BASKIN ORAN

Baskın Oran

İÇLİ DIŞLI

Daha da oyacağız inşallah! - Muzaffer Erdoğan’ın Yazılmamış Anıları, Fasıl 15

Yeni Akit gazetemiz şöyle yazdı: "1 Kasım’dan önce; bu ülkenin insanlarını sürekli aşağılayıp 'koyun, koyun' dediler, millet de, 'koydu' işte". Ama kibar ve esprili biraderim Hasan Karakaya ardından şöyle eklemiş: "Yanlış anlamayın; azgın azınlığa tavır koydu”.

Ben en azından şöyle diyorum: Oyduk! Oyduk! Kabak gibi hepsini oyduk! Daha da oyacağız inşallah!

Ben bu milletin ciğerini bilirim! Demedim mi ben, kavga çıkarmak Müslüman-milliyetçi oyları toparlayacak diye?  

***

Tabii ki kimselere söyleyemiyorum; ben de çok şaşırdım bu kadarına ama, şaşıracak bişey yok. 1982 Anayasası’na Kenan Evren paşamız nasıl yüzde 92 oy topladıysa ben de aynen öyle yüzde 49,4 topladım: Millet kavga dursun dedi, kavgayı kimin çıkardığına bakmadan huzur istedi, hepsi bu!

Tabii, kadir mevlam bu Kandil’den gani gani razı olsun! Bahçeli biraderimden de; maaşlı elemanım olsa bu kadar iyi çalışamazdı.

***

Yalnız, şer odağı T24’te Yalçın Doğan çok haince bir yazı yazmış. Diyor ki, “7 Haziran’dan bu yana seçmen sayısı 2.151.724 kişi artmış. Bu nasıl oluyor?

Oluyor canım. Bal gibi oluyor. Dedik ya herkes 3 çocuk yapacak diye, ondan oluyor. Atı alan Üsküdar’ı geçti canım…

Aylardır bana haram olan uykuyu bu gece bi güzel uyuyayım. Ama yatmadan emir vermeyi unutmamalı: Bir dahaki sefere yurtdışındaki oy sandıkları camilere de konulacaktır!

***

Aylardır uyku haramdı, bi uzun uyuyayım dedim, ama bu sabah erkenden kalkıp şükür namazımı, Halife-Sultanların tahta çıkınca gidip kılıç kuşandıkları Eyüp Sultan’da eda ettim.   

Şükür için kurban da kesilir. Biz de ne kestik. Nokta dergisinin son sayısını daha basılmadan toplattırdık. Yöneticilerini de tutuklattık.

Şimdi hainler hemen zırlamaya başlarlar, neymiş efendim, dergi basılmadan toplatmışız. Ne var? İlk defa mı oluyor? Bu alçak Paralelciler gazeteci Ahmet Şık’ın kitabını daha bilgisayarındayken suç sayıp herifi bir yıl yatırmadılar mı?

Ama hainler buna da cevap bulurlar. Ne derler, o sırada iktidarda başbakan olarak sen vardın derler. Ben var idim ama izah edebilirim: Bu Paraleller iyi niyetimi suiistimal edip beni aldatmışlardı; bin defa söyledik!

Ayrıca, DAİŞ’çiler bombayı patlatmadan önce yakalansın diyen bu alçaklar, bombadan bin defa daha patlayıcı olan yazılar veya karikatürler yayınlanmadan önce toplatıldığında cart cart öterler. Birazcık tutarlı olun be yav!

***

Dikkatli olmak lazım. Şu sıralarda kendi adamlarımız zafer heyecanıyla sevindirik olup devlet sırlarını faş edebilirler. Nitekim İzmir il başkanımız Bülent Delican kalkıp, “Artık ülkemize şehit gelmeyecek!” demiş. Dilin tutulsun inşallah; bu itiraf değil de nedir?  

Seyitgazi belediye başkanımız Hasan Kalın öğrencilere dağıttırdığı kırtasiye poşetlerinin üstüne, 'Gelecek için çalışıyoruz' yerine yanlışlıkla “Gelecek için çalıyoruz” diye yazdırtmış! Şeytan diyor ki (tövbe yarabbi, günaha da soktu şu güzel günde!) buna müebbet verdir!

Nasıl verdir? TCK Md. 330’dan, yani devletin gizli bilgilerini açıklamaktan! Nereden biliyorum böyle teferruatı? Suriyeli Müslüman kardeşlerimize gizlice gönderdiğimiz silahları haince yakalayan Paralelci sözde polis, asker ve savcıları bu maddeden içeri attırdık da, oradan biliyorum.

Hepsini bırak, kendi öz oğlum ne yaptı? Dedi ki, “Bu sonuç, Allah’ın (c.c.) bize bir şans daha tanıması adeta” dedi. Yav oğlum! Bunun benim son şansım olduğunu nasıl kalkar ilan edersin? Düşman mısın sen? Bu oğlanı ben ne yapayım yarabbi? Evlat bu; atsan atılmaz satsan satılmaz! Gerçi seçimlerden önce bunu İtalya’ya gönderiş sebebimiz malum ama, gittiği çok iyi olmuş. Önüne gelen konuşturuyor bunu…

***

Bunları gördükçe, kimse duymasın ama, diyorum ki, “En Büyük AK Partili, Dönme AK Partili!” Mesela Tuğrul Türkeş. Benim anayasamı referanduma götürecek 330’u aslanlar gibi tamamlayacak vekilleri bak şimdi MHP’nin bağrından nasıl turp söker gibi söküp getirecek bize!

Mesela Orhan Miroğlu. Demiş ki, “HDP, ‘Sultan’la bu kadar insafsızca uğraşmasının bedelini ödeyecek! Kürt halkının o ‘Sultan’a minnet borcu var, asla bir düşmanlığı yok.” Ağzına sağlık muhterem biraderim benim, konuş, konuş!

***

Rüyamda görsem inanamayacağım bir durum yakaladık. Karşımızdakiler tamamen çözüldüler. Mesela, bir süredir atıp tutma şampiyonu E. Özkök diyor ki, “Bu 17-25 konularını artık konuşmayalım. Boş verin, bir çizgi çizelim, ileriye bakalım”. İşte buduuuur! Ağzını seveyim canım biraderim.

Başlarda, en azından Antalya’da yapılacak G-20 toplantısına kadar usturuplu davranmak lazım. Ahmet’in yaptığı gibi herkesi kucaklamak, “partimizin fabrika ayarlarına dönmesi” edebiyatını sürdürmek…    

Sonra, herkes rehavete gömülmüşken, ülkemizin sağlam bir yönetime kavuşturulması için bir daha ele geçmeyecek bu fırsatı değerlendirmek. Şöyle ki:

Bir: Dün valiler dahil 57 kişiye yakalama kararı çıkarttık. 54 savcı ve hakime yurt dışı yasağı koydurduk. Paralelcileri tamamen itlaf edeceğiz. Onları vesile ittihaz ederek de, iki kanseri kesip atacağız: 1) 657’yi tamamen değiştirip memurun iş güvencesini kaldıracağız; 2) Doğan Holding başta olmak üzere bütün şer odaklarını halledeceğiz. Yalnız, sıkı talimat verdim, bundan sonraki kayyum tayinlerinde dolandırıcılıktan mahkum olmamış adamlar bulsunlar.

İki: Ankara patlaması konusunda Başsavcılık kalkmış, “Talimat IŞİD’den geldi” deyip beni yalanlıyor! 4 bakanımızın maskeli resimlerini asanlar beraat ettiriliyor! Yargı vesayeti son bulacak. Devlet idaresi bir bütündür, bölünemez! Halkımız bunu istediğini gösterdi.  

Üç: PKK yeni askerî operasyonlarla bitirilecek. Halkımız bunu istediğini gösterdi. Bir taşla iki kuş: Hem ‘askerler yapıyor’ diyeceğiz ve Kürt oylarını kaçırmayacağız, hem de askerlerle Ergenekon koalisyonumuzu sağlamlaştırmış olacağız.

Bu arada, uzun zamandır gıkını çıkarttırmadığımız Öcalan için bizim Yalçın Akdoğan’ın, “PKK onu diri diri gömdü” söylemine devam. Danışmanlarım söyledi, 1984 diye mühim bir kitap varmış, bu taktiğin orada da yeri varmış, Yalçın da oradan okuyormuş. Ben böyle şeyleri okumadan biliyorum. Ben bunun kitabını yazdım kitabını, inşallah!

Dört: Bir hakime hanım arkadaşımız kürsüye tesettürlü çıktı; en iyi yere tayin edilecek. Kız çocuğunu ilkokulda erkeklerle oturtuyorlar diye okula göndermeyen babayı taciz edecek savcı çıkabilirse, derhal Fizan’a sürülecek. Bir süredir yavaşlattığımız iman programı artık hızlanmalı. Halkımız böyle istediğini gösterdi.

Ha, bir de, “Mağlup yok” falan diye yırtınan Ahmet’in kulağı çekilip uzatılacak. Bu zaferi kendine vehmediyor galiba!

Allah (c.c.) muinimiz olsun inşallah! İşimiz şimdi başlıyor inşallah!