Valilik’teki MİT’çilerin ifadesi Müsteşar Fidan’ı yalanlıyor

Hrant Dink’in 2004’te İstanbul Valiliği’nde 2 MİT mensubu tarafından tehdit edildiği görüşmenin amacı konusunda çelişkili bilgiler ortaya çıktı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakanlığa gönderdiği resmi yazıda, görüşmenin amacıyla ilgili ifadeler, MİT mensupları Özel Yılmaz ve Handan Selçuk’un savcılıkta verdiği ifadelerle yalanlanıyor.

Müsteşar Fidan’ın Başbakanlığa gönderdiği Aralık 2011 tarihli resmi yazıda şu ifadeler yer alıyor: “Bahse konu görüşmeye iştirak eden görevlilerce; Sabiha Gökçen ile ilgili haberlerin toplum içinde infial uyandırabileceği ve söylentilere dayanan bu haberleri yayımlamanın özellikle bazı kişi ve çevrelerce çarpıtılarak kullanılabileceği hususları ifade edilmiştir.”

Görüşmeye katılan MİT mensupları Özel Yılmaz ve Handan Selçuk ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri ifadelerde, İstanbul Valiliği’nde yapılan görüşmeye katılma amaçlarını şu şekilde açıklıyorlar: “Vazifemiz Sabiha Gökçen ile ilgili Hrant Dink’in elinde olan bilgi ve belgeleri Müsteşarlık makamına iletilmek üzere Hrant Dink’ten almaktı.”

Yılmaz ve Selçuk, Hakan Fidan’ı yalanlarcasına, Valilik’te yapılan görüşmede başka bir amaçları olmadığının altını şu ifadelerle çiziyorlar: “Toplantıya katılma sebebimiz habere konu bilgi ve belgelerin bir suretini alıp Müsteşarlığa iletmekten ibaretti. Bunun dışında herhangi bir vazifemiz yoktu. Daha sonra Hrant Dink ile ilgili bize bir görev verilmedi.” 

 

MİT’çilerin Hrant Dink’le ‘görüşme’ amacı neydi?

FUNDA TOSUN

fundatosun@agos.com.tr

Hrant Dink’in 2004 yılında Valilik makamında MİT üyeleri tarafından tehdit edildiği görüşmenin amacı konusunda, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile, görüşmeyi gerçekleştiren MİT görevlileri Handan Selçuk ve Özel Yılmaz’ın ifadeleri arasında farklılıklar olduğu ortaya çıktı. Fidan,  görüşmenin Sabiha Gökçen haberinin “toplum içinde infial uyandırabileceği ve çarpıtılarak kullanılabileceği hususlarının ifade edilmesi” olduğunu öne sürerken, Selçuk ve Yılmaz, söz konusu habere ilişkin “bilgi ve belgeleri” almak için görüşme yaptıklarını iddia etti.

Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu iddiasını taşıyan haberin akabinde, Genel Kurmay Başkanlığı tarafından yayımlanan bildiriden (22 Şubat 2004) bir gün sonra Dink’i İstanbul Valiliğine çağırarak tehdit eden MİT görevlileri Handan Selçuk ve Özel Yılmaz, savcılığa verdikleri ifadede, Hrant Dink’le Valilik’te bir görüşme yaparak Sabiha Gökçen haberine ilişkin bilgi ve belgeleri almak üzere görevlendirildiklerini iddia etti.  MİT Bölge Başkanı H.K.G. emriyle Dink ile görüştüklerini söyleyen MİT’çiler, belgeleri alarak Bölge Başkanlığı’na teslim ettiklerini iddia etti. 

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ise görüşmenin, Müsteşarlığın verdiği talimat ve izinle yapıldığını belirterek, yayımlanan haberin ardından oluşabilecek durumları ifade etmek amacıyla yapıldığını öne sürdü. Fidan, Başbakanlığa gönderdiği,  Aralık 2011 tarihli yazısında, “Sabiha Gökçen ile ilgili haberlerin toplum içinde infial uyandırabileceği ve söylentilere dayanan bu haberleri yayımlamanın özellikle bazı kişi ve çevrelerce çarpıtılarak kullanılabileceği hususları ifade edilmiştir” dedi. Fidan’ın yazısında görüşmenin amacının “bilgi-belge toplamak” olduğuna dair herhangi bir ifade ise yer almıyor.

Valilikte ‘tehdit’i kim organize etti?

Dink’in Valilik makamında tehdit eden MİT’çilere emri veren kurumun hangisi olduğu konusunda bugüne dek farklı pek çok bilgi ortaya çıktı.

İstanbul Valiliği, İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği 07.02.2007 tarihli yazıda; valilikteki görüşmenin “ilgili istihbarat birimleri tarafından valiliğin talebiyle yapıldığını” söyledi. DDK’ya gönderdiği 31.01.2011 tarihli yazıda ise MİT, “görüşmenin vali yardımcısının daveti üzerine yapıldığını” belirtti.

Nedim Şener, ‘Kırmızı Cuma’ kitabında, Başbakanlık Teftiş kurulu müfettişleriyle görüşen üst düzey bir MİT yetkilisinin, “Şimdi çıkıp görüşmenin Genelkurmay tarafından yapılmasının istendiğini nasıl söyleyeyim!” dediğini aktarmıştı.

GÖREVİNİ UNUTAN MİT’ÇİLER!

MİT görevlileri, ifadelerinde, ‘Sabiha Hatun’un Sırrı’ başlıklı habere ilişkin bilgi- belge almak üzere Valiliğe gittiklerini ve aldıkları “Ermenice bir yazı fotokopisi, Sabiha Gökçen’in akrabalarını gösteren 3-4 tane fotoğrafı” Bölge Müsteşarlığına teslim ettiklerini iddia etti. Ancak, MİT’ten, Hrant Dink’e ilişkin elindeki bilgi ve belgeleri isteyen Mahkeme’ye elinde hiçbir bilgi bulunmadığını söyleyen kurum, bugüne dek Valilik görüşmesinde alındığı iddia edilen belgeleri de göndermedi.

Öte yandan, Hrant Dink, “bilgi-belge almak” amacıyla görüşmeye katılan MİT görevlilerinin, belgeleri görmek dahi istemediklerini, “Niçin Hedef seçildim” başlıklı yazısında şöyle anlatmıştı: “Odadan ayrılacaktım ki götürdüğüm belgeleri görmek ya da almak için ısrar bile etmediklerini fark ettim. Belgeleri isteyip istemediklerini onlara ben anımsattım ve verdim. Zaten de konuşmaların içeriğinden, beni hangi amaçla oraya çağırdıkları belliydi. Haddimi bilmeliydim... Dikkatli olmalıydım... Yoksa iyi olmazdı! Artık hedefteydim.”

FİDAN: MİT’ÇİLERE SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMELİ

Geçtiğimiz aylarda Özel Yetkili Savcılığın KCK kapsamında ifadesini almak istediği MİT müsteşarı Hakan Fidan, “Hrant Dink’in öldürüleceğini bilmelerine rağmen görevlerinin gereğini yapmadığı” iddiasına ilişkin olarak Başbakanlığa gönderdiği 23/07/ 2010 tarihli yazısında, kurumda cinayete ilişkin herhangi bir istihbari bilgi bulunmadığı iddiasını yineleyerek, görevlilerin soruşturulmaması gerektiğini ifade etti. Fidan, Başbakanlığa gönderdiği yazıda “MİT görevlilerine yönelik şikâyete ilişkin 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. Maddesi uyarınca cezai takibat verilmemesini, takdir ve tensiplerine arz ederim” ifadelerini kullanıyor.