Star ve Akit gazetelerinde yayımlanan haberlerde yer alan iddialara göre; Ermenistan hükümetinin aldığı karar ile birlikte tarım arazileri, mera ve yaylaların bir kısmı özelleştirme kapsamına alındı. İddialara göre, arazileri satın alanlarla toprakları terk etmeyen Kürtler arasında çatışmalar yaşanıyor.
FATİH GÖKHAN DİLER
Basında yer bulan, Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun (ECRI) raporlarına dayandırılarak yapılan haberlerde, Ermenistan’da yaşayan Kürtlere, “Türkiye’ye gidin!” şeklinde baskı yapıldığı iddia edildi. Oysa söz konusu raporun orijinal metninde böyle bir konu yer almıyor. Aksine, kurumun son üç raporunda Ermenistan’la ilgili genelde olumlu gelişmelere yer veriliyor. Hatta son raporda Ermenistan’ın azınlık hakları konusunda gösterdiği gelişimden ötürü takdir edildiği’ ifade ediliyor.
Star ve Akit gazetelerinde yayımlanan haberlerde yer alan iddialara göre; Ermenistan hükümetinin aldığı karar ile birlikte tarım arazileri, mera ve yaylaların bir kısmı özelleştirme kapsamına alındı. İddialara göre, arazileri satın alanlarla toprakları terk etmeyen Kürtler arasında çatışmalar yaşanıyor. Yönetimin, özelleştirmelerde ayrımcılık yapması sebebiyle bugüne kadar 25 Kürt aileyi yerinden ettiği ve bu duruma ek olarak, Ermenistanlı yetkililerin Kürtlere yönelik yoğun misyonerlik çalışmaları yürüttüğü ve din değiştirmeyenlerin tehcir baskısına maruz kaldığı raporlara dayandırılan diğer iddialar arasında.
ECRI’nin Ermenistan’da gerçekleştirdiği incelemeler sonunda yayımladığı 2003, 2007 ve 2011 tarihli üç rapor bulunuyor. Agos olarak haberlere dayanak olan raporları inceledik:
2003’te ‘önemli adımlar’
2003 tarihli raporda, Ermenistan’ın ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğe karşı savaşta uluslararası normlara uygunluk açısından önemli adımlar attığı vurgulanıyor ama bazı sorunların ek önlemler gerektirdiğinin altı çiziliyor. Azınlık gruplarının anadil eğitiminde ve kültürel mirasının korunmasında alınan yola rağmen, daha fazla kaynağın bu alana aktarılması gerektiği belirtiliyor.
Ezidi toplumunun polis ve güvenlik güçleriyle yaşadığı sorunlara da dikkat çeken raporda, bu konuda yönetime, güvenlik birimlerine insan hakları eğitimi verilmesi konusunda adım atması tavsiye ediliyor. Raporun özelleştirmelerle ilgili ek bölümünde ise, azınlık gruplarının ve Ermenistanlı yetkililerin değerlendirmeleri ve çekincelerinin dinlendiği bir toplantının gerçekleştiği, ve çözüm yollarının ilgili yasalar çerçevesinde tespit edildiği belirtiliyor.
2007’de ‘pek çok ilerleme’
2007 tarihli raporda ise, 2003 yılında yayımlanan ilk rapordan beri, çeşitli alanlarda pek çok ilerlemenin gerçekleştiği vurgulanıyor. Raporun değindiği başlıca gelişmeler ise, her vatandaşı Ermenistan yasaları karşısında eşit kılacak gerekli anayasal uyarlamalar, nefret suçlarını tanıyan yasalar ve Başkanlığa bağlı olarak çalışan Azınlıklar ve Din İşleri Dairesi’nin oluşturulması olarak özetleniyor. Ek olarak, Ezidi azınlığın toprak, mera ve sulama sıkıntılarına dikkat çekilirken, bazı Ezidilerin toprak mülkiyeti sorunlarının devam ettiği belirtiliyor. Ancak bu sorunların çözümü için yetkililerin gerekli güvenceleri verdiği ifade ediliyor.
2011’de ‘takdir ediyoruz’
2011 tarihli son raporda ise, 2007’den 2011’e kadar pek çok alanda ilerlemelerin kaydedildiği vurgulanıyor. Eğitim ve kültür alanlarında azınlıklarla ilgili ciddi çabanın sarf edildiğini belirten rapor, Ermenistan yönetiminin Ezidi ve Kürtlere yaklaşımını da takdir ediyor.
Raporun 81. maddesinde ek olarak sunulan İnsan Hakları Savunucuları (the Human Rights Defender) kuruluşunun değerlendirmesinde ise; 90’lı yıllarda azınlıkların toprak mülkiyetiyle ilgili sıkıntıları olmuş olmasına rağmen, yapılan incelemeler sonucu azınlıkların toprak, mera ve sulama ile ilgili sıkıntılarının oldukça az olduğu ve yetkililerin, 100’den fazla Ezidi ailenin, oturdukları arazinin mülkiyetini alması için gereken düzenlemeyi yaptığı belirtiliyor.
Son üç raporda da Ermenistan’da azınlık haklarında olumlu gidişattan söz eden bu raporların Türkiye basınında içeriği çarpıtılarak yer alması, gazetelerin Ermeniler ve Ermenistan hakkındaki önyargılarının sonucu olarak değerlendirilebilir.