Atina'ya cami inşasını öngören yasa değişikliği Yunanistan Parlamentosu'ndan geçti. Mütekabiliyet esasını öne süren Ankara'nın,Heybeliada Ruhban Okulu'nun faaliyete geçmesi için şart koştuğu gelişmeler arasında Atina'ya cami inşası da vardı. Gelişmelerin ardından dikkatler, AKP'nin atacağı adımlara çevrildi.
EVREN DEDE
VARTAN ESTUKYAN
Atina’nın Votanikos semtine cami inşasını öngören yasa değişikliği, Yunan Parlamentosu’ndan geçti. Cami inşası hakkında teknik düzenlemeleri içeren yasa değişikliği için koalisyon ortağı aşırı milliyetçi ANEL ve neonazi Altın Şafak partileri dışındaki bütün partiler, parlamentoda ‘evet’ oyu kullandılar. Yunanistan Eğitim Bakanlığı’nın ‘İlköğretim, Ortaöğretim ve Yüksek Öğretim için acil önlemler’ başlıklı yasa tasarısında yer verilen düzenlemeyle birlikte, Atina Belediyesi’nin Votanikos bölgesinde yapılacak cami konusunda topografik çizimlerde yer verilen yüz ölçümlerle projenin uyumlu hale getirilmesi sağlandı.
ANEL tepkili
Yasa değişikliğinin parlamentoda oylanmasından önce, koalisyon hükümetinin küçük ortağı aşırı sağ Bağımsız Yunanlar (ANEL) Milletvekili Stavrula Ksulidu, söz konusu yasa değişikliğiyle ilgili hükümeti eleştirdi. Yasa değişikliğini ‘tahrik edici’ olarak nitelendiren Ksulidu, “Hükümetin, bir önceki Başbakan Antonis Samaras’ın büyük müteahhitlere yaptığı hediyeyi aktif hale getirdiği” iddiasında bulundu. ANEL Milletvekili Nikos Mavraganis ise “Yapılan yasa değişikliğinin siyasal arka planının, Türkiye ile güven bina etme önlemleri olduğunu’ iddia ederek düzenlemeye karşı çıktı.
Hatırlanacağı üzere, Atina Camii’nin inşasını yüklenecek firma, 2013’te bulunmuştu. Cami için defalarca tekrarlanan ve hiçbir şirketin katılmadığı ihaleye, 2013’ün Kasım ayında dört şirketin oluşturduğu konsorsiyum 846 bin Avro teklif sunmuş ve kazanmıştı. Yasal düzenlemenin parlamentodan geçmesiyle rahatlayan J&P Avaks, Terna A.Ş., Aktor ve Intrakat konsorsiyumunun Atina’nın Votaniko semtine inşa edilecek cami için bir ay içinde ruhsat izni başvurusu yapması bekleniyor.
Kezban Hatemi (Ekümenik Patrikhane Avukatı):
‘Gereği yapılmalıdır’Yunanistan Parlamentosu’nun aldığı bu karar, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını oldukça kolaylaştıracak. Her ne kadar bu inatlaşmayı Lozan’a aykırı ve anti-demokratik bulsam da, Parlamento’nun aldığı bu karar hayli önemli. O dönem Başbakan olan, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bana geçen yıl Kıbrıs’ta, Atina’daki olası caminin, Ruhban Okulu’nun açılmasının önünü açacağını söylemişti. Dolayısıyla, bu gelişmeyi çok önemli buluyorum. Bundan sonra Ruhban Okulu’nun açılması için gerekenler yapılmalıdır.
Laki Vingas (Vakfılar Meclisi eski Azınlıklar Temsilcisi):
‘Mütekabiliyet artık bir bahane olmamalı’
Bildiğim kadarıyla, Ruhban Okulu’nun açılması hakkında herhangi bir gelişme söz konusu değil. Atina’da caminin açılması, zaten uzun süredir konuşulan bir konuydu; mevcut hükümetle birlikte bu konu daha keskin bir yön almış vaziyette diyebiliriz.
Dr. Haris Theodorelis–Rigas
(İstos Yayınevi’nin kurucularından, siyaset bilimci):
Resmî olarak tanınan, yerli Batı Trakya azınlık nüfusu da dahil olmak üzere, göçmen yahut turist, yüz binlerce Müslüman’a evsahipliği yapan bir ülkenin başkentinde cami bulunmaması, kelimenin gerçek manasıyla bir skandaldı. Yıllarca süren bir oyalamadan sonra, nihayetinde 12 Mayıs’ta Yunan Parlamentosu, Atina merkezindeki Votakinos bölgesinde cami inşaatına onay verdi. Bu oylamaya ve çıkan lehte oya dair üç önemli nokta mevcut:
1) Meclisteki tartışmaları en aza indirmek gayesiyle, tamamen rabıtasız başka bir kanun tasarısının içinei son dakikada bir ek yapılarak karar oya sunuldu.
b) Cami inşaası oylaması, SYRIZA’nın küçük koalisyon ortağı sağ kanat parti ANEL’in, hükümet tarafından sunulan bir tasarıya ilişkin, ortaklığın başından beri ilk kez aleyhte oy kullanmasına vesile oldu. Sağın ileri gelen figürleri ve kilise radikalleri, protesto tertipledi.
c) Yasanın onaylanması, doğrudan SYRIZA’nın iktidarda olmasıyla ilişkilendirildi. Siyasetin diğer meselelerinde sahip olduğu yaygın popülerlik, oy verenlerin asıl ilgilerinin ekonomiye yönelik gelişmeler olması ve SYRIZA’nın muhafazakâr seçmenle olan görece zayıf bağı, uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarının protestoları ve Yunanistan aleyhine çıkan mahkûmiyet kararlarına rağmen, daha önceki hükümetlerin en az 20 yıldır sürüncemede bıraktıkları bu meselede, birkaç ay içinde uygulamaya geçilebilmesini sağladı.
Türkiye’den henüz konuya ilişkin bir açıklama gelmedi. Türkiyeli yetkililerin daha önceki beyanları hatırlanırsa, cami inşaası kararına mütekabil olarak, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması gerekiyor. Ancak Türkiye’nin seçim öncesi atmosferinde, bu beyanların uygulamaya döküleceğini düşünmüyorum. Heybeliada Okulu’nun açılması hususunda karamsar olmayı sürdürüyorum; zira, Türk hükümetinin azınlıklara ilişkin sözlerinin, retorikten öteye gitmediğini düşünüyorum. Ne zaman ki iş somut siyasi hamle ve siyasi tercih yapmaya geliyor, o zaman hükümet, seçimler bağlamında önemsiz birkaç bin Hıristiyan seçmendense, sağ muhafazakâr seçmenlerin “hassasiyetleri”ne öncelik vermeyi tercih ediyor.
Prof. Baskın Oran:
‘AK Parti ve Erdoğan’ı köşeye sıkıştırır’1969’daki Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 60/5 maddesi, mütekabiliyetin, insanı değerlerde uygulanmadığını söylüyor. Erdoğan, mütekabiliyet meselesini, seçmenlerine kötü görünmemek için bir bahane olarak kullanıyordu. Ancak bu durumda, Yunanistan Parlamentosu’nun, Atina’daki caminin inşasına izin vermesi, AK Parti ve Erdoğan’ı köşeye sıkıştırır. Hem Erdoğan’ın, hem de AK Parti’nin seçime kadar bir şey yapması anlamlı değil; ancak, bakalım seçimlerden sonra neler olacak.
Prof. Elçin Macar:
‘2006’daki yasanın aynısı’
Yunanistan Parlamentosu’ndan yeni geçen yasa, cami inşası ile ilgili yeni bir içerik taşımıyor. 2006’da kabul edilmiş yasanın bir tekrarı. İlginç olan, Ruhban Okulu’nun açılmasını Atina’da cami açılmasına koşul olarak koyan zihniyetle, cami yasasına ‘hayır’ diyenlerin zihniyetlerinin paralel işlemesi. ‘Hayır’ diyenler, koalisyon ortağı Bağımsız Yunanlar (ANEL) ile Altın Şafak. ANEL, caminin açılmasını, sanki bu Türkiye’nin bir konusuymuş gibi Türk-Yunan ilişkilerine endeksliyor. Türkiye’nin de birçok taahhüdünü yerine getirmediğini söyleyerek, camiye karşı çıkıyor.
Erdoğan ne demişti?
Geçen yıl cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapan Erdoğan, orada Ruhban Okulu hakkında değerlendirmelerde bulunmuştu. Dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla düzenlediği basın toplantısında konuşan Erdoğan, şunları söylemişti: “Ruhban Okulu’nu açmak öyle çok da zor bir şey değil, ama bir de siz sözünüzde durun. Siz hep ver ağacının altında doğdunuz, orada büyüyorsunuz. Sizde hiç al yok, bir de al deyin. Mesele bu.”