi arkadaşları onlara inananlar, barışa inananlar hep birlikte Silivri’ye gideceğiz, alıp çıkacağız diye ümit ediyorum. Bizi yargılamak ile sonuç alamayacaklarını görecekler” diye konuştu.
Erdem Gül ise, “Medyanın üzerindeki baskı, düşünce özgürlüğünün üzerindeki baskı aynı şekilde devam ediyor. Tek fark biz hapiste değiliz. Bizim davada bu olurken akademisyenlerin de serbest bırakılması gerekiyor. Çağlayan adliyesinden iki iyi haberle çıkmak istiyoruz” dedi.