“Ermenistan’ın ilk animasyon filmi” olarak lanse edilen ‘Anahit’, artık internet ortamında. Büyük oranda başarılı bulunan filmdeki siyasi göndermeler ve kötü karakter ‘Enver’ ise tartışma yaratmış görünüyor.
Ünlü pedagog ve yazar Ghazaros Aghayan’ın (1840-1911) aynı ismi taşıyan ve çok sevilen masalından uyarlanan ‘Anahit’ animasyon filmi, 2014 yılında Ermenistan’daki sinemalarda gösterime girip, Ermenistan için çok yüksek sayılabilecek 100 bin seyirciye ulaşmıştı. Geçen hafta internette de yayınlanması ile birlikte, ‘Anahit’, Ermeniler başta olmak üzere farklı ülkelerdeki çizgi film severlere de ulaşabildi.
Ünlü ressam ve çizgi film ustası Robert Sahakyants’ın oğlu David Sahakyats’ın şirketi Sahakyats Production tarafından, Ermenistan Kültür Bakanlığı yardımları ile çekilen film, Yerevan’da gösterime girdiğinde büyük beğeni almıştı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Moskova Sineması’nda torunlarıyla beraber filmi seyredip memnuniyetini açıklamıştı.
Aslında ilk film değil
Ghazaros Aghayan’ın ‘Anahit’ masalı, aslında 1945 yılında, Sovyet Ermenistan’ın ünlü yönetmeni, SSCB devlet sanatçısı ve Ermenistan’da sinamatografinin kurucusu, Azerbaycan ve Gürcistan sinemalarının gelişiminde önemli rol oynayan Hamo (Hambartsum) Beknazaryan tarafından film olarak seyirciye sunulmuştu. ‘Anahit’ masalı, bu kez Ermenistan’da “Ermenistan yapımı ilk animasyon film” olarak lanse edildi. Aslına bakılırsa, ilk animasyon denemesi, Sasuntsi David’in hayatının anlatıldığı “Sasun Çılgınları” filmi ile hayata geçirilmişti; ancak filmin başarısız bulunması, yokmuş gibi davranılmasına yol açmıştı.
David ve Yulia Sahakyants kardeşlerin senaryo yazarlığı ve yönetmenliğini beraber yaptıkları film, Aghayan’ın masalına pek benzememekle birlikte, ana konu masaldan alınmış. Bir çoban kızı olan başarılı, becerikli ve pek tabii güzeller güzeli Anahit’e âşık olan Ermeni Kralı Vaçakan, onunla evlenmek ister. Anahit ise Kral’ın meslek sahibi olması gerektiğini söyler. Bir ayda halıcılık öğreneceğine ant içen genç Vaçakan, bir meslek sahibi olur. Bu meslek, hiç düşünmediği bir zamanda hayatının kurtulmasına yardımcı olacak ve akabinde Anahit ile mutlu bir hayat sürecektir. Kısacası, filmin sloganı “Bugün kralsın, yarın işler değişebilir, sen bir meslek edin” şeklindedir. Masalımız bu ana temanın çevresinde, iyi ve kötünün savaşı eşliğinde şekillenir.
Film, Disney karakterlerinin kusursuz ve yapay güzellikleri ya da mutlak güçleri ile zehirlenen çocuklara alternatif bir güzellik (siyah saçlar, kalın kaşlar, folklorik giysiler, tombul amcalar, teyzeler) sunması, lavaş pişiren, tereyağı yapan bir kadının da başarılı ve bilge sayılabileceği gibi detaylar barındırması açısından, oldukça olumlu aslında.
“Esprili taraflarının” çocuklardan ziyade yaşça büyüklere hitap etmesi ise kafa karıştırıcı. Örneğin müzik grubunun posterinde “Beatles” yerine “Bitlis” yazması ya da bazı hayvanların kendi aralarında “Ermenistan oligarklarına” benzer konuşması gibi. Anahit’in “Sarı Gelin” ve benzeri türküler söylemesi, bazı seyirciler tarafından beğenilirken, Kral’ın köpeği Zangi’nin, saraydaki hizmetlilere bilgisayarında internet sitelerinden “kız bulmaya” çalışması ya da sokak ağzıyla şakalar yapması, ana-babaların pek hoş bulmadıkları noktalar. Sahakyants, belli ki geçmiş ve bugün arasında bir bağ kurmayı, çocuklarla onların dilinden konuşmayı denemiş. Zangi’nin durup durup akıllı telefonu ile hoşuna giden şeylerin fotoğrafını çekmesi de bu yüzden.
Rusya’ya mavi boncuk
Siyaset ile ilgilenenlerde, mesleki bir ‘deformasyon’ oluşuyor zamanla. Her şeyde siyaset aramak, gizli mesajlar konusunda ‘hassasiyet’ baş gösteriyor. O yüzden bir çizgi filme bile ‘masumca’ yaklaşamıyor insan.
Filmde bariz bir ‘Adil, entelektüel ve iyi kalpli kral’ yaratma çabası var. Kral Vaçakan, yardımcıları ile ekmeğini bölüşüyor, krallığı ile övünmüyor, şarabı çok içip uyuya kaldıktan sonra, bunu tekrarlamayacağı konusunda söz veriyor, satranç oynuyor ve en önemlisi Rusça şiirler okuyor. O Rusça şiirler okurken, sevgili köpeği ise “ Ne iyi, resmî dil kurumundan kimsecikler yok”diyor. Kısaca, Ermeniceyi Sovyet döneminden kalan Rusça kelimelerden temizlemeye çalışan dil kurumuna bir “gönderme” yapılıyor, çocuklara “Rusça iyidir be!” deniyor.
Kötü karakter
Çizgi filmde bir de kötü kadro var. Kral Vaçakan’ı tahttan indirip yerine geçmeye çalışan amcası Azar, bu kötü tayfanın başı. İnsani güçleri böyle bir “operasyonu” yapmaya yeterli olmadığı için “derinlerden” yardım istiyor. Bu derinlerdeki “kötü güç” Azar’a hep akıl, hep komut veriyor. Ama bu da yeterli değil pek tabii, ayak işlerini yapmak için de bir yaratık peydahlıyor. Azar, bu “insana çok benzeyen”, zayıf, yamuk, çirkin, hatta iğrenç yaratığa seslendiğinde, filmin tadı yavaştan kaçmaya başlıyor. Şekilsiz kafasında, daima kırmızı fesi taşıyan bu karakterin adı “Enver”. Film boyunca salak, beyinsiz, beceriksiz gibi sıfatlara layık görülen, duvardan duvara fırlatılan, hatta en son olarak da bir solucana dönüştürülen “Enver”, kuşkusuz çocuklara “kötülüğe mutlak hizmet eden” kişi ve bir milletin temsilcisi olarak empoze ediliyor. Bunların dışında filmdeki bir ilgi çekici sahne de sevimli köpek Zangi’nin internetteki tanışma sitelerinde gezinirken, birbirinden ünlü kadınların ardından Conchita Wurst’ün (2014 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Avusturya'yı temsil eden, bazı ülkelerde “sakallı kadın” diye anılan Avusturyalı şarkıcı) fotoğrafını görüp “Bu kim be, öfff” tarzı bir memnuniyetsizlik/onaylamama çıkışı yapması.
Filmi seyrederken bu ayrıntıları görmeyenler, hatta gördükleri halde filme olumlu not verenler olabilir. Hatta filmin teknik başarısının ve senaryosunun hatırına o kısma göz yumanlar da olacaktır. Ama David Sahakyants’ın bazı kafa karıştıran noktalar hakkında sorulan sorulara verdiği cevaplar, filmin içinde siyaset arayanların çok “kötü niyetli” olmadığını kanıtlar türden. Yönetmen, “Vaçakan neden Rusça şarkılar-şiirler söylüyor?” sorusunu, “Vaçakan’ın eğitimli olduğunu, yabancı diller bildiğini göstermek istedik. Farsça ve Arapça yerine, tabii ki şu anda da bölgesel önemi olan Rusçayı seçtik” şeklinde yanıtlıyor. Masalda orijinal ismi Vakhinak olan Kral’ın en yakın yardımcısının isminin neden Serop olarak değiştirildiği sorusunun yanıtı da ilgi çekici: “Bu filmi, yurt dışına, özellikle Rusya’ya göstermek istiyoruz; orada telaffuzu daha uygun olsun diye yaptık bu değişimi” diyen Sahakyants için kuşkusuz Ermeni folklorü, Ermeni hükümetinin “dostlukları” kadar kıymetli değil.
Kötü yaratığın adının Enver olması sorusuna verdiği yanıt ise şöyle: “Türkiye ile ilişki kurmaya çalışıyoruz, Enver ismini değiştirsen mi?’ gibi tekliflere, “Olur değiştiririm, ama Talat koyarım” dedim. Aslında buradaki nokta şu, içerideki düşmanlar, eğer dışarıdaki ‘Enverler’ ile işbirliği yapmazlar ise ülkemize bir şey olmaz. İçeride düşmanlar hep oldular. Dışarıdaki düşman ise Enverler’i bol olan milletti. ”
Sahakyats’ın gerçekten büyük çaba harcayarak gerçekleştirdiği bu projeyi, böyle ucuz “kahramanlıklar” ile detaylandırması, tektipçi, baskıcı bir toplumu yüceltmesi ve çocukları küçük yaşta “bölgesel siyasetin incileri” ile tanıştırma çabası üzücü. Korkutucu olan ise evrensellikten uzaklaşarak, çocuklara Ermeni halkı folklorünü “Rus kültürü” tabağında sunmaya çalışması.