Kilikya Katolikosu Aram I'e yollanan mektup

Kilikya Katolikosu I. Aram Hazretleri'ne yollanılan mektup. Beyrut/LÜBNAN


Sayın Kilikya Katolikosu I. Aram Hazretleri,

Bugün 24 Nisan 2012. Ermeni Soykırımı’nın başlangıcını temsil eden, İstanbullu Ermeni aydınlarının tutuklanışının 97. yıl dönümü.   

24 Nisan 1915’te İstanbul’daki tutuklamalarla başlayan Soykırım süreci sonucunda, tarihi Batı Ermenistan’ın yüzyıllardır yalnızca ruhani merkezlerinden biri olmakla kalmayıp, kültürel ve sosyal kimliğini de temsil eden Kilikya Katolikosluğu, ait olduğu topraklardan kovularak Beyrut’a sürüldü.  Türkiye’de insan hakları savunucuları olarak bizler bu mektubu,  Katolikosluğunuzun ait olduğu yerin bu topraklar olduğu inancımızı ifade etmek için yazıyoruz.

Size bu mektubumuzu, Soykırım sürecinde katledilen, tüm mal varlıklarına, her anlamdaki zenginliklerine el konulan, geçmişteki izleri bile silinmek için büyük çabalar harcanan Osmanlı Ermenilerinin anısı önünde utanç ve saygıyla eğildiğimizi, katliamdan kurtularak dünyanın dört bir yanına dağılan kurbanların çocukları ve torunlarının gasp edilen haklarının savunucusu olduğumuzu belirtmek için yazıyoruz.

31 Ağustos 2011 tarihinde, gayrımüslim vakıflarının bir kısım mal varlığının iadesine yönelik bir mevzuat değişikliğiyle ilgili olarak,  Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na bir mektup göndermiş ve  “Ermeni halkı, 1915 Ermeni Soykırımı günlerinde Türk devleti tarafından el konulmuş olan sayısız kilise, hastane, huzurevi, yetimhane, mezarlık ve farklı milli ve dini mal varlıklarının hukuki mal sahibi olarak kalacaktır,” demiştiniz. Ve devam etmiştiniz: “Ermeni halkı, Osmanlı Türk hükümeti tarafından planlanıp uygulanan Soykırım’a kurban gitmiş olan atalarının mirası olan evler, işyerleri ve mal varlıklarının hukuki mal sahibi olarak kalacaktır.”

Mektubunuzda,  Ermeni halkının, Ermeni Soykırımı’yla ilgili Türkiye’ye yönelik adalet talebinden, insani haklarının yeniden tesisi talebinden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini belirtmiş ve şöyle demiştiniz: “Sayın Başbakan, adalet ve insan haklarına yönelik açıklamanız, ancak Ermeni Soykırımı’nı tanıdığınız zaman belgelenmiş olacaktır.”

Biz bu mektubu size, taleplerinizin en temel insan hakları gereği olduğuna inandığımızı ve bunların bizim de taleplerimiz olduğunu, size ve şahsınızda dünyanın dört bir yanındaki Ermenilere duyurmak için yazıyoruz.

24 Nisan 2011’de, Soykırım’ın 96. yıl dönümünde, bizler Soykırım’ın başlangıcını simgeleyen 24 Nisan tutuklamalarını İstanbul’da anarken,  er Sevag Şahin Balıkçı Batman’da Türk ordusu saflarında zorunlu olarak askerlik yaptığı sırada, aynı gün, 24 Nisan 2011 tarihinde vurularak öldürüldü. Yetkililer yanıltıcı bilgiler vererek, tanıkları yönlendirerek bu ölümün kaza olduğunu ilan ettiler. Soruşturma ve incelemeler ise cinayetin kasıtlı olduğuna işaret ediyor. Sevag Şahin Balıkçı’nın katli, 1915’ten bu yana Türkiye’de Ermenilerin can güvenliğinin olmadığının, Soykırım sürecinin devam ettiğini, 97 yıldır süren inkarcılığın soykırımı kalıcılaştırdığının kanıtıdır.

Biz bu mektubu,  24 Nisan 1915 tutuklamaları ile İstanbul’da başlayan, Ermenilerin, aynı dönemde Süryani ve Anadolu Rumlarının imhasını da kapsayan soykırım sürecinin 97. yılında, adaletin ancak,  Soykırım’ın tanınmasıyla ve Ermenilerin el konulan malvarlıklarının iadesi ve tazminiyle yerine geleceğine dair inancımızı doğrudan size ve temsil ettiğiniz Soykırım kurbanlarının tüm dünyadaki çocuklarına iletmek için yazıyoruz.

 

Saygılarımızla,

İnsan Hakları Derneği

İstanbul Şubesi

Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon

TÜRKİYE

 

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları