Ankara Katliamı’nın IŞİD mensubu iki canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği iddialarının ardından gözle,r 20 Temmuz’da 34 kişinin hayatını kaybettiği Suruç Katliamı dosyasına çevrildi. Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin avukatı Sezin Uçar anlattı.
Suruç Katliamı’nın da canlı bomba tarafından gerçekleştirilmesi ve Ankara Katliamı’na benzerliği dikkat çekiyor. Ancak soruşturma dosyasındaki ‘gizlilik’ kararı, soruşturmaya dair bilgi alınmasını engelliyor. Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin avukatı Sezin Uçar, soruşturmanın objektif yürütülemediğini belirterek “Katliam aydınlatılmazsa, yarın başka yerlerde katliamların yaşanmayacağının hiçbir garantisi yok” dedi.
Agos’a konuşan Uçar, Ankara katliamından bir gün önce Urfa’da soruşturma savcısıyla görüştüklerini, ancak soruşturmaya dair hiçbir sonuç alamadıklarını söyledi.
Soruşturmaya dair çok sayıda talepleri olduğunu belirten Uçar, taleplerinin yerine getirilip getirilmediğine dair bilgi sahibi olamadıklarını dile getirdi. Uçar, şunları söyledi:
‘Objektif soruşturma yürümüyor’
“Savcılıktan, soruşturmayla ilgili çeşitli taleplerimiz vardı. Saldırıyı gerçekleştirdiğini düşündüğümüz terör örgütü ve Türkiye’deki bağlantılarıyla ilgiliydi. Canlı bombanın üzerine banka hesapları var mı? Katliamın gerçekleştiği Amara Kültür Merkezi ve Suruç Otogarı’nı gören caddenin son bir aylık kamera görüntülerini istedik. Çünkü bu saldırının, o gün tek başına yapılmış bir saldırı olduğunu düşünmüyoruz. Saldırıdan önce, olay yeri ve çevresinde keşif ve istihbarat çalışması yapılmıştır mutlaka. Bu nedenle, son bir aylık görüntüleri istedik. Tıpkı Roboski davasında olduğu gibi, MİT’in bu konuda istihbarat bilgisi olduğundan şüphelendik. Canlı bomba saldırısı gerçekleştirileceğinden haberinin olup olmadığını ve varsa istihbarat bilgilerini dosyaya gönderilmesini istedik. 9 Ekim Cuma günü de gidip taleplerimizin sonucunu öğrenmek istedik. Kamera görüntülerinin bir örneğini almak istedik. Hiçbir talebimiz kabul edilmedi. Savcı bize sözlü olarak, ‘Taleplerinizin hepsini yerine getirdim’ dese de buna inanmak için yazışmaları ve yazışmaların sonuçlarını görmek istiyoruz. Savcının satır aralarında söylediği, görüntülerin Emniyet’te olduğu ve savcılık dosyasına henüz intikal etmemiş olduğuydu. Soruşturmayı zaten IŞİD’le bağlantısı olan, bu eylemle ilgili istihbarat bilgisi olan kişiler yürütüyor. Bu çok sağlıksız bir durum. Bağımsız ve objektif bir soruşturmanın yürütülmediği ve kimsenin yakalanmadığı da çok açık.”
Uçar, kamera kayıtlarının halen savcının önüne gelmemesini “Soruşturmayı savcının yürütmediğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor” diyerek değerlendirdi.
Başka katliam dosyalarındaki bağlantıları kurmaya çalıştıklarını söyleyen Uçar, “Niğde, Reyhanlı, MİT tırları soruşturmasına yansıyan bazı gelişmeler var. Bunlar bizim açımızdan bir veri. Terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli düzeylerindeki sorumlu kişilerle bağlantısı olduğuna dair bir veri. Ama somut olarak ortada veri diyebileceğimiz bir şey yok.”
‘Ankara’yla Suruç çok benzer’
Uçar, Ankara Katliamı ile Suruç Katliamı arasında benzerliğe dair de şunları dile getirdi: “Çok benzer. Benzer amaçlar için bir araya gelmiş insanlar. Katliamla verilmek istenen mesaj çok açık: Ezilenlerle dayanışma sürdüremezsiniz, barış talebinizi yüksek sesle dile getiremezsiniz. Hukuki olarak ise görüntüler her şeyi anlatıyor. Katliam yaşandıktan sonra, orada olan müvekkillerimiz de anlatıyor, hemen ânında bir polis saldırısı gerçekleşiyor. Yaralıların hastaneye kaldırılmasında hayli geç kalınıyor. Ambulanstan önce olay yerine polis TOMA’sı geliyor. Suruç’takiyle çok benzer ve hemen ardından yaralılara müdahale edilmesi engelleniyor. İnsanları oradan zorla dışarı çıkartmaya çalışıyorlar. Olay yerinde delillerin sağlıklı toplanmasını sağlayacak mekanizma yok. Ankara Garı’yla Ankara Adliyesi arası çok yakın, ama savcı saatler sonra gelebiliyor. On binlerce kişinin katıldığı mitingde, çok asgari bir planlama ve özenden dahi yoksun bir durum var. Aynı gün, yayın yasağı ve kısıtlama kararı veriliyor. Bunlar bazı şeyleri çok açık işaret ediyor. Bu katliamın sorumluları, Suruç’ta sorumluları yargı önüne çıkartmayanlar. Failler bulunmadığı zaman, bu katliamlar aydınlatılmadığı zaman, yarın bir gün İstanbul’un veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde benzer katliamların yaşanmayacağının hiçbir garantisi yok.”