‘Bosna’dan önce 1915’e bak’

1 Mayıs kutlamalarında adından en çok söz edilen grup olan antikapitalist Müslüman gençlerle 1 Mayıs, sosyalizm, sosyal İslam, AK Parti ve Müslümanlar ile Ermeniler üzerine konuştuk. Antikapitalist Müslüman gençlerin Türkiyeli tüm Müslümanlara bir çağrısı var: “Bosna’da soykırım olduğunu söylemek için önce Ermeni soykırımıyla hesaplaşmalıyız.”

FUNDA TOSUN 
fundatosun@agos.com.tr

1 Mayıs’a katılan gruplar içinde en dikkat çeken, basının en çok ilgi gösterdiği Anti-kapitalist Müslüman gençler oldu. Fatih Camii’nde toplanan grubun başında yazar İhsan Eliaçık bulunuyor. Esenyurt’ta hayatını kaybeden 11 işçi için kılınan gıyabi cenaze namazının ardından bir konuşma yapan Eliaçık, “40 yıl önce burada ve camilerde toplanan gençler Deniz Gezmiş’i taşlamak için toplanmıştı, taşlamıştı da. Biz bugün reddi miras yaptığımızı açıklıyoruz” dedi.

Grubun temel sloganı, Kur’anı’daki Beled Suresi’de geçen, “Kölelere özgürlük” ayetioldu. Kur’an’dan, İncil’den, Tevrat’tan ayetlerin yer aldığı pankartların geri kalanındaysa, “Hem tanrıya hem paraya kulluk edemezsiniz”, “Abdestli kapitalizme hayır”  “Mal da yalan mülk de yalan” yazıyordu.

Antikapitalist Müslüman gençlerden Zeynep Tekiner, Muhammed Cihad Ebrari, Zeynep Duygu, Kadir Bak ve Halil Kurbetoğlu ile 1 Mayıs, sosyalizm, sosyal İslam, AK Parti, Müslümanlar ve ‘Ermeni meselesi’ üzerine konuştuk.

•          Neden 1 Mayıs’a katıldınız?

1 Mayıs bizim için emek, adalet ve özgürlüğün savunulduğu günlerden biri. Biz Allah’ın sesi olan ezanın, ekmek ve yoksulla, ezilen insanların hak arayışları ile ayrı düştüğünü görüyoruz. Buna “dur” demek istiyoruz. Ezandaki ‘Allahuekber’in AVM’lerde yanan işçilerle alakası olduğunu göstermek istiyoruz.

•          Savunduklarınızın sosyalizmden farkı ne?

Sosyalizmden ve diğer “izm”lerden farkımız şu, onlar tek dünyalıdır. Biz ise ahirete iman ediyoruz. Sosyalistler için ne yaşarsan bu dünyada; öldükten sonra her şey bitiyor. Oysa bizim için asıl mesele öldükten sonra başlayacak. Biz ahiret, yeniden dirilme ve hesaba çekilmeye iman edenleriz. 60 yıllık bir mesele değil yaşadığımız, şahit olduğumuz ve göz yumduğumuz.  Çünkü Allah olanların hesabını bize soracak, biliyoruz.

•          ‘Sosyal İslam’ ne anlama geliyor?

İslam’ın sosyalist boyutu değil anlatmak istediğimiz. İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın, Muhammet’in mücadelesini yürütmeye çalıştığı, aynı zamanda Kur’an’da, Tevrat’ta ve İncil’de de yer alan mücadelenin ta kendisi. Şu anda sosyal İslam’ın yerini afyon din almış durumda.  Yani egemenlerin halkı koyun haline getirdiği, kapitalizmin çok güçlü bir silahı olan din. Bu din sadece Türkiye’de değil, İslam dünyasının genelinde egemendir. Aslında afyon din Kur’an’da şirk denilen şeyin ta kendisidir. Şirk’i üreten de ne yazık ki dincilerdir. Esas olarak tüm peygamberler dincilerle mücadele etmiştir.

•          Müslüman cenahtan ve diğer ‘Sol’ kesimlerden ne tür tepkiler alıyorsunuz?

Biz iki tarafın geriliminin ortasından konuşuyoruz. Bizim için karpuz metaforu kullanılıyor. Karpuzun dışı yeşildir, içinden kırmızı çıkar. Bizim için de bunları keserseniz içindeki komünistlik çıkacak diyorlar. Müslüman mahallesinde Marksizm sattığımızı söylüyorlar. Diğer taraftan ise; karpuzun içindeki kırmızıya aldanmamak gerektiğini, aslolanın yeşil olduğunu söyleyenler var. Bizim Amerika’yla, İran’la alakamız olup olmadığımızı soranlar var. Ya da Gülen cemaatinin yeni bir oyunu olarak yorumlayanlar var.

•          Şu anda iktidarda ‘Müslüman’ bir parti var. AK Parti sizi ne kadar temsil ediyor?

AK Parti asla bizi temsil etmiyor. Ve sanıyoruz şu anda onları en çok rahatsız eden hareket biziz. Çünkü onlar karşıtlarının, onların deyişiyle “goministler”in itirazlarına alışıklar ve takmıyorlar. Ama karşılarında ‘Allah’ diyen, ‘kitap’ diyen, ‘aşk, irfan, edep’ diyen birilerini görünce çok bozuluyorlar.

Üzerimizde giderek artan bir baskı var ve önümüzdeki günlerde bu baskının daha da artacağını hissediyoruz. Bu süreç nereye kadar gider bilmiyoruz. Çünkü AKP klasik bir egemen tavrıyla kendine muhalif olan herkesi belli potalara atarak içeri tıkıyor. Artık hangi dava başlığı altına alınırız bilmiyoruz ama bizlerin de toparlanması yakındır.

Öte yandan, varlığının bütününü AK parti üzerine oturtan, oradan beslenen bir hareket olarak algılanmaktan da oldukça rahatsızız. Çünkü AK Parti’den önce var olan egemen kapitalist sermaye ilişkilerine karşı verdiğimiz bir mücadele vardı. Ve fakat bunlar görülmüyordu. Şimdi pek çok medya kuruluşunun bize iltifatının AK Parti karşıtlığı üzerinden olduğunu biliyoruz ve bundan da oldukça rahatsızız. Bu anlamda dün ‘aptessiz kapitalizme’ nasıl karşı çıkıyorsak, ‘aptesli kapitalizm’e aynı gerekçelerle karşı çıkıyoruz ve malum medyanın da mal bulmuş mağribi gibi üzerimize neden atıldığını da anlıyoruz.

‘İktidarda AK Parti olmasaydı Müslümanlar meydanları inletirdi’

Şu an sopa AK Parti’nin elinde ve hakkını vererek kullanıyor o sopayı. Ancak biz sopanın kendisine karşıyız. Bugün bu konjonktürde bir Müslümanın çıkıp da başörtüsü sorunu var demesini ben ahlaki bulmuyorum. “Hangi hakla bunu söylüyorsun kardeşim.” Gidip oy vermeyi bir direniş sayıyorsun. Sanki devletin başka bir sahibi varmış gibi bir de başörtüsü sorunu var diyorsun. Ortada bir sorun olması için bir direnişin olması gerekiyor. Direniş yoksa mağduriyet de yoktur. Eğer bugün başörtüsü sorunu varsa, nasıl dün Beyazıt meydanını dolduruyorsa Müslümanlar, bugün bunu yapmalılar. Bugün AK Parti değil de adı Müslüman olmayan bir parti olsaydı iktidarda, emin olun şimdi Beyazıt Meydanı’nı inletiyordu Müslümanlar. Sırf şimdi artık biz iktidardayız, sermaye bizim aramızda bölüşülüyor diye susuyor Müslümanlar.

‘MÜSLÜMANLAR BİR ZAHMET YÜZLEŞSİNLER ARTIK’

•          Müslümanların Ermeni soykırımı ve Hrant Dink cinayeti davasına karşı tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz Müslümanların Kürtlere, Alevilere, Ermeni ve diğer gayrimüslimlere yaşatılanlarla ilgili ciddi bir özeleştiri vermeleri gerektiğine inanıyoruz. Müslümanlar, Filistin ya da Suriye halkının haklarını nasıl savunuyorlarsa, Kürtlerin haklarını da öyle savunmalılar. Bosna’da soykırım olduğunu söylemek için önce Ermeni soykırımıyla hesaplaşmalılar.

Türkiye Müslümanları, Kürt meselesi, Alevilere yaşatılanlar ve Ermeni soykırımına duyarsız kalmadılar, bizzat ortak oldular. Müslümanların kafalarındaki din algısı tüm bu suçların faili olmalarına neden oldu. Mazlumun kimliği sorulmaz denirken, mazlumun gayrimüslim, Kürt, Ermeni ya da Alevi olması halinde sustular. Müslümanlar bugüne dek Müslüman olmayan kimin hakkını savundular ki?

Biz 24 Nisan’da hep birlikte Taksim meydanındaydık, 19 Ocak’ta Şişli’de. ‘Hepimiz Ermeniyiz’ gibi basit, tartışması bile abes olan bir cümleyi dahi telaffuz edemeyen Müslümanların olduğu bir ülke burası. Bu konuda Hrant’ın Arkadaşları’nın yanlış söylem kullandığı ve Müslümanları bu yüzden kaybettiği söylemini biz doğru bulmuyoruz. Bu meselede bir zahmet Müslümanlar bir yere sığınmadan özeleştiri versinler.

Evet Ermenileri ben katletmedim. Benim elimde bir damla Kürt kanı yok. Ben Ermeni’nin ya da Kürt’ün kanıyla biyolojik olarak değil ama sosyolojik olarak suçluyum, o kandan sorumluyum. Bununla yüzleşmem gerekir, Türkçü, milliyetçi faşizan algıyla yüzleşmeden bu dünyadan gidemem

‘Hrant’la birlikte ‘biz bilmiyorduk’ deme şansımız kalmadı’

Hrant’a kadar Ermeni toplumundan hak arayışı için bir ses yükselmedi. Fatih’te doğup büyüyen bir Müslüman olarak ben bilmezdim tarihimizde böyle bir soykırım olduğunu. Ve bu da bir tek benim suçum değil, aynı zamanda bu meselenin mağdurlarının da suçu. Sadece Müslümanlar değil Solcular için de Ermeni meselesi diye bir şey yoktu. Hrant’la birlikte bu mesele Türkiye’nin gündemine oturdu. Artık “Biz bilmiyorduk” deme şansımız da kalmadı. Ben bana ses veren birini duymuyorsam eğer, suçluyum. Bu süreç Hrant’la birlikte yıkıldı. Hrant’tan sonra Türkiye’de yaşayan herkes için Ermeni soykırımında yaşananları öğrenmek ve Ermenilerin haklarını savunmak boyun borcudur.

En coşkulu 1 Mayıs

Son yılların en renkli ve kalabalık 1 Mayıs’ı büyük bir coşkuyla kutlandı. Şişli, Dolmabahçe ve Tarlabaşı’ndan Taksim meydanına giren insanların sayısı yaklaşık yüz bin kişiyi buldu. Mitingde çeşitli sol gruplar, sendika ve iş örgütlerinin yanı sıra tiyatro sanatçıları ve BDP ve CHP de kalabalık bir grupla meydana çıktı.

Şişli’den meydana yürüyen hemen hemen tüm gruplar, Agos’un önünde, “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” ,“ Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganları ile Sarkis Çerkezyan’ın  fotoğrafının bulunduğu “Dünya Hepimize Yeter” pankartının asılı olduğu Agos’u selamladı.

Fenerbahche, Beşiktaş Çarşı Grubu, Galatasaray Tek Yumruk, Trabzonspor Kemenche grupları da gazetemizi selamlayan taraftar grupları arasında yer aldı. Trabzonspor Kemenche grubunun attığı sloganlar arasında, Ogün Samast’ı kınayan sloganlar da vardı.

 

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem