Çatışmalardan sonra “Acele kamulaştırma" kararı alınan Sur Diyarbakırlı 310 sivil toplum örgütü bir araya gelerek “Suriçi Koruma ve Yaşatma Platformu”nu kurdu. Platform adına açıklama yapan DTS Odası Başkanı Sayar, “Merkezi hükümetin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın teklifi üzerine aldığı kamulaştırma kararı yürürlükteki mevzuatlara aykırı olarak tesis edilmiştir” diye konuştu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve işverenler, Güneydoğu Gazetecileri Cemiyeti bahçesinde Sur'daki "acele kamulaştırma" kararına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, Diyarbakır’daki 310 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu “Suriçi Koruma ve Yaşatma Platformu” adına Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar okudu. Açıklamaya DTSO, DİSİAD, İHD, Diyarbakır Barosu, Harita ve Kadastro Mühendisler Odası, İmarlar Odası, Ermeniler Vakfı ve birçok kurum temsilcisi katıldı.
DİHA’nın haberine göre, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan 16 ve Yenişehir ilçesinde 2 olmak üzere toplam 18 mahallede kamulaştırma kararı aldığını dile getiren Sayar, 6 bin 642 parsel içinde yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına ait yapıların da olduğunu söyledi. Sayar, UNESCO tarafından koruma altına alınmış tarihi ve kültürel miras niteliğinde olan ibadethane, mesken ve çeşitli ticari alanlar da kamulaştırılanlar arasına alındığını söyledi.
Karar hukuka aykırı
Sayar yasalara aykırı Kamulaştırma kararının, mülkiyet hakkını koruma altına alan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu dile getiren Sayar, “Merkezi hükümetin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın teklifi üzerine aldığı kamulaştırma kararı yürürlükteki mevzuatlara aykırı olarak tesis edilmiştir. İlgili kamulaştırma kararının kamu kurum ve kuruluşlarını kapsaması, vakıflara ait yapıları kapsaması, bu durumun en açık kanıtlarındandır. Ayrıca ilgili kararın nasıl uygulanacağı noktasında kentin yerel bileşenleri ile herhangi bir bilgi paylaşımı da yapılmamıştır” diye konuştu.
Sur esnafı için çağrı
Sayar, kamulaştırma kararına ilişkin taraflarına iletilen herhangi bir bilgi olmamasının toplumda ciddi kaygı yarattığını ifade etti. Yasal gerekçesi bulunmayan bu uygulamadan derhal geri dönülmesini talep ettiklerini anlatan Sayar, “Kamulaştırma kararının alındığı ilçelerimizde yaşayan vatandaşlarımızın, esnaf ve tüccarımızın yaşanan çatışma ortamından dolayı yaşadığı sosyal ve ekonomik mağduriyet giderilmeden, buna ilişkin hükümet tarafından olumlu bir adım atılmadan, böylesine bir kamulaştırma kararının alınmasını doğru bulmuyoruz. Sonucunun ne olacağını bilmeden alınmış acele kamulaştırma kararının iptali için gerekli yasal hakkımızı kullanacağımızı ve yargı yoluna başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından Sayar, Sur esnafının mağduriyetinin giderilmesi için Diyarbakır halkına “Sur'da alışveriş yapması” çağrısında bulundu.
Davutoğlu, Cuma günü Sur’a gidiyor
Öte yandan Başbakan Davutoğlu, Cuma günü sokağa çıkma yasağının sürdüğü Sur’a giderek incelemelerde bulunacağını söyledi.
Ensarioğlu: Amerikan elçiliğinden arandım
CNN Türk’e açıklama yapan AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu ise, Sur’daki kamulaştırma için “kara propaganda” yapıldığını iddia etti. Ensarioğlu, “O tahrip edilmiş evlerin sahiplerinin bedellerinin kendilerine ödenmesi, orada yaşayanların mağdur edilmemesi için hızlı bir şekilde bu işlemleri yürütmek amacıyla bu kararlar alınmıştır. Orada yıkılan evlerin yerine koruma amaçlı imar planının emrettiği şekilde taş evler, tarihi yapıya uygun sokaklar inşaa edilecek, yakılan yıkılan camiler kiliseler onarılacak” diye konuştu. Ensarioğlu, Sur’daki kiliselerle ilgili olarak da Amerikan Elçiliğinden arandığını söyleyerek, şöyle dedi: “Öyle büyük bir kara propaganda yapılıyor ki, bugün Amerikan elçiliğinden arandım, bu haberleri nasıl değerlendiriyorsunuz diye, kiliseye el konacakmış! Ya nasıl kiliseye el konulacak? Orada 7 kilise var, tahrip edilmişse bunlar onarılacak, onun cemaati neyse onun mülkü ve malıdır. Oradaki tarihi evlerin hiçbirine el konmayacak, onların sahipleri var, orada yaşayacaklar. Orada tarihi dokuya uygun olmayan ve insan yaşamını tehdit eden kaçak yapılar ayıklanacak ve tarihi yapıya uygun imar planında olduğu gibi evler inşaa edilecek.”