28 Şubat’ı hazırlayanların klasik darbe hazırlığı yaptığı ancak ABD’nin son dakika açıklamalarıyla vazgeçtikleri ortaya çıktı. Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan 'darbe uyarısı' aldığını hatırlatırken, dönemin Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ise, Çevik Bir’in gazeteye yönelik olarak “Oraya da iki general mi gönderelim” dediğini açıkladı.
Emniyet’te 8 saat sorgulanan ve önceki gün çıkarıldığı mahkeme tarafından sekiz şüpheliyle birlikte tutuklanan emekli Orgeneral Çevik Bir, mahkemede savcılık tarafından kendisine yöneltilen bir soruya karşılık olarak “arkadaşlar aşırıya gitmiş, tedbirler kâğıt üzerinde kaldı” şeklindeki ifadesini mahkemede değiştirerek, “Huzurda verdiğim ifade geçerlidir” dedi.
Savcılıkta, Batı Çalışma Grubu’nun teşkilat yapısı içerisinde görev alanların nasıl seçildiği ve 28 Şubat sürecini yürütmek için ABD ve İsrail ile yapılan görüşmelerin sorulduğu Bir, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kendisini şu sözlerle savundu: “Hükümetin, MGK’nın ve zamanın Başbakanının emir ve talimatlarını uyguladım. Suçsuzum, şayet yargılanacaksam dolayısıyla sabit ikametgâhım olması nedeni ile tutuksuz olarak yargılanmamı bekliyorum.”
KLASİK DARBEDEN SON ANDA VAZGEÇMİŞLER...
28 Şubat’ı hazırlayan komutanların 16 Haziran 1997’de klasik darbe hazırlığı yaptığı ancak ABD’den yapılan son dakika açıklamalarının bu planın uygulanmasına engel olduğu iddia edildi.
Kulislerden yansıyan bilgilere göre, 28 Şubat 1997’de gerçekleştirilen MGK toplantısında alınan kararları uygulamayan dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’a karşı 11 ve 16 Haziran 1997 tarihlerinde askerî müdahale planlanmış ancak ABD Dışişleri’nden yapılan “Sivil yönetimin devamından yanayız” açıklaması ordu üzerinde etkili olmuştu. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, 14 Haziran 1997’de Milliyet ’e yaptığı açıklamada “Anayasal düzenin dışına çıkılmaması gerektiğini Ankara’ya bildirdik” ifadelerini kullanmıştı.
ŞEVKET KAZAN: 'DARBE UYARISI ALMIŞTIM'
Dönemin Refah Partili Adalet Bakanı Şevket Kazan da 1997 haziranında Türkiye’nin bu kez “postmodern” olmayan bir darbenin kıyısından döndüğü yönünde duyumlar aldığını doğruladı. Taraf gazetesinin sorularını yanıtlayan Kazan,“Ben o dönemde Samsun’daydım. Meral Akşener beni aradı ve darbe söylentileri olduğunu söyledi. Bazı DYP’li milletvekillerinin Karargâh’a çağrılıp tehdit edildikleri ‘Yassıada’da kendinize oda seçin’ seklinde sözler söylendiği de kulağımıza geliyordu” dedi.
Akşener de soruşturma süreci devam ederken konuşmama kararı aldığını belirterek, “Ancak Şevket Kazan’ı aradığım doğrudur” dedi.
'MİLLİYET GAZETESİNE GENERAL Mİ GÖNDERELİM?'
Albright’ın açıklamalarını manşetten duyuran Milliyet gazetesi Genelkurmay Karargâhı’nın baskısına maruz kalmıştı. Dönemin Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak Amerika’nın askere yönelik “Anayasa dışına çıkmayın” uyarısını manşete taşıdıkları için askerin tepki gösterdiğini ve Çevik Bir’in Milliyet için “Oraya da iki general mi gönderelim” dediğini açıkladı. Derya Sazak, Taraf ’a yaptığı açıklamada olayı şöyle anlattı: “Haziranın ilk haftasından itibaren darbenin ayak sesleri geliyor gibiydi. 13 haziranda Genelkurmay’da ikinci basın brifingi yapıldı. Burada iki tane vurgu yapıldı. Birisi 12 Eylül’ün de dayanağı olan TSK İç Hizmet Yönetmeliği Madde 35. Yani ordunun cumhuriyeti koruma kollama görevi. Fakat daha da önemlisi yine aynı yönetmeliğin 85. maddesi açıklandı. O 85. madde de gerektiğinde silahla korumak, silah kullanmak. Şimdi bu ilk defa oluyordu. Aynı gün Washington’da Amerikan Dışişleri Bakanı Albright’a askerin bu açıklaması soruldu. Albright, ‘Ankara’yı demokratik düzenin dışına çıkılmaması konusunda uyardık’ dedi. Yani Amerika darbeye o aşamada karşı çıktı. Bunu manşet yapınca ertesi gün askerlerden çok büyük tepki geldi. Gazete yönetimini de aşacak şekilde bir takım yerlere gidilerek Bir tarafından ‘Oraya da iki general mi gönderelim’ deniyor. Bu laf sonradan bana da bir şekilde duyuruldu.”
(Sesonline.net)