Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Hovakim 1461 Vakfı’yla elde edilecek gelirle yapmayı planladıklarını açıkladı.
Patrik
Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Getronagan Lisesi yararına
düzenlenen madağda yaptığı konuşmada, Patrikhane’nin tüzel
kişilik sorununa geçici bir çözüm üretmek gerekçesiyle kurulan
Hovakim 1461 Vakfı’na ilişkin vaatlerde bulundu. Ateşyan,
vakıfla elde edilecek gelirle yapmayı planladıklarını, şu
sözlerle açıkladı:
“Tek bir pederle yapılan vaftiz ve cenaze törenleri için hiçbir ücret alınmayacak, fazlasını isteyenden ücret alınacak. Düğün törenleri bunun dışında, çünkü düğün keyfe girer, diğerleri ihtiyaçtır. Patrikhane olarak cemaat bireylerimizin Hıristiyan olmasını istiyorsak, kurum olarak fedakârlık yapacağız, ücret almayacağız.”
Ancak bu vaatlerin gerçekleşmesi, Hovakim 1461’in gelir elde etmesine bağlı. Ateşyan “Bir, iki yıl içinde gelir elde etmeye başlayacağımızı düşünüyorum. Bu olduğunda, Patrikhane de ‘yardım eden’ kurum olacak” dedi. Vakfın kuruluşuna ilişkin eleştiriler de sürüyor. Avukat Sebuh Aslangil, tartışmalı noktaları Agos’a değerlendirdi.
2015 Mayıs ayında Resmi Gazete’de yayınlanan kararla faaliyete geçen Hovakim 1461 Vakfı’na ilişkin Ateşyan şöyle konuştu; “Patrikhane’nin durumu da bütçe açığının kapanması için mücadele veren yönetim kurullarından farklı değil. Bütün gelirimiz, düğün, cenaze ve vaftizlerden alınan ücretlerden kaynaklanıyor. Bu gelir ne kadar biliyor musunuz? Aylık 7-8 bin TL arasında değişiyor. Yapılan ayinlerdeki en ufak bir azalma, bizim kara kara düşünmemize neden oluyor. Bu yüzden bir vakıf kurmaya karar verdik ve Hovakim 1461 Vakfı’nın kurduk. Geçen hafta vakfın kuruluşuyla ilgili tüm işlemler en sonunda tamamlandı. Vakfın kuruluşu aşamasında güvence olarak bir mülk veya para gösterilmesi gerekiyordu. Bunun için şahsıma ait bir mülkü güvence olarak gösterdim. Bu vakfı kurmaktaki amacımız Patrikhane’nin her türlü masraflarını karşılamaktı ve bu mahkeme tarafından da onaylandı. Ruhanilerden ve sivillerden oluşan yönetim kurulumuz, elde edeceğimiz gelirlerin %25’ini okullarımıza ve ihtiyacı olan kurumlarımıza aktarmayı amaçlıyor. Ayrıca kişisel bir arzum da üniversite öğrencilerine burs vermek.”
Ücretsiz vaftiz ve cenaze
Ateşyan vakıfla elde edilecek gelir sayesinde yapmayı planladıklarını şu sözlerle açıkladı: “Bir pederle yapılan vaftiz törenlerini ücretsiz yapmayı da hedefliyoruz. Fazlasını isteyenden ücret alınacak. Bir Pederle yapılacak cenaze törenlerinden de hiçbir ücret alınmayacak. Fazlasını isteyenden alınacak. Düğün törenleri bunun dışında, çünkü düğün keyfe girer diğerleri ihtiyaçtır. Eğer Patrikhane olarak cemaat bireylerimizin Hristiyan olmasını istiyorsak, kurum olarak biz fedakârlık yapacağız ve ücret almayacağız. Gelin çocuğunuzu vaftiz ettirin. Fakirlerimizin cenazelerini zaten, tabutundan cenaze arabasına kadar her şeyini zaten yönetim kurulları karşılıyor. Ölüm kaçınılmaz, biz de bu dünyadan ayrılacağız, bir pederle yapılan cenazelerin tamamından hiçbir ücret alınmamasını sağlayacağız. Bir iki yıl içinde gelir elde etmeye başlayacağımızı düşünüyorum.
Yurt dışında yaşayan bir tanıdığım, devam eden bir davası olduğunu tamamlandığında, kazandığı arsanın otuz bin metrekarelik kısmını vakfımıza vereceğini söyledi. Ben de ‘hızlandırmak için elinizden geleni yapın, bir an önce kazanın biz de gelir elde etmeye başlayalım’ dedim. Yurt dışında yaşayıp toprak sahibi olan birçok dostlarımız var ve onlardan güzel haberler geliyor. Bu dostumuz gibi cemaatine faydalı olmak isteyen çok sayıda destekçimiz var. Planlarımız böyle. Gelirler elde edildiğinde Patrikhane de artık ‘yardım eden’ kurum olacak. “
Sebuh Aslangil:
‘Hovakim 1461, hesap sorulabilir bir vakıf değil’
"Bana göre bu vakfın kuruluşunda bazı organların nasıl oluşturulacağına dair hükümler eksik. Yeni üye nasıl alınır? Mütevelli nasıl alınır? Çok da açık bir şekilde belirlenmemiş. Bu da belirli bir zümrenin dışındaki kişilerin bu vakıfta söz sahibi olamayacağı anlamına geliyor. Bunun oluşturduğu en önemli sakınca ise vakfa ait tüm mülk ve gelirlerin mütevelli heyetini oluşturan kişilerin inisiyatifinde olması. Mülk bağışlandığında, o dönemde vakfın mütevelli heyetinde kim varsa mülk, onun tasarrufunda olacaktır. Ayrıca mütevelli heyetindeki kişilerden birisi öldüğünde, mirasçılarının yönetime girmesi gibi bir durum söz konusu olacaktır.
En ciddi sakınca ise söz konusu vakıf, Medenî Kanun’a göre kurulmuş olduğundan, cemaat vakıfları gibi hesap sorulabilir olmaması. İsterlerse elde ettikleri geliri Patrikhane yararına dahi kullanmayabilirler. Bu vakıf mülk toplayabilir, buraya ticari işletme dahi bağışlanabilir ve o işletme vakıf tarafından çalıştırılabilir. Tüm bu faaliyetlerden elde edilen gelirin nasıl kullanılacağı ise tamamen o vakfı yönetenlerin tasarrufunda. Cemaatten hiç kimse ya da kurum bu vakıftan hesap sorma hakkına sahip değil. Bir denetim mekanizması söz konusu değil. Tek olumlu tarafı vakfın faaliyetine son vermesi durumunda, mülklerin ne yapılacağına dair yazılmış tasfiye maddesi. Bu hüküm de vakfın geçici bir şekilde kurulduğuna işaret ediyor.
Bugün Başepiskopos Ateşyan bir ruhani ve bu vakfın yöneticisi muhtemelen o olacaktır. Kendisi veya yönetimdeki herhangi bir ruhani, ruhani olmaktan vazgeçince, o güne kadar birikmiş mülk, gelir her ne varsa alıp götürebilir, kimse de bir şey diyemez. Ayrıca toplumsal denge de değişecektir. Sonuçta cemaatin çatı kuruluşu olarak insanların gönlünde Patrikhane var. İnsanlar normalde bağış yaptıkları diğer kurumlar yerine bağışlarını Hovakim 1461’e yönlendirecektir. "