Atina merkezli Fikir Enstitüsü DİKTİO ve Berlin Kültürel Diplomasi Enstitülerinin çalışmasıyla hazırlanan ‘Barış içinde yaşamak için dinlerin birleştirici gücü ve mültecilerin entegrasyonunda ruhani liderlerin rolleri’ başlıklı sempozyum, 7 Aralık’ta İstanbul’da düzenlendi.
İstanbul Rumları için önemli kültürel merkezlerden biri olan Galata Rum İlkokulu’nda yapılan sempozyum, Ekümenik Patrik Bartholomeos’un riyasetinde başladı. Sempozyumda; ülke, toplum ve kültür değişimlerinden geçen mültecilerin din ve din adamları vasıtasıyla göç ettikleri ülkelerdeki sosyal entegrasyonları üzerinde duruldu.
Ekümenik Patrik Bartholomeos’un açılış konuşmasıyla başlayan toplantıya, İstanbul Ermeni Patrikhanesi Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan, Ermeni Katolik Cemaati Dini Önderi Kerabaydzar Levon Boğos Zekiyan ve Yunanistan İstanbul Başkonsolosu Evangelos Sekeris de katıldı. İki oturumlu sempozyumda ilk olarak akademisyenler ve sivil toplum örgütlerinden sözcüler, sonrasında ise din adamlarının katılımıyla hukuksal ve beşeri değerler üzerinden konuları ele alındı.
Boğaziçi Üniversitesi’nden Yannis Ktistakis, eski Azınlık Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas, Rum Patrikhanesi Bursa Metropoliti Prof. Dr. Elpidoforos Lambriniadis, Türkiye eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Suriye Katolik Kilisesi Temsilcisi Oran Çamlı ve Suriye Ortodoks cemaatini temsilen Michail Tore katılımcılar arasında yer aldı. Yunanistan eski Eğitim Bakanı ve DİKTİO Başkanı Anna Diamantopoulou, konuşmasında 2015 yılının ‘mülteci yılı’ olacağından bahsettikten sonra dini liderlerin, mültecilerin ölüme veya göçe zorlandıklarını, cemaatlerine anlatmaları gerektiğini söyledi.
‘Göçmenlerin Golgotası’
Azınlık Vakıfları eski temsilcisi Laki Vingas ise, konuşmasında azınlıklar ve göçmenler arasındaki bağlantının altını çizdi. Dini kurumların göçmenler konusunda maddi ve manevi imkânlarını harekete geçirmeleri ve ortak bir aksiyon planı geliştirmesi gerektiğini ifade eden Vingas, dini azınlıklar olarak bu konularda devlet kurumlarına destek olabileceklerini belirtti. Hâlihazırda Süryani ve Keldanilerin, Mardin, İstanbul ve Antakya’da yürüttükleri münferit çalışmaları hatırlatan Vingas, bu göçmen dramının ancak kolektif bir destek ve dayanışma ile önlenebileceğini ifade etti. Vingas, “Yüzyıllardır coğrafyamızda yaşayan dini cemaatlerin birlikte hareket etmesi ve Suriyeli göçmenlerin Golgotası’nda onlara; güvenlik, barınak ve yemek temin ederek hayatta kalmalarını sağlamaları gerekiyor” dedi.
Sempozyumu Agos’a değerlendiren Laki Vingas, mevcut göçmen krizinin hiçbir şekilde dışında kalınamayacağını söyledi ve konunun Azınlık toplumlarını doğrudan ilgilendirdiğini belirtti. “Konuyla ilgilenen Süryani/Keldani vakıflarına hepimizin destek vermesi gerektiğine inanıyorum” diyen azınlık vakıfları eski temsilcisi, konferansın çok fazla duyurulamadığını ancak ilk adım olması açısından önemli olduğunu ve yarattığı farkındalık nedeniyle verimli geçtiğini aktardı. Kendisinin bizzat Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, müsaade edildiği takdirde imkân sahibi olan vakıfların, göçmen bir aileyi 1-2 yıllığına maddi olarak finanse edebileceğini aktardığını belirten Vingas, “Konuşmamda kiliselerin bu sorun karşısında atıl kaldığını söyledim. Önemli bir sosyal problemle karşı karşıyayız. Ancak kolektif bir çalışmayla çözüme katkı sunabiliriz. Ortak değerleri sadece dayanışmayla koruyabiliriz” dedi.