Ermenistan’da son yıllarda cinsiyet tercihli kürtajlara tepkiler giderek büyüyor. Geçtiğimiz hafta bu konuda bir de farkındalık çalışması başladı.
Dünyanın farklı ülkelerinde kadınların sorunları var. Şiddetleri değişmekle birlikte bazen hayatlarına mal olabilecek sorunlar bunlar. Çalışma hayatında kadınlara yönelik negatif ayrımcılık, kadının eğitim-öğretim hakkından yoksun veya ikinci planda bırakılması, aile içi fiziksel şiddet, cinsel şiddet, zararlı geleneksel uygulamalar, kadın ticareti, zorla fuhuş, töre cinayetleri bir tarafa, miras hukuku ve medeni hukuk düzenlemelerinde bile kadınlara eşit haklar uygulanmaması, kadınların eş seçme, evlilik, boşanma ve diğer temel medeni haklarının tanınmaması bunlardan sadece birkaçı.
Tüm bunların dışında kadın hakları ihlalinin çok daha temel ve vahşi bir başlangıç noktası var. Kız çocuklarının doğmasına izin vermemek, onları henüz birkaç haftalık hatta aylıkken sadece ve sadece kız olacakları için infaz etmek. Kısaca cinsiyet tercihli kürtajlar (selective abortation).
Ermenistan’da, bu kürtaj gerçeğine, bazen hastanede karnını tutup ağlayarak kayınvalidesine “Yapmayalım, kıyamam” diye yalvaran gencecik kızlar bazen de “İki tane kızım var, üçüncüyü erkek bulana kadar deneyeceğiz” diyen ‘aile reisleri’ sayesinde şahit oldum. Kızıma hamile iken, cinsiyetini öğrenmek istediğimizde doktorun çok dikkatli davranıp 6. aya kadar cinsiyeti söylemek istememesi (öncesinde cinsiyet tercihli kürtajların önünü alabilmek için olduğunu sonra öğrendik) hâlâ aklımda. Kız olacağı müjdesini aldıktan sonra, üstümü giyinmeme yardımcı olan hemşirenin biraz da üzülerek “Olsun ikinci de erkek olur” sözü durumun vahametini anlamak için önemliydi.
Kafkaslar’daki erkek egemen düzen, erkek çocuğunu gurur kaynağı haline getirmiş durumda. Fakat birçok çalışma, dünyanın doğusundan batısına erkek çocuk isteyenlerin sayısının her zaman daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Ermenistan’da cinsiyet tercihli kürtajların çok büyük kısmına ailece hatta aile büyükleri tarafından karar veriliyor. İlk hamilelikten de başlayabilen bu uygulama, ikinci ve üçüncü çocuk mevzubahis olduğunda çok daha yaygın bir hale gelebiliyor. Erkek çocuk doğur(a)mamak kadının ‘iffet’ine zarar verirken, erkeğin şiddetine yol açıyor. Eşinin, kayınvalidesinin zoruyla kürtaj sandalyesine ağlayarak oturan kadınların yanında erkek doğuramamayı izzet-i nefs veya gurur meselesi yapıp, erkek çocuğu bulana kadar bu uygulamayı yıllarca sürdüren ‘anneler’ de var.
Kampanya başladı
Ermenistan’da son yıllarda cinsiyet tercihli kürtajlara tepkiler giderek büyüyor. Geçtiğimiz hafta bu konuda bir de farkındalık çalışması başladı. “Sose Women’s Issues” Sivil Toplum Örgütü, ve ABD Büyükelçiliği tarafından desteklenen kampanya çok basit. Kampanyayı yürütenler anne-babaların kızları ile çektikleri selfieleri #ՍելֆիԱղջկասՀետ (kızımlaselfie) ya da #selfiewithdaughter hashtag’i ile sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmalarını ve kızlarını ne kadar çok sevdiklerini göstermelerini istiyor. “Kızımla selfie” farkındalık projesine katılım oldukça geniş, bürokratlar, diplomatlar, sanatçılar, gazeteciler ve farklı alanlardan Ermenistanlılar sosyal medyada bu hafta kızları ile fotoğraflarını paylaşıyorlar. Kampanyaya buradan ulaşılabilir.
Doğu aile yapısına has “Kız evlenir, başkasına gelin olur, erkek bize kalır” paranoyası ve bu Ermenistan’da aynı Türkiye’deki gibi yaygın olan “erkek adamın, erkek çocuğu olur” saplantısı da eklenince aile içinde kız çocuk doğuramayan kadınlara yapılan baskı giderek artıyor. Ermenistan’daki durumun çok benzerinin Azerbaycan’da da görülmesi oldukça manidar.
Uzmanlar, bu gidişatın uzun süre devam etmesi durumunda büyük demografik sorunlara yol açabileceğinden endişeli. Çözüm için yollar aranıyor. Bunların başında cinsiyet tercihli kürtajı yasaklamak var, ama bu konunun Ermenistan’da bazı sivil toplum kuruluşlarınca insan haklarına müdahale olarak algılanabileceği ve kürtajın ne sebeple yapıldığının her zaman tespit edilemeyeceği belirtiliyor. Başka bir uygulama da ultrasonografik kontrol ile belirlenebilen cinsiyet tahliline 4 aya kadar izin verilmemesi ama bu konuda teknolojinin ilerlediğini, Uzak Doğu’dan gelen bazı testler ile evde kadınların cinsiyet tahlili yapabilecekleri belirtiliyor. Görüştüğüm Ermenistanlı doktorlar bu tip uygulamalara başvurdukları takdirde hamile kadınların kendilerine zarar verebileceklerinden endişe ettiklerini sıkça dile getiriyorlar.
Kafkaslar’da kız çocuklara yönelik kürtajda yükselen tehlike
Erkek çocuk isteğiyle cinsiyet tercihli kürtajların en belirgin oldukları ülkeler 1970’lerden itibaren Güney Kore, Çin ve Hindistan olurken, 1990’lara geldiğimize bu ülkelere rakip hatta onları uzak ara geçen ülkeler ortaya çıkıyor. Kafkaslar’daki 3 ülke: Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan. Her ülke için özel hazırlanmış raporlara baktığımızda, aşağı yukarı bu korkunç uygulama konusunda birbirleriyle yarıştıklarını görebiliyoruz. Kız olduğu için kürtaja mahkûm olan bebeklerin sayısı yaklaşık yüzde 10.
Geçen yıl benzer bir projeyi merkezi Yerevan’da Mediamax haber ajansı Birleşmiş Milletler’in desteği ile gerçekleştirmişti. Proje, babalardan kızları ile ilgili bir yazı yazmalarını ve kızlarının kendileri için ne ifade ettiklerini anlatmalarını istedi. Tüm yazılar yayınlanırken, içlerinden üçü ödüle layık görüldü.