Ergenekon davasından yargılanan eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, kendisini “30 yıl terörle mücadele ettim. DHKP/C lideri Dursun Karataş’ın eşini operasyonda ben öldürdüm. Şimdi terörden tutukluyum. Takdir yüce mahkemeye aittir” diyerek savundu. Şahin'e, Sivas Ermeni Cemaati lideri Minas Durmazgüler’e yönelik suikast hazırlığı soruldu.
Ergenekon davasından yargılanan eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Dev-Sol’a yönelik İstanbul Çiftehavuzlar’da 1992’de düzenlenen operasyonda Dursun Karataş’ın eşi Sabahat Karataş’ı kendisinin öldürdüğünü açıkladı.
Sivas Ermeni Cemaati lideri Minas Durmazgüler’e yönelik suikast hazırlığına dair silahı sanık Garip İrfan Torun’a verdiği iddiasına ilişkin ifade veren Şahin kendisini, “30 yıl terörle mücadele ettim. DHKP/C lideri Dursun Karataş’ın eşini operasyonda ben öldürdüm. Şimdi terörden tutukluyum. Takdir yüce mahkemeye aittir” diyerek savundu.
Başbuğ yine gelmedi
Şahin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde görülen 61’i tutuklu 256 sanıklı Ergenekon davasının 179. duruşması dün görüldü. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada emekli Orgeneral Hurşit Tolon, CHP İzmir Milletvekili, gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, İbrahim Şahin, Danıştay saldırısı dosyası sanığı Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 42 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ yine duruşmaya katılmadı.
'Suikast hazırlığı içinde olmadım'
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese tutuklu sanık İbrahim Şahin’in sorgu ve savunmasının alınacağını belirterek kürsüye çağırdı. Kürsüye gelen sanık Şahin, oturarak ve kravatını çıkartarak savunma yapmak istediğini söyledi. Başkan Hasan Hüseyin Özese, 'Tabi tabi nasıl rahat edecekseniz' diye Şahin’in istediği izni verdi.
Daha önce Ergenekon davası ile birleştirilen Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler’e suikast hazırlığına ilişkin dosyada sanık olarak yer alan İbrahim Şahin kendisiyle ilgili sorulara cevap verdi. 'Adalet mülkün temelidir' diyerek sözlerine başlayan Şahin, 'Bana atılan bu iddialara cevap vermek bile zul kabul ederim' dedi. Aynı dosyanın sanığı Garip İrfan Torun’a suikastte kullanılması için silah verdiği söylenen İbrahim Şahin, 'Kimseye silah vermedim. Suikast hazırlığı içinde olmadım' diye konuştu.
‘Silahımız namustur’
Şahin, Torun’u 2003 yılında tanımasına imkân olmadığını, o tarihte Susurluk davası nedeniyle cezaevinde bulunduğunu ve 1993 yılında ise Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda Ankara’da görevde olduğunu söyleyerek, “Silah vermem olayı ise tamamen yalan. Bizim için silah namustur. Allah korusun insan namusunu başkasına verir mi? Tövbe tövbe...” dedi. Torun’un kendisine bu nedenlerle iftira attığını iddia eden Şahin, “4 yıldır tutukluyum. 30 yıl terörle mücadele ettim. Hatta 2 kez yaralandım. DHKP/C lideri Dursun Karataş’ın eşini operasyonda ben öldürdüm. Takdir yüce mahkemeye aittir” diye konuştu.
AİHM Türkiye’yi 2008 yılında mahkûm etti
16-17 Nisan 1992 günlerinde İstanbul’da üç ayrı eve yapılan baskında, 11 kişi öldürüldü. Kamuoyunda ‘yargısız infaz’ tartışmalarının sürdüğü bir dönemde öldürülen ve Devrimci Sol üyesi oldukları belirtilen bu kişiler arasında Sabahat Karataş da yer alıyordu. Sabahat Karataş’la birlikte Taşkın Usta ve Eda Yüksel de öldürülmüştü. Aileler, AİHM’ye başvurdu. Usta’nın dosyasıyla ilgili incelemede AİHM kararını şu ifadelerle sundu: Usta’nın cesedinde, 13 tanesi öldürücü olmak üzere 45 mermi yarası vardı. Polislerin ifadesini almak için 8 aydan fazla beklendi. İfade işlemleri 2 yıldan uzun sürdü. Karar 7 yılı aşkın bir sürede verildi. AİHM her iki başvuru için de AİHS’nin 2. maddesinde düzenlenen ‘yaşam hakkı ihlali’ne hükmederek, 2008’de Türkiye ’yi mahkûm etti.
(Kaynak: Radikal)