Gazi katliamı 20. yılında anıldı

22 kişinin ölümüne, 300 kişinin yaralanmasına neden olan, 12 Mart 1995’teki Gazi Katliamı’nın yıldönümünde Gazi Mahallesi’nde tören düzenlendi.

Gazi Mahallesi Katliamı’nın 20. yılında katliamda öldürülenler anıldı. 

Gazi Mahallesi’ndeki anmaya katılanlar arasında Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Emek Partisi (EMEP), Partizan, Halkevleri, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Demokratik Alevi Dernekleri vardı.

Gazi Cemevi, Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi ve Habipler Cemevi "İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz. Katliamı kınıyoruz" ortak pankartı ile yürüyüşte yer aldı.

Saat 10.00’da Gazi Mahallesi Eski Karakol önünde saat 10.00’da başlayan yürüyüşte “Katil devlet hesap verecek”, “Hukuk bittiyse Haziran başlar”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Gazi’yi unutma, unutturma” sloganları atıldı, “Gazi’de, Reyhanlı’da, Roboski’de katledenler hesap verecek” dövizleri taşındı.

Yürüyüşe katılanlar arasında HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de vardı. Tuncel, konuşmasında "Biz bu katliamların hesabını sormadığımız sürece yeni katliamlar yapacaklar. Gazi ve Roboski'de katleden aynı zihniyettir” ifadelerini kullandı.

Gazi Mezarlığı'nda sonlandırılan yürüyüşün ardından katliamda yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Polisler ise Gazi Polis Merkezi’nde konuşlanarak kamera ve uzun mesafe objektifli makinelerle fotoğraf makinesiyle anmaya katılanların görüntülerini çekti.

Ne olmuştu?

12 Mart 1995’te Gazi Mahallesi’nde üç kahvehane ile bir pastane, otomobilden açılan ateşle tarandı. Ölümleri protesto etmek isteyen ve karakola yürüyen halka ateş açıldı, 22 kişi öldü. Ümraniye’de de halkın üzerine açılan ateşte beş kişi yaşamını yitirdi. Resmi kayıtlara göre 300 kişi yaralandı.

20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı, dava “güvenlik gerekçesiyle” Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Dava, Kasım 2001’de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı.

Polis Ahmet Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı.

İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası’na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü.

Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkum oldu. (Bianet/Yüksekova haber)

Kategoriler

Güncel Türkiye


Yazar Hakkında