Hrant Dink cinayeti davasında, kamu görevlileriyle ilgili soruşturma devam ediyor. İfadeler alındıkça, yeni detaylar ortaya çıkıyor. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın ortaya çıkan ifadesine göre, İstanbul il asayiş toplantılarında Hrant Dink’e yönelik tehditler gündeme geldi.
Dink katledildiğinde İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yapan Celalettin Cerrah, 15 Aralık 2014’te savcıya ifade verdi. Cerrah ifadesinde, Hrant Dink ve Ermeni toplumuna dönük olumsuz gelişmelerin ve yapılan eylemlerin, il emniyet ve asayiş toplantılarında gündeme geldiğini söyledi.
Cerrah ifadesinde, “Her ay İstanbul’da, Vali’nin başkanlığında, İl Cumhuriyet Başsavcısı, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı, Birinci Ordu Temsilcisi, Merkez Komutanı, MİT, Emniyet’ten terör, güvenlik, istihbarat şube müdürleri ve Jandarma’nın aynı ekipleri toplantıya katılır; o ay içerisinde olan olaylar ve olması muhtemel olaylar, masaya yatırılır ve değerlendirilir. Hrant Dink’e yönelik yapılan protestolardan dolayı gündeme gelmiştir. Ayrıca Ermeni toplumuna yönelik tehditlerden dolayı, Mesrop Mutafyan’ın şikâyet dilekçesi de gündeme gelmiştir” beyanında bulundu.
İstanbul Emniyeti’ne yazı üstüne yazı gelmişti
Cerrah, İstanbul’da Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, 5 Şubat 2006’da, Trabzon’da Rahip Santoro öldürülmüştü. 17 Şubat 2006’da, Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’e yönelik eylem yapılacağı bilgisini içeren yazı yazılmıştı. 1 Mayıs 2006’da, neredeyse her duruşmada Hrant Dink’in saldırıya uğradığı 301 davasında, Yargıtay kararı onaylamıştı. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan tarafından 11 Ekim 2006 tarihinde, İstanbul Valiliği’ne dilekçe verilmiş ve ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından, Ermenilere yönelik olası saldırılara karşı dikkatli olunması gerektiği ifade edilen 12 Ekim 2006 tarihli yazı da gönderilmişti.
Ahmet İlhan Güler her şeyi ’izlemiş’
Savcı Kökçü’nün bu hafta gözaltı kararı verdiği, ancak ifadesinin ardından serbest bırakılan isimler arasında, Dink cinayeti işlendiği tarihte İstanbul İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan Ahmet İlhan Güler de var. Ahmet İlhan Güler, Mart 2003’te İstanbul İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olarak atandı ve Dink’in öldürülmesinden kısa bir süre sonra görev yeri değiştirildi.
İstanbul Emniyet İstihbaratı’nın başında olan Güler, cinayetle ilgili olarak verdiği ifadede, Dink hakkında açılan Türklüğe hakaret davasıyla ilgili, genel bilgi mahiyetinde haberdar olduğunu söylemişti. Oysa, soruşturma kapsamında, Güler’in Dink hakkında hazırlanan pek çok evrakta imzası olduğu ortaya çıkmıştı.
Cerrah’ın ifadesinde sözünü ettiği, Dink’e yönelik eylemlerin konuşulduğu ‘il asayiş toplantıları’na, Ahmet İlhan Güler de katılmıştı.
17 Şubat 2006 tarihinde, Trabzon’dan Yasin Hayal’in Ermenilere dönük kin beslediği ve Hrant Dink’e yönelik eylem yapmayı planladığına ilişkin yazı da Ahmet İlhan Güler’in başında olduğu İstanbul İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilmişti.
Dink davalarında yaşananları ve eylemleri rapor etti
Dink’i hedef haline getiren en önemli olaylardan birisi, hakkında açılan Türklüğe hakaret davasıydı. Dava, Şişli Adliyesi’nde bulunan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 15 Mayıs, 4 Temmuz ve 12 Aralık 2006 tarihli duruşmalara ilişkin bilgi evraklarının altında, Ahmet İlhan Güler’in imzası var. Güler, duruşmalara kimlerin katıldığı, kapı önünde kimlerin eylem yaptığı, kimlerin konuştuğu gibi bilgilerin hepsini, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na rapor etti. Bu yöndeki belgeler de dava dosyasına girdi.
Bakırcıoğlu: Güler ve Cerrah hakkında dava açılmalıdır
Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcoğlu, Ahmet İlhan Güler ve Celalettin Cerrah’ın ortaya çıkan ifadelerini değerlendirdi.
Bakırcıoğlu, şunları söyledi: “Celalettin Cerrah ve Ahmet İlhan Güler, Hrant Dink hakkında yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olmalarının yanı sıra, Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisine de sahiptirler. Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ve Ercan Demir, Dink cinayeti nedeniyle tutuklandılar. Celalettin Cerrah ile Ahmet ilhan Güler de tutuklanmalılar. Haklarındaki davanın da TCK 83 madde uyarınca açılması gerekliliği bulunmaktadır.”