Musa Anter davası: Bir arpa boyu yol alınamadı

Gazeteci yazar Musa Anter cinayeti davasına mahkeme müdahil avukatlarının taleplerinin reddetti.

Gazeteci yazar Musa Anter’in katledilmesiyle ilgili davaya Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Davada aralarında Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da bulunduğu 4 sanık yargılanıyor. 

Duruşmaya, tutuksuz sanık Savaş Gevrekçi, müdahil Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada, ‘Mahmut Özer’ adıyla Erzincan'da defnedilen ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğu yönünde iddialar bulunan kişinin cenazesinden alınan DNA örneklerinin Adli Tıp Kurumuna gönderildiği ancak henüz yanıt gelmediği tutanağa geçirildi.

Sanıklardan PKK itirafçısı olan ve İsveç’te yaşayan Abdulkadir Aygan olarak bilinen Aziz Turan’ın ifadesinin alınması için için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilen müzekkereye cevap verilmediği bildirildi.

Anter ailesinin avukatlarından Selim Okçuoğlu, dava dosyasının Diyarbakır'daki iki mahkemenin ardından Ankara'ya geldiğini, heyetin üç kere değiştiğini ancak bir arpa boyu yol alınamadığını söyledi.

“Türkiye'nin siyasi tarihini yakından ilgilendiren cinayette, zor şartlarda bazı delillere ulaşıldığını” anlatan Okçuoğlu, devlet kurumlarının, yargılamaya yardımcı olmaları gerektiğini kaydetti.

‘Devlet politikasının sonucudur’

Okçuoğlu, şöyle konuştu:

“Anter'in öldürülmesi münferit cinayet değildir, onlarca hatta yüzlerce kişinin ölümüne neden olmuş bir devlet politikasının sonucudur. Ankara Emniyet Müdürlüğünün, MİT'in, Jandarma Genel Komutanlığının tutumu, devletin aynı devlet olduğunu gösteriyor. 'Yeşil'in Hasan Tanrıkulu ismiyle gözaltına alındığına ilişkin kayıtlar mahkemeye niye gönderilmiyor? Devlet, bu kayıtları tutamıyor ya da göndermiyorsa ciddi sorun vardır. Mehmet Eymür'ün beyanlarından Yeşil'in sorgulandığını, görüntülü kayıt yapıldığını, tutanaklar tutulduğunu anlıyoruz ama bunlar nerede? MİT, Musa Anter'i ömür boyu takip etmiş bir kurum. Onun öldürülmesinin de MİT'in ilgi alanında olması gerekiyor.”

‘Adalet Bakanlığı seyrediyor’

Okçuoğlu, hiçbir devlet kurumunun yargıdan bilgi ve belge saklayamayacağını, devlet sırrına ilişkin belgelerin nasıl inceleneceğinin kanunlarda düzenlendiğine dikkati çekerek, “MİT, bugünkü konjonktür itibarıyla Anter'i katleden zihniyetle iş birliği içinde. 3 yıldır Abdulkadir Aygan'ın ifadesi alınmadı. Aygan'ın, verdiği ifadelerden rücu etme emareleri içeren haberler görüyoruz. Adalet Bakanlığı, davayı yalnızca seyrediyor. Bir dönemin karanlık ilişkilerinin sahipleriyle bugünkü iktidar anlaştı” diye konuştu.

Şikayetçilerin avukatlarından Oya Aydın da eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve itirafçı Ali Ozansoy'un tanık olarak dinlenmesini istedi.

Şikayetçilerin avukatları ayrıca, sanık Savaş Gevrekçi'nin tutuklanmasını talep etti.

‘Kumpas davasıdır’

Gevrekçi'nin avukatı Hikmet İşler ise müvekkilinin 31 yıllık meslek hayatının “sadece 2 yılında”, Diyarbakır'da istihbarat görevi yaptığını belirterek, "Müvekkilim profesyonel istihbaratçı değil. Aziz Turan'ın bir sözü üzerine müvekkilim yargılanıyor" dedi.

Tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın avukatı Kaya Yelek de "Müvekkilim yönünden bu dava kumpas davasıdır. Bu davada gizli tanık, itirafçı ve gazetecinin ifadelerine dayalı olarak müvekkilimiz tutuklanmıştır” görüşünü savundu.

Cumhuriyet Savcısı Alper Türközmen, dosyadaki eksiklerin giderilmesini, Gevrekçi'nin tutuklanması talebinin reddini, Yıldırım'ın tutukluluğunun devamını talep etti.

Mahkeme heyeti, dosya kapsamına göre atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesine yönelik deliller bulunduğundan, Yıldırım'ın tutukluluğunun devamına karar verildi.

Gevrekçi'nin tutuklanması talebi reddedilirken, sanık Aziz Turan'ın (Abdulkadir Aygan) savunmasının bulunduğu İsveç'ten alınması konusunda Adalet Bakanlığına yazı gönderilmesi kararlaştırıldı.

Mahkeme Yeşil’i bekliyor

"Yeşil" hakkındaki yakalama emrinin infazı ve DNA incelemesinin sonucunun beklenmesi, "Yeşil"in, "Hasan Tanrıkulu" adıyla Ankara Emniyet Müdürlüğünce ifadesinin alındığı iddiasına ilişkin, emniyete tekrar müzekkere yazılmasına karar verildi.

Şikayetçi Orhan Miroğlu ve gazeteci Abdurrahman Şimşek'in duruşmada dinlenmesi taleplerini Turan'ın savunması alındıktan sonra değerlendirmeye karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

‘Yeşillerin adı tekrar duvara yazıldı’

Duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da izledi.

Tanrıkulu, duruşmanın ardından adliye önünde yaptığı açıklamada, Musa Anter'in 24 yıl önce öldürüldüğünü, adalet arayışının Ankara'da devam ettiğini belirterek, "Geçtiğimiz hafta, bunun benzeri olan Cizre'deki 21 maktulle ilgili dava, Eskişehir'de beraat kararıyla sonuçlandı. Her ne kadar adaletin Türkiye'de gerçekleşmesinden yanaysak da maalesef gerçekleşmiyor ama bu davaları takibe devam edeceğiz" diye konuştu.

Bunun üzerine Tanrıkulu, “Bu hükümet döneminde beyaz Toroslar tekrar devreye girdi, Yeşillerin adı tekrar Diyarbakır duvarlarına yazıldı ve yeniden efsane JİTEM'in adları Diyarbakır'da, Silvan'da, Yüksekova'da her tarafa yazılmaya başlandı. Bu iktidar döneminde JİTEM, jötem oldu” ifadelerini kullandı. 

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş da davanın kapatılmak istendiğini söyledi.

Beştaş, “Çözüm Süreci, bunların konuşulduğu bir alandı. En büyük taleplerden biri buydu. Kürt sorununu çözecekseniz, Türkiye'yi demokratikleştirme iddiası varsa ki bizim var, kesinlikle geçmişte yaşanan suçların açığa çıkartılması gerekiyor. Bu davalar asla kapatılamaz. Torunlarımıza da kalsa, 100 yıl da ertelense bunların faillerinden er geç hesap sorulacak” diye konuştu.  

İddianameden

İddianamede Anter'in öldürülmesinin Mahmut Yıldırım'ın planladığı ve yönettiği, Hamit Yıldırım'ın eylemi gerçekleştirdiği, dönemin Jandarma İstihbarat Grup Komutan Vekili Savaş Gevrekçi'nin ise emri altında bulunan Aziz Turan'ı faillere yardım için görevlendirdiği öne sürülüyor.

Sanıkların, 765 sayılı TCK'nın 450/4. maddesindeki "taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra, "halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek" ve "adam yaralamak" suçlarından da cezalandırılmaları talep ediliyor.

Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ve Yargıtay tarafından güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilen davanın önceki celselerinde, Belçika'da hayatını kaybeden ve Erzincan'da toprağa verilen "Mahmut Özer"in, sanıklardan "Yeşil" olduğuna ilişkin iddialar gündeme getirilmiş, bunun üzerine mahkeme, mezarın açılarak, cenazeden DNA örnekleri alınmasını kararlaştırmıştı.

Karar üzerine önceki haftalarda açılan mezardaki cenazeden alınan örnekler, İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti.

Musa Anter, 1992 yılında Diyarbakır'da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmişti. 


Kategoriler

Güncel İnsan Hakları



Yazar Hakkında