Patrik Mesrob Mutafyan için vâsi tayin edilmesi talebiyle İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılan başvuru, karara bağlandı. 8 Mart Çarşamba günü görülen duruşmada mahkeme, Mutafyan’ın annesi Mari Mutafyan’ın vâsi olarak atanmasına karar verdi.
Karara ilişkin hükümde Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesine göre, Mesrob Mutafyan’ın fiili ehliyetinin kısıtlanmasına karar verildiği ifade edildi. Başepiskopos Ateşyan’ı temsilen mahkemede hazır bulunan vekil, bir önceki duruşmada dile getirilen ‘davanın mahkeme tarafından reddedilmesi’ talebini tekrarladı. Mahkeme bu talebi değerlendirmezken, daha önce müdahilliği kabul edilen Ateşyan’ın kararı 8 gün içinde Yargıtay’da temyiz etme hakkı bulunuyor.
Dava sonucunda Patrik II. Mesrob için adli tıp tarafından onaylanan resmi bir sağlık raporu da alınmış oldu. 12 Şubat’ta Mutafyan’ın bakım ve tedavisinin yapıldığı Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’ne giden Adli Tıp Uzmanı, frontotemporal demans hastalığı nedeniyle Mutafyan’ın, fiili ehliyetinin olmadığını yerinde tespit etmiş oldu. Patrik Mutafyan’ın fiili olarak görevinin başında olmadığını kanun önünde resmileştiren bu kararın ardından, hangi gelişmelerin yaşanacağı ise merak konusu. Patrik Mutafyan 2008’den bu yana görevini sürdüremezken, 2010’dan bu yana ise Başepiskopos Aram Ateşyan ‘Patrik Genel Vekili’ sıfatıyla Patriklik makamını yönetiyor. Gelişme üzerine toplumun önde gelen isimlerine görüşlerini sorduk.
Bedros Şirinoğlu: ‘Vekâleten değil asaleten Patrik gerekiyor’
Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, vasi tayin edilmesiyle ilgili şu görüşleri ifade etti: “Patrikhane, ‘Mutafyan Patriğimizdir, vasilik yetkisi patrikhanede olmalıdır’ diyor. Kendi açısından haklı olabilir fakat Mari Mutafyan sonuçta annesidir. Ben de hâkim olsam vasiliği annesine verirdim. Öte yandan vasi tayini ile Patriğimizin görevini sürdüremediği ve artık malulen emekli olduğu, kanun önünde tescil etmiştir. Bundan sonra karar, Patrikhane ve cemaatindir. Bugün cemaat bölünmüş vaziyettedir, bu bölünmüşlük halinin devam etmesi cemaatin erimesine ve yok olmasına neden olur. O yüzden vekâleten değil asaleten bir Patriğimizin olmasının toparlayıcı etkisi olacaktır.”
Toros Alcan: Bu karmaşanın yaşanmasına hiç gerek yoktu
Görüşüne başvurduğumuz Tıbrevank Vakfı Başkanı Toros Alcan ise: “Aslında vasi tayini yapılmasına gerek bile yoktu. Çünkü Patriklik Makamı, yasa önünde, gelenek önünde, kilise kanunlarında ve ilgili her ne varsa hepsine göre düşmüştür. Patriklik Makamı boştur. Ortada olan durum, makamın ölüm nedeniyle boş sayılmasına eş değer bir durumdur. Vasi tayini yapılması Patriğimizin hukuki olarak ehliyetinin olmadığını tescil etmiş oldu. Ancak Patriğin sağlık durumunu ortaya koyan rapor yıllardır var. Bu kadar karmaşanı yaşanmasına hiç gerek yoktu. En başından bunlara gerek kalmadan, Patrik seçiminin yapılması gerekiyordu” dedi.
Dikran Gülmezgil: ‘Atanmış seçilmişe söz geçiremez’
Hali hazırda Ermeni toplumunda hiçbir konuda konsensüs sağlanamadığına dikkat çeken Gülmezgil, Patrik Mutafyan’a vasi tayin edilmesi hakkındaki gelişme için şu görüşleri dile getirdi: “Patrik seçiminin de vakıf seçimlerinin de ivedilikle yapılması gerekir. Bu başıbozuk görünümden kurtulmak adına başka çaremiz yok. Yaptırım gücünün elinizde olmasını istiyorsanız, seçimle göreve gelmeniz gerekiyor. Atanmış olanın seçilmiş olan üzerinde etkisi olamaz” diyerek sözlerini sonlandırdı.”