19 Ekim'de evlerine yapılan baskında polis kurşunuyla vurulan ve bir hafta sonra ölen 25 yaşındaki Dilek Doğan'ın babası Metin Doğan, "Adamın gelişi, silahın patlaması, arbede hepsi bir oldu. Adam bile bile vurdu yani Dilek'i. Herhangi bir şey olmadı ki, kendisine müdahale etme gibi bir durum yok ki!" diye konuştu.
Dilek Doğan'ın babası: Kızımı bile bile vurdu
İstanbul Sarıyer Küçükarmutlu’da DHKP-C'ye yönelik gerçekleştirildiği belirtilen operasyonda evleri basılan ve polis kurşunuyla ölen 25 yaşındaki Dilek Doğan’ın babası Metin Doğan, “Kızımı bile bile vurdular” dedi.
Solhaber’e konuşan baba Metin Doğan, “Evin içerisinde herhangi bir arbede veya silahına sarılma ya da ‘şu yapıldı, bu yapıldı', öyle bir durum olmadı. Dilek vurulduktan sonra biz arbede yaşadık’ ifadelerini kullandı.
Sabah 04.00'te geldiler
Metin Doğan, Dilek Doğan'ın vurulduğu 19 Ekim gecesini şöyle anlattı: “Saat sabah 04.00 sıralarında operasyona gelmişlerdi. Operasyona geldiklerinde zaten abisi dışarıda oturuyordu. Abisine kapıda ‘Operasyon yapacağız, burası Gelincik Sokak, 37 numara mı' diye sormuşlar, o da ‘evet' demiş. Bizi kaldırdılar. Geldi annesini uyandırdı, 'Anne sen otur, aramaya geldiler. Arama yapacaklar, korkma' dedi. ‘Arama yapacaksan galoşunu giy, aramanı yap. Arama yapacaksan insanca yap. İnsanlara tepkiyle, hakaret eder gibi arama biraz zor olur, galoş giyin' dedik, 'tamam' dediler, biri gitti geldi ‘galoş yok' dedi. Biz de ‘galoş yoksa ayakkabılarınızı çıkarın, aramanızı yapın' dedik.
Bizden taraf bir arbede yok
Yani kendisinin orada vermiş olduğu ifadelerle şu anki görüntüler, hiçbiri birbirine uyumlu değil ki. Artı içeride, bizden yana herhangi bir sürtüşme ya da arbede gibi bir şey yok ki! İçeri girer girmez dediler ki, 'Hatice Kılıç'ı tanıyor musunuz?'. Hakikaten de görmüş değilim, canlı bombaymış. Ondan sonra Dilek'in abisi dedi ki, 'Ankara'da neredeydiniz, Ankara'da yüzlerce insan öldü. Benim evimde mi arıyorsunuz canlı bombayı?' dedi. Daha sonra arama için ayakkabıları çıkardılar ve 1 kişinin gözetimi denetimi altında arama yaptılar.
Adam zaten vurmaya gelmişti
Daha sonra adam (Dilek'i vuran polis) bir dışarı çıktı, tekrar geldi, kimlik istedi. Kimlikleri verdik tabii. Birkaç sefer Dilek'in kimliğine baktı ‘bu sen misin' dedi; Dilek ‘Evet benim. İşte annem, işte babam' dedi. Bir daha dışarı çıktı geldi, arama yapılırken. Adamın gelişi, silahın patlaması, arbede hepsi bir oldu. Adam bile bile vurdu yani Dilek'i. Herhangi bir şey olmadı ki, kendisine müdahale etme gibi bir durum yok ki!
Zaten adam vurmaya gelmişti. Çünkü kendileri dediler ‘Kapı açık olmasa kapıyı kırıp içeriye girecektik' diye. Bunlar özel tim. Evin içerisinde herhangi bir arbede veya silahına sarılma ya da ‘şu yapıldı, bu yapıldı', öyle bir durum olmadı. Dilek vurulduktan sonra biz arbede yaşadık."
Mahkeme 17 Şubat’ta
Bizim hakkımızda polise mukavemetten, görev yaptırmamaktan suç duyurusunda bulunulmuştu. Mahkeme 17 Şubat'ta. Mahkemede savcıya 'Nasıl bir görev yapacaklardı. Siz bunlardan hangi görevi bekliyordunuz' diye soracağız zaten. Vuran polis ortada.
Dilek'in vurulmasının ardından, vuran polis anons yaptı. Bir sürü ekip çağırdılar. Anonstan sonra, biz Dilek'i yaralı haldeyken de zor aldık o TOMA'ların, polis araçlarının arasında. Üzerine gittik diye, adam silahını havaya sıktı, ayaklarımıza sıktı. Korkutmaya çalıştılar ama biz aldık kızımızı.”
Savcılıkta başka, mahkemede başka
Öte yandan Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre de hakkında 25 yıl hapis cezası istenen polis memuru Y.M.’nin savcılık ifadesinde bahsetmemesine rağmen, mahkemede ağabey Mehmet Doğan'ı suçladığı ortaya çıktı. Ağabey Doğan’ın, kendi silahına uzanıp tetiğe bastığını savunan polis Y.M., “Ben kesinlikle tetiğe dokunmadım. Silahın tetik kısmına dokunarak, ateş etmesine neden olan kişi, Mehmet Doğan’dır” dedi. Y.M. ayrıca, olaydan sonra Doğan’ın evden ayrıldığını ileri sürdü. Oysa polis kamerası görüntüleri de, Doğan Ailesi’nin avukatı Oya Aslan da bu iddiayı yalanlıyor. Aslan, polislerin Doğan’ın vurulmasından sonra evden çıktığını ve ağabeyin evde kaldığını ve daha sonrasında ailesiyle birlikte Dilek Doğan’ı hastaneye götürdüğünü söyledi.