'TRT Diyanet TV' için protokol imzalandı. 'Din hayatın gerçeğidir' diyen Bülent Arınç, imza töreninde yaptığı konuşmasında 'Türk aile yapısı' ve 'RTÜK denetimi' konularına değindi. Bekir Bozdağ 'Bu tarihi bir adımdır' ifadesinde bulunurken, Diyanet İşleri Başkanı Görmez ise dinlerin rekabete sokulmayacağı yönünde teminat verdi.
''TRT Diyanet TV'' için Diyanet İşleri Başkanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü arasında protokol imzalandı. Kanalın Ramazan'da yayına başlaması bekleniyor.
Bülent Arınç: 'Din hayatın gerçeğidir'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, imza töreninde yaptığı konuşmada, ''Din hayatın bir gerçeğidir, geçmişte böyle kabul edilmiyordu. Laikliği tarif edenler, dini insanların vicdanlarına hapsediyorlardı'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanı'nın protokol sırasındaki yerine de değinen Arınç, ''Protokol içerisinde Sayın Başkan'ın yeri her ne kadar biraz arkalarda kalmış olsa bile bu eksiklik, kısa zamanda düzeltilecektir'' ifadesini kullandı.
Halkın dini bakımdan aydınlanması
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halkın dini bakımdan aydınlatılması için televizyon yoluyla hizmet etmeye çalışmasını “takdirle karşılamak” gerektiğini dile getiren Arınç, televizyonun gündelik hayatta geniş alan kapladığını söyledi.
Kendisinin, ağabey olarak itibar ettiği bir kişinin “Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmek hicrettir”, dediğini kaydeden Arınç, aile yapısı araştırmasına göre toplumun yüzde 90'ından fazlasının uzun saatlerini televizyon karşısında geçirdiğini belirtti.
Bekir Bozdağ: Bu tarihi bir adım
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, dini kanal için bugüne kadar adım atılmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirterek, ''Dünyanın birçok ülkesinde radyo ve televizyonlar bu alanda yayın yapıyor. Türkiye'de de yayın yapanlar var ama ilk kez kamu adına adım atılıyor. Bu tarihi bir adım'' dedi.
Diyanet TV'nin protokol imza töreninde konuşan Bozdağ,''İyi işlerin hayata geçmesinde yarış yapanlar bunun karşılığını hem milletten hem yaradandan alacaktır. Bunun da hayırlı bir iş olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Aile yapısının korunması
Aile yapısına büyük önem verdiklerini bildiren Başbakan Yardımcısı Arınç, bu aile yapısının korunması gerektiğini söyledi.
Arınç, “Türk halkı aile yapısına çok önem verir veya verirdi. Ben gene toplumun büyük bir kısmının aile üzerinde hassasiyet gösterdiğine inanıyorum. Bizi var eden güçlü ailedir. Ailenin temel payandalarıdır, sevgi, sadakat, bağlılık, inanç, ahlak, iyi evlat yetiştirmek, anne babaya saygı küçüklere sevgi. Ailede bunlar olursa ailede bereket oluyor, huzur oluyor, sevinç oluyor, birbirini sevmek oluyor” dedi.
'Türk aile yapısı erozyona uğruyor'
Son yıllarda Avrupa, Amerika'daki örneklerin etkisiyle Türk aile yapısında bir zafiyetin, erozyonun başladığını ve giderek kötü örneklerin herkesi rahatsız ettiğini kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
“Ben bir siyasetçi olarak bir tarafa, bir fert olarak da bir tarafa, aile yapısını dinamitlemeye çalışan ne olursa onun karşısındayım, elimdeki bütün imkanları da buna karşı olmak için kullanırım bu benim görevimdir.
Arınç: 'A ne kadar güzel' dememiz mümkün değil
Kim aile yapısının altına dinamit koyuyorsa, kim yedire yedire ama sonradan acısı çıkacak şekilde bir propaganda bombardımanına tabi tutuyorsa, lüks hayat özlemini azdırıyorsa, insanlara farklı dünyaları ideal olarak göstermeye kalkıyorsa ben bundan sıkıntı duyarım.
Evden kaçan kızların söylediklerini bir kenarda toplayın, bir başkasının sadece kendisinin örnek aldığı bir şahsiyet olarak hayatına ideal seçtiği insanların akıbetine uğrayan kızlarımızın söyledikleri bir kenara koyun, evlenmeyi külfet olarak görenlerin, nikahsız birlikteliği teşvik edenlerin söylediklerini bir kenara koyun, buna karşı olmak zorundayız. Nikah kadar önemli bir unsuru adeta baş belası gibi gösteren bir anlayışa bizim 'a ne kadar güzel' dememiz mümkün değil, kimse bizden bunu beklemesin.”
Yasanın, RTÜK'e yayın ilkelerini gözetme görevi verdiğini hatırlatan Arınç, “Bu yayın ilkelerinde ne varsa onu yerine getirmek benim vazifemdir. Kimse beni vazifemden alıkoymasın” diye konuştu.
TRT de RTÜK denetimi altında olmalı
TRT'nin de RTÜK denetimi altında olmasını istediklerini ve yasayı buna göre düzenlediklerini söyleyen Arınç, şöyle devam etti.
“Din hayatın bir gerçeğidir, geçmişte böyle kabul edilmiyordu. Laikliği tarif edenler, dini, insanların vicdanlarına hapsediyorlardı. Dünyada, dinin yeri yoktu, dini duyguların, anlayışların yeri yoktu.
Aleksander Soljenitsin'den örnek
Aleksander Soljenitsin'in Gulag Takım Adaları isimli kitabı var. Gulag Takım Adaları kitabında çok enteresan bir örnek veriyor eski Sovyetler'deki din anlayışını veya laiklik anlayışını göstermek üzere. Diyor ki; Tanya isimli bir şair vardı, çok küçük bir şiir yazdı, ama o şiirinden dolayı 10 sene Sibirya'da hapse mahkum edildi.
Şiir çok önemli, çok kısa; 'Dua etmekte hürsün fakat öyle dua et ki yalnız Allah işitsin' bitti mi? Bitti. Hocam ne anladık bu işten. Dua etmekte hürsün fakat öyle dua et ki yalnız Allah işitsin, yani Sovyetler'deki eski din özgürlüğü dediğiniz zaman, Allah'ın işiteceği kadar dua edeceksin başkası işitirse bu din sayılmıyor.
Şöyle tabir edebilirsiniz; rüya görmekte serbestsiniz ama tabir etmeye kalkmayın. Böyle bir din anlayışının zaman zaman ülkemizde de bir kurum veya bir mefhum adına nasıl zedelendiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.'
Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Dinler rekabete sokulmayacak
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de 50 yıllık bir rüyanın gerçekleştiğini söyledi. Yalnızca cami içindeki vaaz ve hutbeler
Böyle bir kanala neden ihtiyaç duyulduğu noktasında Görmez; 'Toplumsal yapı hızla değişiyor. Din alanında önemli sorular ve sorunlar var. Bu soru ve sorunlar sadece camilerde konuşulmamalı. Toplum din konusunda sahih bilgilere ihtiyaç duyuyor' açıklamasını yaptı.
Dindar olsun olmasın geniş kitlelere yönelik
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ise Diyanet TV’nin, TRT Anadolu üzerinden, Ramazan ayında başlayacak yayınların