Hayatını şarap anlatarak kazanan biri için şarap hakkında okumalar yapmak yalnızca zevk değil, aynı zamanda iş. Ama şarapçı bir obur olarak epey şanslıyım, çünkü şarap, okuma yapılabilecek en güzel konulardan biri – hele benim gibi, tarihten ve hikâyelerden beslenmeyi alışkanlık edindiyseniz... Medeniyet ile şarap hep beraber ilerlemiştir. En önemli kavşaklarda, şarapla alakalı bir-iki hikâyecik mutlaka vardır. Tıptan savaşa, hukuktan ticarete, her yerde karşınıza çıkabilir. Yeter ki görmeyi bilin. Şarap anlattığım tadımlardan sonra en çok sorulan soru, şaraba dair kaynak kitaplar. Ben bu konuda okumaya başladığımda, özellikle Türkçe kaynak sıkıntısı epey can acıtıcı boyuttaydı. Ayça Budak’la (şu anda şarap konusunda mühim insanlar mertebesindedir) işten kaytarıp, okunmaktan hırpalanmış kitapların arasında saatlerce sohbet ettiğimizi hatırlarım. O dönemde Türkçe kaynak olarak keyifle okunacak ilk kitap, Şeyla Ergenekon’un 1999’da yayımlanan ‘Şarapla Tanışma’sı, bir başka önemli kitapsa, Mehmet Yalçın’ın 2003’te yayımlanan ‘A’dan Z’ye Şarap’ıydı. Türkçedeki, teknik ders kitabı havasında olmayan bu ilk kitaplar, içimizdeki şarap sevgisini harlamaya yetmişti. Artık şarap kitaplarına ulaşmak daha kolay; Türkçeye çok iyi kitaplar çevrildi. Tavsiye edebileceğim Türkçe kitapların ufak bir listesini çıkardım.
Şarapla yeni tanışanlar için tavsiye edeceğim Türkçe kaynakların başında, İnkılâp Kitabevi’nin ‘Görsel Rehberler’ serisinden çıkan ‘Şarap’ adlı kitap geliyor. Gün geçtikçe taze bilgi sıkıntısı artsa da, iyi bilgilerin bolca görsel eşliğinde sunulduğu kitapta, çeşitli yöreleri ayrı ayrı ele alarak, göze çarpan üreticileri ve şarapları hakkında da bilgiler veriliyor. Kalabalık bir yazar kadrosu tarafından yazılan kitap, 2006 basımından çevrilmiş.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Ersin Doğer’in yazdığı ‘Antik Çağ’da Şarap’ 2004 yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. Dünya çapında bu konu hakkında yazılmış en ciddi eserlerden biri. Üstelik, Ersin Hoca’nın kendini dinletmeyi çok iyi becerdiği konuşmaları gibi, okuması çok keyifli, çok akıcı bir kitap.
Bernard Pivot, ‘Şarabın Aşk Sözlüğü’ adlı kitabında, şarabın insana hissettirdiklerini anlatıyor. Uzun yıllar televizyonda edebiyat eleştirileri ve edebiyat sohbetleri yönetmiş, tanınmış bir edebiyatçı olan Pivot, şarapların kendisine ifade ettiklerini anlatıyor. Pivot, çok boyutlu, enteresan bir kişilik. Bukowski’yi eline şarap tutuşturup programına çıkarmışlığı var (gerçi program pek hoş bitmiyor, huysuz ihtiyar kusup stüdyoyu terk ediyor). Kitabın tek kusurlu tarafı, şarap terminolojisine pek hâkim olmayan biri tarafından tercüme edilmiş olması. Bazen tercümede kaybolabiliyorsunuz.
Gazeteci Jean-Paul Kaufmann, şarapla ilgisi olmayan bir gazetecilik çalışması sırasında Lübnan’da İslami Cihad Terör örgütü tarafından kaçırılmasıyla başlayan ‘Şaraba Kavuşma’ adlı kitabını, yaşadığı acıyı sömürüyor durumuna düşmemek için Fransa’da yalnızca bir defa bastı; yeni bir baskı yapmasına sadece Türkiye’de izin verdi. Kavaklıdere Kültür Yayınları da, bir defalığına bastı. 22 Mayıs 1985 ile 4 Mayıs 1988 arasında terör örgütünün tutsağı olarak yaşayan Kaufmann, bu süre zarfında akıl sağlığını korumanın yolunu etrafındaki diğer esirlerle şarap üzerine konuşmakta buluyor. Örneğin, 1855 Bordeaux Klasifikasyonu’nu hatasız hatırlayabilmeyi hâlâ delirmediğinin işareti olarak sayıyor. Bu tutsaklığın ve şaraba kavuşma özleminin kitabı…
Haftaya kitaplarla devam edeceğiz.