Patrik Mesob Mutafyan’a vâsi tayin edilmesi için açılan davanın yankıları sürüyor.
Geçtiğimiz sayıda ayrıntılarına yer verdiğimiz dava, sıcak tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzun yıllar çözümsüz kalan ve adeta bir kördüğüme dönen ‘Patriklik Seçimi’ konusunda ‘Vâsi Tayini’ davasının nasıl bir çözüm getireceği merak konusu olmayı sürdürürken, önemli bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Toplumun kıdemli yöneticilerinden Melkon Karaköse’nin İstanbul Valisi Vâsip Şahin’le yaptığı görüşmede ‘Patriklik Seçimi’ için verilen dilekçenin akıbeti de ortaya çıktı. Geçtiğimiz Eylül ayında Osmanbey’de yapılan bir protesto yürüyüşünde Ermeniler aleyhine atılan sloganlar nedeniyle Ermeni toplumunun tedirginliğini iletmek üzere Vali’den randevu talep ettiğini söyleyen Karaköse, “Sayın Şahin bu talebimizi kabul etti ve orada başka konuları da konuşma fırsatı bulduk. Başepiskopos Ateşyan seçim için dilekçeyi yeni vermişti ve akıbetini sordum. Şahin, ‘Patrikhane’den mucizelere inanıyoruz. Patriğimiz iyileşebilir, Patrik ölene kadar Patriktir’ diye bir yazı gelmişti. Bu yüzden biz de nasıl yanıtlayacağımız konusunda kararsız kaldık. Yoksa devletin engelleyici bir tavrı olduğunu düşünmüyorum’ diye yanıtlamıştı. Buradan da o dilekçeden herhangi bir sonuç ele edilemeyeceği anlaşılıyor” dedi.
Tek sorumlu Ateşyan
Gündem oluşturan ‘Vâsi Tayini’ davası hakkında ise 6 Aralık Pazar günü Topkapı Levon Vartuhyan Okulu yararına düzenlenen madağ yemeğinde, Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, sert açıklamalar yaptı. “Bu sabah sevgili Diramayr, Patriğimiz hakkında konuşmak üzere odama gelerek çocuklar gibi ağladı ve beni de ağlattı” diyerek açıklamalarına başlayan Başepiskopos sözlerini şöyle sürdürdü: “Zavallı insanlar, mahkeme Patriğimiz için ‘Vâsi’ tayin edemez. Patriğimizle ilgili tüm konularda tek yetki ve sorumluluk, benim önderliğimdeki Patriklik Makamı’nda ve tekrar benim önderliğimdeki Ruhani Kurul’dadır. ‘Vâsi’ de odur, daha sonra annesidir. Dolayısıyla, onun bunun ismini kullanarak, ortalığı karıştırarak hiçbir yere varamazlar. Bugün o masum gözyaşlarına sebep olanlar, kendileri de gözyaşı dökecekler buna inanıyorum. Patrikle uğraşmak kimsenin haddi değildir. Patrikten sorumlu olan patrikliktir, başka hiç kimse değil, daha sonra ailesi gelir. Cemaatimizden dört kişi vâsi tayini için mahkemeye başvurdu. Bu sizlerden hiçbirinin hakkı değildir. Herkes kendi işiyle uğraşsın.”
‘Patriklik Makamı’nın uhdesinde’
Aynı gün Patrikhane’nin resmi web sitesinde Patrik Mutafyan’ın annesi Diramayr Mari Mutafyan’ın imzasını taşıyan bir açıklama yayımlandı. Mutafyan, İstanbul Sulh Mahkemesi’ne yapılan ve kendisini en uygun vâsi adayı olarak gösteren başvurudan haberinin olmadığını söyleyerek; “Bilgim dahi olmadan bu tip gelişmelerin içinde adımın geçmesi ve girişimlerde bulunmaları, en hafif ifadeyle, beni ve ailemi gerçekten yaralamaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Sorumluların yükünü hafiflettik’
Vâsi tayini davasını açan isimler; Artin Mezadur, Harutyun Özer, Nazar Binatlı ve Tatyos Bebek imzasını taşıyan yazılı açıklamada ise şu sözlere yer verildi: “Kadasetli Patriğimiz Mesrop Mutafyan hazretlerine vâsi tayini davasıyla ilgili, davayı açanlar olarak bizler bazı gerçekleri daha anlaşılır ortaya koymak adına bu açıklamayı yapmayı uygun bulduk. Vâsi tayini, Patriğimizin hastalığının teşhisinden sonra yapılması gereken hukuki bir durumdu. Fakat ne yazık ki, aradan bunca zaman geçmesine rağmen, zaman zaman tartışılmış ve gündeme gelmişse de hiçbir adım atılmamıştır. Tıpkı, toplumumuzda çözüm bekleyen bir çok sorunun, inisiyatif kullanıp ortak akıl üretilemediği için çözülemediği gibi. Aslında biz davayı açmakla; hem bu görevi yerine getirmesi gerekenlerin, hem de toplumun üzerindeki yükü hafifletmiş sayılırız. Davayı açmamızın temel argümanı vâsi tayinidir. Vâsinin kimin olacağı bizce tali bir konudur. Dava başvurusunda belirttiğimiz gibi vâsi, Sayın Diramayr Mari Mutafyan da olabilir veya bir başkası da. Önemli olan güvenilir ve sorumluluğu alabilecek bir kişinin olmasıdır. Bu konuda, kimseyi hedef alıp üzmek ve nüfuz kazanmak gibi bir niyetimiz asla olmamıştır. Ayrıca spekülasyonlardan kaçınılması da, üzerinde durulması gereken hassasiyetlerimizdendir. Bu vesileyle, Patriğimiz Sayın Mesrop Mutafyan ve Ailesine saygımızı bir kez daha vurgulamak isteriz.”
Harutyun Şanlı: En büyük görev Patrikhane’ye düşüyor
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz VADİP Genel Sekreteri Harutyun Şanlı ise şunları söyledi: “Bir vakıf başkanı olarak değil, ancak cemaatin bir üyesi olarak bu konudaki görüşlerimi ifade edebilirim. Patriklik Makamı’nın boş kalmasından dolayı birçoklarının rahatsızlığı vardı ve bunun dışa vurumu olarak görüyorum. Mahkemenin karar vermesi durumunda, patriğin iş görmemezlik raporu da otomatikman çıkmış olacak. Mantık olarak zaten biliyoruz ki patriğimizin bilinci kapalı ve bunun geri dönüşü yok. Fakat bir mucize olabilir, inancımızın içerisinde var olan bir şey ama bu güne kadar emsali görülmemiş bir durum. O yüzden en doğrusu Patrikhane’nin bu konuda ciddi doneleri ortaya koyup, patriklik makamının boş olduğunu ve halkın makamın vekâleten yönetilmesini istemediğini devlete bildirmesi. Patrik vekili Aram Ateşyan’ın kendi yaptığı başvurunun olumsuz sonuçlanacağını da biliyoruz. Çünkü bundan önce Ruhani Kurul’un “Mucizeye inanan toplumuz o yüzden patriğimizin iyileşeceğine inanıyoruz” ibaresi kayıtlara geçti. Bugüne kadar atılan tüm adımları boşa çıkaracak bir ifade olarak duruyor. Eğer Patrikhane gerçekten seçim istiyorsa, patriğimizin sağlık durumu ve iş göremez raporunu devlet yetkililerine teslim eder ve önümüz açılır. Vâsi konusuna dönersek patriğimizin ailesinin dahi haberi olmadığı için bu hareketi çok etik bulmuyorum. Bu insanlar cemaatin kıymetli insanları, bu hamleden dolayı asla tenkit etmem ve edilmemesi gerek. Beğenip, beğenmemek herkesin kendi bileceği şey fakat bu bir eylemdir ve zorunluluktan ortaya çıkmış bir eylemdir. Benim bu konudaki düşüncem kimseyi dışlamadan artık bir çözüm üretilmesi gerektiğidir. Bunun için Patrikhaneye büyük görev düşüyor.”
Dikran Altun: ‘Patriklik Seçimi için her yolun denenmesi gerekiyor’
Toplum işlerinde görev alan, iş adamı Dikran Altun ise gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Bu başvuruyu salt vâsi tayini başvurusu olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu, Patriğin sağlık durumunun tescili ve Patriklik Seçimi konusudur. Bana göre Patriklik Seçimi için her yolun denenmesi gerekiyor. Çünkü Patriklik Makamı 7 yıldır vekâleten yönetiliyor ve bu vekâlet ‘doğru’ yollarla elde edilmedi. Başepiskopos Ateşyan’ın ‘Herkes kendi işine baksın’ dediğini duydum. Bu bizim işimiz, hepimizin işi. Bu her cemaat mensubunun işi, onun için işimize bakıyoruz. Başvuran arkadaşlar da bu şekilde bakmışlar ve doğru bir bakış açısı. Şahsen seçim olmasını istiyorum. Burada 60 bin cemaat üyesinin hepsinin karışma hakkı var, ilgilenme hakkı var.“